English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ H ] / Hoarding

Hoarding traducir turco

261 traducción paralela
Against profiteering and hoarding
Vurgunculuk ve istifçiliğe karşı
- Are you hoarding bathing suits?
- Mayo mu biriktiriyorsun?
I wish I felt that... I've been hoarding pennies like a miser here in order to...
Keşke böyle düşünmesem... Pinti biri gibi kuruşları sayıyorum...
He was reading the theatre hoarding.
Gazetede tiyatro reklamını okuyordu.
- Still hoarding all your loot, Skip?
Hâlâ ganimetleri istifliyor musun, Skip?
Let's see what Miss McCardle is hoarding.
Bakalım Bn. McCardle neler saklamış.
You've been hoarding a quart of scotch in a shoebox?
Viskiyi ayakkabı kutusunda mı saklıyordun?
He knows very well what Kawaguchiya is doing hoarding rice, too
Kawaguchiya'nın ne yaptığını çok iyi biliyor. Pirinç stok ettiğini de.
Look well at this man who secreted another girl more closely... -... than a miser hoarding his gold. - Sarah!
Elalemin kızını, bir cimrinin altınlarını koruduğundan daha sıkı himaye eden adama bakın.
All the greedy buying and bidding and hoarding.
Aç gözlü alımlar, ihaleler ve biriktirmeler!
He took personal control of the food supply, hoarding it for himself.
Yemek işlerini kişisel kontrolüne aldı, kendisi için isfifçilik yaptı.
[Gasp] spend this fortune, which God has been hoarding for you, in good and holy ways.
- Hazineyi hayırlı işlerde kullanırsan tanrı seni koruyacaktır
Spend this fortune, which God has been hoarding for you, in good and holy ways.
- Hazineyi iyi yolda kullanırsan Tanrı seni koruyacaktır
In one of his various occupations, he discovered the nomen were hoarding everything from medicine to laser generators.
Çeşitli işlerinden birinde, Nomenların ilaçtan lazer jeneratörlerine kadar her şeyi istiflediklerini keşfetmiş.
In one of his various occupations, he discovered the nomen were hoarding everything from medicine to laser generators.
Çeşitli işlerinden birinde, ilaçtan lazer jeneratörlerine kadar herşeyi istifleyen Noman'ları keşfetti.
I have spent many hours of my free time, encouraging my agents... to deface Party posters and hoarding announcements.
Boş zamanlarımı ajanlarımı Parti posterlerini bozmaları ve duyuruları toplamaları konusunda cesaretlendirerek harcadım.
There's 27 years hoarding in there.
27 yıllık birikimim var orda.
There's a world surplus of microchips and Zorin is hoarding them!
Dünyada mikro çip fazlası var ve Zorin bunları stok yapıyor!
I'm sure the miser's hoarding some sugar.
Bu cimri, eminim bir yerlere şeker istiflemiştir.
You know, I can't... I wouldn't enjoy having a whole lot of money, like being a millionaire and hoarding it, you know?
Çok param olsa, milyoner olsam ve sadece biriktirsem hiç keyif almazdım.
I do believe I have to confess in spending money and not just hoarding it.
Ben insanın parayı biriktirmemesi, aksine harcaması gerektiğine inanırım.
Here I am! Your sister's been hoarding me long enough.
Kız kardeşin uzun süredir benden yararlanıyor.
Why don't you do us a favor and quit hoarding all the guilt?
Neden bize bir iyilik yapıp, tek suçlunun sen olduğu düşüncesini bırakmıyorsun?
You're hoarding'.
Biriktiriyorsun.
Hoarding every dollar, counting every nickel, pinching every penny.
Her doları biriktirmek, her kuruşu saymak.
Hoarding food is a major infraction.
Yiyecek saklamak ciddi bir suçtur.
Meanwhile, little John D. Rockefeller just kept on hoarding his loot.
Bu arada küçük John D. Rockefeller aldığı her kuruşu biriktirmişti.
Number four : hoarding water rations is a violation.
4 numara : Stoklamak "Yetki dışı su bulundurmak yasaktır".
I can't believe you're hoarding sex moves.
İnanamıyorum. Seks pozisyonlarını anlatıyorsun.
The guy with the Hawaii transfer got busted for hoarding Victoria's Secret catalogs.
Hawaii'ye tayin olan adam Victoria's Secret kataloğu stoklarken yakalandı.
Not only that, below the house I have emergency provisions that I put in there years ago, that I'm kind of hoarding down there.
Sırf burası değil, evin altında da yıllar önce koyduğum acil durum erzağım var.
Hoarding.
Biriktiriyorum.
There will be no hoarding.
Stokçuluk olmayacak.
It's been hoarding information- - biology, physiology, neurology.
O bilgi topluyordu. Biyoloji, fizyoloji, nöroloji.
I nearly used slayer moves on a woman who was hoarding the pumpkin pie filling.
Bütün balkabağı turtası malzemesini yağmalayan bir kadına avcı hareketlerimi yapmak zorunda kalacağım sandım.
- And hoarding. Leave it to the Democrats to let the Spaniards back in the pantry.
Demokratların İspanyolların istifasına göz yumması beni hiç şaşırtmaz.
Especially, if you treat the law on hoarding likeyou do.
Özellikle, senin yaptığın gibi yasa çiğnenirse.
While the monks of the West were hoarding their wisdom on scraps of expensive parchment, paper enabled Islamic civilisation to spread its newfound knowledge far and wide, creatingu single community, linking three continents.
Batılı rahipler bilgilerini, pahalı parşomen kâğıdında müsvedde halinde saklarken, kâğıt, bilgileri ve buluşları İslam uygarlığının en uzak köşesine kadar ulaştırarak, üç farklı kıtayı tek bir toplum haline getiriyordu.
I heard you're hoarding the field down here.
- Merhaba Peter... Feokromositoması olan bir hastayı burada tuttuğunu öğrendim.
- Hoarding food.
- Yiyecek istiflerken.
Do you see roots hoarding water from the trunk?
Köklerin, gövdeden su çektiğini, hiç gördünüz mü?
He wanted you to stop hoarding all the penicillin.
Penisilin stoku yapmayı kesmeni istedi.
Why were the women from the Unio hoarding powder?
Unio'dan gelen kadınlar neden cephane stokluyordu?
Why were the women from the Unio hoarding powder?
Neden diye soruyorum?
You've been hoarding your medication for weeks.
Haftalardır ilaçlarını saklıyorsun.
On the other hand, if we share what we have, instead of hoarding it, we might find other people willing to do the same.
Diğer taraftan, eğer elimizdekileri paylaşmak yerine... istiflemeye başlarsak kendimizi diğer insanların yaptıklarını yaparken bulabiliriz.
And why they shouldn't be hoarding their ale.
Ve neden biralarını istiflemiyorlar.
I've been hoarding Seconal like a proper junkie.
Özel bir serseri gibi istifleniyorum.
- Of all the hoarding cruds!
- Topladığı her şey burada!
When you walk into their offices and say "you should use all open source for your business because sharing is good and hoarding is evil" - it doesn't work!
Daha dialoğun başında kaybedersiniz Ben iş yapmaya karşı değilim, ama
No more hoarding.
Artık ödeme yok!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]