English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ H ] / Hewlett

Hewlett traducir turco

159 traducción paralela
Yes, I... Who else do I handle? I also handle Hewlett-Packard,
Evet, başka hangi firma bendeydi?
Citicorp, Eastman Kodak, they always ask for me.
Hewlett Packard, Citicorp Eastman Kodak, hep beni talep ederler.
Well... I've got this guy who tells me to buy Hewlett-Packard, but I've been burned on tips.
( boğazını temizliyor ) Şey... Hewlett-Packard almamı söyleyen bir adam var... ama ben tüyolara bayılıyorum.
Hewlett.
Hewlett.
Well... This guy who should know tells me to buy Hewlett-Packard, but I've been burned on tips.
Hewlett-Packard almamı söyleyen bir adam var... ama ben tüyolara bayılıyorum.
Um, Hewlett, well, let's see... it closed at 411 / 4, up 1 / 8.
Hewlett. Şimdi, bakalım. 41 1 / 4'te kapandı. Sekizinciden.
I used a Hewlett-Packard 57-10A dual-column gas chromatograph with flame analysation detectors.
Bir Hewlett-Packard 57-10A alev analiz detektörlü, çift sütunlu gaz kromatografı kullandım
when i was in school, i had a part-time job at hewlett-packard.
Okurken Hewlett Packard'ta yarı zamanlı çalışıyordum.
Hewlett, sit down.
Hewlett, Otur yerine.
Hewlett, I own you.
Hewlett, sen benimsin.
Hewlett, why don't you take some of this stuff home with ya?
Hewlett, neden bu artıkları evine götürmüyorsun?
- Where's Hewlett?
- Hewlett nerede?
- Who is Hewlett-Packard?
- Hewlett-Packard kimdir?
I work for Hewlett-Packard sometimes.
Biliyorsun bazen Hewlett-Packard için çalışıyorum.
You guys are the greatest duo, since Hewlett and Packard.
Siz mükemmel bir çiftsiniz Hewlett and Packerd'dan beri.
I'm Hewlett.
Ben Hewlett.
- Think HewIett-Packard.
- Hewlett-Packard'ı düşünün.
You're- - Hewlett Packard's ace in the hole, aren't you?
- Dexter O'Neil, Jackson'dasınız.
Hewlett-Pack...
Hewlett-Pack...
Hewlett-Packard, and the epicenter of the late -'90s technology boom.
Stanford Üniversitesi'ne, Hewlett Packard'a ev sahipliği yapıyor. Ve 90'ların sonundaki hızlı teknolojik büyümenin merkezi.
Once we send the right signal to the marketplace that the two guys in the garage who created Hewlett-Packard... Those two guys today, I want them working on clean energy.
Bir kere piyasaya doğru sinyali verdiğimizde araba garajında Hewlett-Packard'ı yaratan iki genç... o iki genç bu defa temiz enerji üzerinde çalışır.
" Johnny Chase walks around Hewlett harbor with the same vacant eyes that manned the decks of the gokstad in the short-lived, highly glofied'Viking Quest.'"
"Johnny Chase, Hewlett Limanı çevresinde ; oldukça övülen kısa ömürlü" Viking Quest " dizisindeki olduğu gibi aynı boş gözlerle yürüyor'"
I spoke with Dr. Hewlett and...
Dr. Hewlett ile konuştum ve...
Hewlett County, Virginia is twice as likely to bring criminal charges against blacks as it is whites.
Virgiana Hewlett şehrinde siyahlar beyazlardan daha fazla suçlamaya maruz kalıyor.
I once spent two-and-a-half hours on hold with Hewlett-Packard customer service just to complain about their customer service.
Bir keresinde Hewlett Packard'ın müşteri hizmetlerinde iki buçuk saat sadece müşteri hizmetlerini şikayet etmek için beklemiştim.
Frank Dorland and the Hewlett - Packard Company.
Frank ve Dorland Hewlett-Packard Company.
At the time, Hewlett-Packard found that the temperature always stays about the same temperature, no matter if it's in hot or cold.
Zamanda, Hewlett-Packard bulduğu sıcaklık Hep aynı hakkında kalır bu ise ısı olursa olsun sıcak veya soğuk.
This car may sound like it's from page 57 of Hewlett-Packard catalogue
Bu araba Hewlett Packard katalogunun 57. sayfasına benziyor.
A Hewlett-Packard 346-A toner, to be exact.
Hewlett-Packard 346-A toneri açık olmak gerekirse.
Hewlett and Packard.
Hewlett ve Packard.
Dibs on Hewlett.
Hewlett benim.
What, you want to be Hewlett?
Hewlett olmak mı istiyorsun?
Or you could buy something from Hewlett-Packard.
Ya da Hewlett-Packard'tan bir şeyler alabilirsin.
Steven Hewlett caught him red-handed
Steven Hewlett onu dükkandan çalarken yakalamış.
Uh, Diane Hewlett.
Uh, Diane Hewlett.
Hewlett, his chief of staff.
Hewlett, personel şefi.
[ted gasping, wheezing] Hewlett took off.
Hewlett, gitmiş.
Okay, now, did Hewlett do anything... anything strange?
Tamam, şimdi, Hewlett, şüpheli bir şey yaptı mı?
You're also suggesting That Hewlett is killing her cohorts.
Aynı zamanda Hewlett'in kendi yandaşlarını öldürdüğünü mü söylüyorsunuz?
All right, now, Hewlett has to have some intel About Julia Helmsworth here.
Tamam, şimdi, Hewlett'in Julia Hemsworth ile ilgili istihbaratı olmalı.
- Freeze, Hewlett!
- Hewlett, kımıldama?
Hewlett, come on out, okay?
Hewlett, dışarı gel.
Hewlett!
Hewlett!
Hewlett! [thud]
Hewlett!
That Hewlett used an unidentified toxin On her victims.
Hewlett'in kurbanları üzerinde tanımlanamayan bir toksin kullandığını yazacak.
Major Hewlett will have justice for Captain Joyce.
Binbaşı Hewlett, Yüzbaşı Joyce için adaleti sağlayacak.
My father believes that you killed him. And he plans to say so to Hewlett.
Babam onu senin öldürdüğüne inanıyor ve bunu Hewlett'e söylemeyi düşünüyor.
And why did you go to Mr. Woodhull? Why not straight to Hewlett?
Peki neden Bay Woodhull'a ya da neden doğruca Hewlett'a gitmediniz?
No Hewlett, no regulars.
Hewlett'a ya da muvazzaflara değil!
I don't know what Major Hewlett told you or what was said to him, but the fault with this lies with- -
Binbaşı Hewlett'ın size ne dediğini veya ona ne söylediğinizi bilmiyorum ama asıl suç...
I'm to be quartered here by order of Major Hewlett.
Binbaşı Hewlett'ın emri üzerine burada konaklıyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]