Himmler traducir turco
457 traducción paralela
Heinrich Himmler, Reichsführer-SS and Chief of the German Police, Hitler, and Viktor Lutze, Stabchef-SA
Heinrich Himmler, Reich führeri-SS, Alman Polis Şefi Hitler ve Viktor Lutze, Stabchef-SA
Heinrich Himmler, Reichsführer - SS, leads the march past of the SS
Heinrich Himmler, Reich lideri-SS, SS'in geçiş törenine öncülük ediyor
Reichsführer - SS Heimlich Himmler salutes the Führer
Reich lideri-SS Heimlich Himmler Führer'i selamlıyor
Himmler and Hitler take the salute of the Leibstandarte-SS Adolf Hitler, the Führer's personal bodyguard regiment
Himmler ve Hitler Leibstandarte'yi selamlıyor, Führer'in özel muhafız alayı
Unlike Goebbels, Himmler and the rest of them, Kindler had a passion for anonymity.
Hitler'den farklı olarak, bu çok açık, Kindler ismini hep sakladı.
Himmler, Bormann and that crowd.
Senden hoşlanmayan Himmler, Bormann gibiler?
Does our friend Himmler have to have a reason for wiring a room?
Dostumuz Himmler'in bu odayı dinlemek için sebebi mi olmalı?
But if Ribbentrop found out Kaltenbrunner made a mistake and Goebbels found out about Ribbentrop and Himmler found out about Goebbels...
Ama Ribbentrop, Kaltenbrunner'in hata yaptığını öğrenirse ve Goebbels, Ribbentrop'un bunu öğrendiğini öğrenirse ve Himmler, Goebbels'in bunu öğrendiğini öğrenirse...
Hothouses where Himmler cultivated rare plants.
Himmler'in nadir bitkiler yetiştirdiği ısıtmalı seralar
Himmler pays a visit.
Himmler ziyarete geldi.
Himmler concentrates on destruction.
Himmler imhaya konsantre oldu.
They'll send a report to Himmler
Himmler'e bir rapor gönderecekler.
It was Himmler.
Himmler biliyordu.
Himmler even issued a special directive, an elaborate directive. It basically ordered women to submit to the sexual advances of soldiers.
Yine Himmler kadın ve kızların askerlere hayır diyemeyeceğine dair çok ayrıntılı bir emir hazırladı.
Himmler, the Gestapo chief is in the line, as well. Here comes his turn, finally.
Gestapo'nun şefi Himmler de sırada.
The first to follow Hitler's example was chief of the Gestapo Himmler.
İlk olarak gestapo şefi Himmler başladı, ellerini burada tutmaya.
Himmler planned to build on the other side of the Urals.
Fakat Himmler'e göre : Maidanek, Auschwitz, Treblinka,
Vice Minister Himmler has recently learned that the Louvre has a very valuable tapestry.
Yardımcı Bakan Himmler son zamanlarda Louvre'da çok değerli bir goblen olduğunu öğrendi.
Soon I will be with mein Führer. And Göring! And Goebbels!
Çok yakında liderimin, Goering'in, Goelbbel'ın ve Himmler'in yanında olacağım.
Maj. Bernd Himmler.
Binbaşı Bernd Himmler.
I told him I was Himmler's brother.
Ona Himmler'in kardeşi olduğumu söyledim.
It's the date of a secret report sent to guess who? Mr Himmler!
Gizli bir raporun birisine gönderilmesiyle aynı tarih.
Today Mr. Heydrich, general of the S.S. And head of security, was sent to Paris by Mr. Himmler, chief of the S.S. And the police, to officially install Mr. Oberg in his new post in occupied territory.
Bugün, S.S.'in generali ve güvenlik şefi Bay Heydrich Bay Oberg'i işgal altındaki bölgede resmi olarak yeni görevine yerleştirmek üzere polis ve S.S. amiri Bay Himmler tarafından Paris'e gönderildi.
Because that scene was directed by Judge Himmler.
Çünkü bu sahne Yargıç Himmler tarafından çekildi.
Himmler said he'd let no one bring anyone a birthday cake.
Himmler doğum günü pastası getirilmesine müsaade etmeyeceğini söyledi.
- Himmler, I want to say...
- Himmler, söylemek isterim ki...
- "Judge Himmler" to you!
- "Yargıç Himmler" size!
My last witness is Judge Ernest Adolf Himmler... Chairman of the Board of the Chicago Courts... appointed by the government... to stage the proceeding known as...
Son tanığım, "Sekizlinin davası" olarak bilinen davayı düzenlemek amacıyla hükümet tarafından tayin edilen Chicago Mahkemesi Kurulu Başkanı Yargıç Ernest Adolf Himmler.
Himmler-the-dwarf won't be hard on us :
Cüce Himmler bize karşı çok acımasız olmayacak.
Göring, Himmler and Mussolini from Italy were there.
... Göring, Himmler ve İtalyan Mussolini toplanmışlar.
Heinrich Himmler, gentleman of the SS, it came with Heydrich, its terrible and beautiful lieutenant.
SS şefi Heinrich Himmler, acımasız ve yakışıklı yardımcısı Heydrich ile birlikte.
"Himmler delivers his speech on King Henry the Fowler. In 1936."
Himmler, 1936'da Kral Henry önünde konuşmasını yapıyor.
I never asked Keitel, I never asked Himmler...
Ben hiç Keitel'a sormadım, hiç Himmler'a sormadım...
He is Heinrich Himmler.
O, Heinrich Himmler'di.
Himmler it is who refines the philosophy of Nazism, its ideas on politics and on race.
Himmler, Nazi felsefesinin, politik ve ırkî yaklaşımını rafine eden kişiydi.
So I allowed myself to be persuaded and thereby, if you like, I came by fate to the SS to be Himmler's adjutant.
Kendimi ikna ettim ve tabiri caizse, SS'in kaderine ortak olarak Himmler'in yaveri oldum.
( narrator ) Himmler's dream for his elite guard had roots in the fabled past, in the culture of an older, Aryan Germany.
Himmler'in, SS için tasavvur ettiği şeyler kökünü efsanevi geçmişinden alıyordu. Eski bir kültür olan Aryan Almanyası'ndan.
( translator ) Himmler had set out to achieve a dream.
Himmler bir hayâli gerçekleştirmek üzere yola çıktı.
With Himmler at their head, they would create a racially superior Europe.
Başlarında Himmler oldukça, ırksal anlamda bir Avrupa süper gücü yaratabilirlerdi.
And Himmler had taken much from this - the hierarchy, the strict selection and leadership, and the punishments.
Himmler onlardan çok ders çıkarmıştı : Hiyerarşi, seçicilik, liderlik ve cezalandırma.
( narrator ) Himmler himself exacts the oath of obedience unto death.
Himmler, ölene dek sâdık kalınacak, bağlılık yeminini dayatıyordu.
( narrator ) ln August 1941, Himmler visited a concentration centre near Minsk.
Ağustos 1941'de Himmler, Minsk yakınlarındaki bir toplama merkezini ziyaret etti.
And Himmler had never seen dead people before, and, in his curiosity, he stood right up at the edge of this open grave - a sort of triangular hole - and was looking in.
Daha önce ceset görmemiş olan Himmler merakının da etkisiyle, mezarın tam kenarında dikilmeye başladı. Bir tür üçgen deliğin orada yani. Gözlerini dikti.
While he was looking in, Himmler had the deserved bad luck that from one or other of those who'd been shot in the head, he got a splash of brains on his coat, and I think it also splashed onto his face.
Dikkatle oraya bakarken, hak ettiğini buldu. Kafasından vurulan bir ya da birkaç kişiden etrafa saçılan beyin parçaları paltosuna yapıştı. Sanırım yüzüne de geldi.
( translator ) After the shooting, Himmler gathered the shooting commanders.
İnfaz sonrası Himmler ilgili komutanları biraraya topladı.
At Wannsee in January 1942, Himmler's deputy, Heydrich, convened a conference.
Ocak 1942'de, Wannsee'de Himmler'in yardımcısı Heydrich, bir toplantı gerçekleştirdi.
In summer 1942, Himmler visited Auschwitz to inspect progress, to see for himself how things were getting on.
1942 yazında, Himmler, gidişatı kendi gözleriyle görmek çalışmaların ne aşamada olduğunu tetkik etmek üzere Auschwitz'e geldi.
Yet even now, Himmler urged the master race to fight on.
Himmler ise hâlâ, esas kavgaya devam edilmesini istiyordu.
Well, he said - and just imagine, that was still too few for Himmler.
Bana... Düşünün bu hâlâ Himmler için çok azdı.
Himmler said to me, "'There must be more than that. "'
Himmler bana, "Bundan daha fazla sayıda olmalı." dedi.
Himmler negotiates the capitulation with the Conde Bernadotte.
Himmler, Folke Bernadotte ile şartlı teslim konusunu müzakere etmişti.