Herr professor traducir turco
66 traducción paralela
A new patient, Herr Professor.
Yeni hasta Profesör.
I did, Herr Professor.
Ben kabul ettim, Profesör.
I am blind, Herr Professor!
Ben körüm Profesör!
Herr Professor, will you permit me to make a test?
Profesör, bir test yapmama müsaade eder misiniz?
Thank you, Herr Professor.
Teşekkürler, profesör.
- Herr Professor.
- Bayan Lefevre.
Yes, Herr Professor.
Evet, Bay Profesör.
Herr Professor Doctor Lindt, you are neglecting your party.
Bay Profesör, Doctor Lindt, partinizi ihmal ediyorsunuz.
Herr Professor, would you admit that, as with fingerprints, no two handwritings could be the same?
Sayın profesör, tıpkı parmak izi gibi el yazısının da kişiye özel olduğunu kabul eder miydiniz?
Ah, Herr Professor!
Sayın profesör!
and plunge down head first into a deep pool, so that the Herr Professor and all of us may have our hands free again
Ve ilk defa suyun derinliklerine dalın. Dalın ki, Sayın Profesör ve hepimiz şaşırıp kalabilelim.
Good evening, Herr Professor.
- İyi akşamlar, sayın profesör.
Mitch has told me that Herr Professor is approaching.
Mitch, Herr Profesör'ün yaklaştığını söyledi.
Well, not everyone is called, you know, like our Herr Professor... to go speaking and writing and spewing work forth... like some farm machine.
Herkes senin saygıdeğer Profesörün gibi durmadan konuşan, yazan, sözcükler tüküren kurulmuş bir makine değildir!
The Herr Professor has been so good as to express this - He wishes that we should gather here in this drawing room... at 1 : 00 this afternoon.
Pek sayın Profesör, saat bire doğru hepimizin burada, yemek odasında toplanmamızı buyurmuşlar.
Love with a water spirit awaits you... in your guise as the naiad of perfection... so that our Herr Professor and all of us... can just throw back our heads and say...
Suların derinliklerinde bir aşk mükemmel su perisi kostümüyle sizi bekliyor. Profesör de, bizler de, hepimiz size şöyle bir bakıp, haykıralım :
Wouldyou like some water, Herr Professor?
Bir bardak su ister miydiniz?
Over here, Herr Professor.
Profesör, beni takip edin.
Herr Professor, there is something we must do.
Sayın Profesör, yapmamız gereken bir şey var.
Herr Professor, I need your help.
Sayın Profesör, yardımınıza ihtiyacım var.
Herr Professor.
Sayın Profesör.
Herr professor workedall night on it.
profesör bütün gece üstünde çalıştı.
Herr professor?
Profesör?
Herr professor lets you taketoo many risks.
Profesör bi çok risk almanıza izin veriyor.
Herr professor's brotherdied suddenly.
professor'ün abisi aniden öldü.
We are disturbed over your level of cooperation, Herr Professor.
İşbirliği düzeyinizden fazlasıyla rahatsız olduk, Profesör.
Good day, Herr Professor.
İyi günler profesör.
Then I believe, Herr Professor, that we can proceed no further.
Profesör, inanıyorum ki bundan sonra ilerlemeler kaydetmemiz çok uzak değil.
Have a safe journey home, Herr Professor.
( Breuer ) İyi yolculuklar dilerim, Profesör.
Herr Professor.
Profesör.
Your documents and receipts, Herr Professor.
Belge ve makbuzlarınız Sayın Profesör.
No, this time, I am on the mission to expose the lunacy of the medical staff here at the Seizling Institute, the negligence, Dr. Shapiro, and the impotence of Herr Professor Nathan Gross, et al.
Hayır, bu sefer, Dr. Shapiro ihmalindeki ve Sayın Profesör Nathan Gross'un basiretsizliğindeki gereksiz sağlık malzemelerini, ortaya çıkarmak üzere görev almış olarak buradayım. Tabii ayrıca diğerleri.
Herr Professor!
Sayın Profesör!
The Herr Professor is indisposed.
Bay Profesör rahatsız.
Oh, Herr Professor, I'm so sorry to interrupt.
Herr Professor, böldüğüm için kusura bakmayın.
It cannot, Herr Professor.
Edemez, Herr Profesör.
Good day, Herr Professor.
İyi günler, Herr Profesör.
Minister Rathenau's name was on that list, and so was yours, Herr Professor.
Bakan Rathenau'nun adı o listedeydi. Ve sizinki de, Herr Profesör.
I am self-taught, Herr Professor. Ah.
Kendi kendime öğrendim, Herr Professor.
Herr Professor, Miss Maric and I were just discussing...
Herr Profesör, Bayan Maric'le şeyi konuşuyorduk...
You will address me as Herr Professor, you impudent twit!
Bana "Herr Profesör" diye hitap edeceksin, seni arsız budala!
My apologies, Herr Professor, but I don't understand...
Özür dilerim Herr Profesör ama anlamıyorum...
Herr Professor.
Herr Profesör.
- Herr Professor.
- Sayın Profesör.
I would be remiss to challenge your opinions, Herr Professor.
Fikirlerinize karşı gelmem dikkatsiz olmam lazım, Sayın Profesör.
What I mean to say, Herr Professor, is... you make many observations I hadn't considered, much to my regret.
Söylemek istediğim şey, Sayın Profesör,... maalesef, daha önce üzerinde düşünmediğim çok fazla gözlemde bulundunuz.
Professor Herr Kibitzen.
Profesör Bay Kibitzen.
Nein, Herr Professor.
Hayır.
Not every man is capable of being a writing'perpetuum mobile like your Herr Professor. Done something!
Sen de bir şeyler yapmalıydın.
I'll tell you... since the Herr and Frau Professor have come to visit... my life's gone completely off the track.
Bir şey diyeyim mi, profesörle karısı geldiğinden beri hayatım tamamen alt üst oldu.
I'm not a professor, Herr Klimt.
Ben profesör değilim Bay Klimt.