Hence traducir turco
1,620 traducción paralela
So in that case, we do an up-to-date determination, hence the snow globe.
Öyle durumlarda, kar küremizle güncel kalıyoruz.
Hence, Vlad Kossei,
Sonuç olarak, Vlad Kossei,
Hence the name.
Adını söyle.
And hence... therefore... furthermore... more deaths.
Ve böylece, bu yüzden, dahası... daha çok ölüm olacaktır.
Hence the long-con part.
O sebeple "uzun dalavare" deniyor.
But, I said, unfortunately, everything I said was true, and hence, I could retract nothing.
Fakat, ne yazık ki, hepsinin gerçek olduğunu, ve geri alınacak bir şey olmadığını söyledim.
Hence the swanky new suites.
Bu nedenle şık yeni süitler açıldı.
Hence the financial offer?
- Maddi teklifinize rağmen mi?
Hey, hence the open bar.
Hey, şu andan itibaren açık büfe.
Hence my comment.
Yorumum da buydu.
But, I'm still suspicious of you, hence these.
Yine de hala şüphelerim var... Tüm bunlara neden olan da o şüpheler.
Hence its colour and name.
Adını ve rengini buradan alır.
I had an Aunt Judy who loved to travel, hence the travel section.
Seyahati çok severdi. Bu yüzden seyahat bölümüne koydum.
- Hence, the doorknob?
- Kapı kulpu da bunun için mi?
I am at a loss to explain it. Hence the word "inexplicable".
Kullanılabilecek tek bir kelime var, "açıklanamaz".
Hence, you must buy this comic.
Yani, bu dergiyi almak zorundasın.
Hence, your career is more important to you. Just like me.
Sonuçta, kariyerin daha önemli, aynı benim gibi.
Hence the sport coat. "Hence".
Bundan böyle spor ceket yok.
Say a lot of "hence" when we see him.
Onunla konuşurken bol bol "bundan böyle" de.
I just sit back and cash the checks, hence the sport coat.
Ben sadece çekleri bozduruyorum, bundan böyle spor ceket yok.
Hence the honesty.
Bundan böyle, dürüstlük.
Oh, enough with the "hence".
Bu kadar "bundan böyle" yeter.
Soiled, apostate, hence promiscuous women.
Lekelenmiş, dinden dönen ve önüne gelenle birlikte olan kadınlar.
It will henceforth be our job to objectively and dispassionately ascertain what happened that fateful night that will hence to forth long blight the memory of this proud institution.
Bu gururlu kurumun anısını yaşatacak şekilde, o kader gecesinde neler olduğunu tarafsız ve sakince ortaya çıkarmak bundan böyle bizim görevimizdir.
Hence the green line.
Bu nedenle yeşil olarak çizdim.
- However, in so doing, it zigs past your name, hence zagging you and making you appear weak.
- Ama bunlar olurken.. bu çizgi seni aşıp en üstten doğru geliyor. Seni güçsüz gösteriyor yani.
Hence, I'd be richer.
Dolayısıyla daha zengin olurdum.
Hence blood spatter.
Bu yüzden kan sıçrar.
But in America, it is not uncommon to add some coffee beans, hence the success of coffee-shop chains.
Ama Amerikada, suya biraz kahve tohumu eklenir ki kahve dükkanı zincirleri büyük iş yapsın.
Hence the cash-only thing.
Küba da olması.... sadece nakit ile halledilecek bir iş.
Hence the flower patterns in the wood.
Bundan dolayı çiçek kalıpları ahşap.
Yet both icy giants have their own irregular moons... hence, a third theory :
Oysa bu buz devleri kendi düzensiz uydularına sahip bu nedenle, üçüncü bir teori :
It would be difficult to form galaxies... and, hence, you know, the solar system... and, hence, life on Earth.
Aksi halde galaksilerin... güneş sisteminin... ve dünyanın oluşması çok zor olurdu.
And by comparing the apparent brightness of the distant Type 1a's... with those of the nearby Type 1a's in nearby galaxies... we can get the distance of the distant galaxies... and, hence, the amount of time... that we're looking back in the history of the universe.
Uzaktaki 1A tipi patlamaların parlaklığını... yakındaki 1A tipi patlamalarla karşılaştırarak... uzaktaki galaksilerin matematiksel uzaklığını... dolayısıyla geçmişte... ne kadar geriye baktığımızı hesaplayabiliyoruz.
Hence roof party.
Bu yüzden çatı partisi verildi.
Hence, the energy feeding the storm is electromagnetic.
Enerji beslenmesini elektro manyetik güçlerle besliyor.
Hence, I told you.
- Hadi bakalım. - Aman çok korktum.
Hence the Dojo, hence respect, thou shall believe people who say,
Dojo'ya. Sonra saygı, "Oss" diyen insanlara inanılmalıdır.
It belonged to Charles, hence it had a "CC" engraved on the back.
O, Charles'a aitti. Bu yüzden arkasında "CC" yazan bir kabartma vardı.
It looked a lot like this one, which is mine, hence the "DD".
Aynı benim "DD" yazan saatimin tıpatıp aynısındandı.
Hence, people endear to it.
Dolayısıyla, insanlar beni seviyorlar.
Hence, I panicked.
Aslında, panikledim.
Hence, people endear to it.
Dolayısıyla, insanlar beni severler.
Hence, I'm confused whether you are God or his friend.
Bu yüzden kafam karıştı, sen tanrı mısın yoksa dostu musun?
Hence, I've named them myself.
Bu yüzden, kendi adımı verdim.
Hence, he earned the nickname Vlad The Impailer.
Bundan dolayı Kazıklı Vlad olarak bilinirdi.
Hence, appointing Lord Kyungwon as the Crown Prince quickly... and stabilizing the court is the most viable option, sire.
Bu yüzden, Lord Kyungwon'un aceleyle Veliaht olarak atanması ve saltanatın devam ettirilmesi çok yerinde bir karar, efendim.
Hence, to get an heir is hopeless.
Bu yüzden bir varis beklemek anlamsız.
Hence, we need solid grounds to do so.
Bunu yapabilmek için de sağlam zemine basmalıyız.
Hence the whole dead part.
Ölü adı da oradan geliyor işte.
Hence the bunion.
Nasırların sebebi de budur.