Holders traducir turco
255 traducción paralela
- You better see these plate holders. - What's the matter with them?
- Bilirkişi olarak bu fotoğraf klişelerinden en iyi sen anlarsın.
Now, you fortunate holders of ducats, you are about to witness the most phenomenal...
Ve şimdi, şanslı izleyiciler, en olağanüstü...
including Tin, four black holders.
Tin ile birlikte dört kişiler.
Still, it's been my impressión that presidential appointments were restricted to sons of holders of the Medal of Honor.
Bildiğim kadarıyla başkan atamaları sadece Onur Madalyası sahiplerinin oğullarına veriliyor.
And to pack me off to Botany Bay, would be poor compensation for the panic that would arise among the share holders.
Ve beni Botany Körfezi'ne yollamak panik için az bir bedel olur ve bu hissedarlar arasında ayaklanma çıkartır.
It's only that with the mortgage holders and the death duties... my inheritance of Hurstwood is purely nominal.
İpotek alacaklıları ve veraset vergileri yüzünden Hurstwood mirasım artık çok düşük.
So, the death tax people, and the mortgage holders... can fight it out with the ghost for possession.
Yani verasetçiler ve alacaklılar anca hayaletle mal mülk savaşına girebilir.
We request the franchise holders to put up $ 50,000.
Bizimle iş yapacak yeni katılımcılardan, elli bin dolar istiyoruz.
We're the exclusive holders of this material, to be exhibited only in court.
Kontrata göre kanıtlar bize aittir. Ancak hukuki bir durum olduğunda açıklanabilirler.
Like I said, I began taking things : the silverware, a couple of candle holders, a couple of lighters and the jewelry
Dediğim gibi, eşyaları almağa başladım, gümüş parçalar, bir miktar şamdan, bir kaç çakmak ve takılar.
All ticket holders with the word "up" printed on the tickets please use the escalators for the upper level.
Biletlerinin üzerinde "Yukarı" ibaresini görenler lütfen üst kata çıkmak için yürüyen merdivenleri kullansınlar.
Present holders of the East Midlands Most Awful Family Award lower-middle-class section.
Midlands'ın En İğrenç Ailesi ödülünün sahibi alt-orta sınıf.
'All you lucky first-ride ticket holders, hang on to them.
Trene ilk binecek talihliler, biletlerinizi sıkı tutun.
Ticket holders, assemble at the boarding platform.
Biletliler, lütfen biniş yerinde toplanın.
'Will the lucky holders of the gold tickets please go to the front of the line.'
Altın biletleri olanlar ön tarafa geçebilir mi acaba?
Please show your tickets. Only special gold ticket holders for the first ride.
İlk tur için sadece altın biletleri olanlar binebilir.
Tie holders are not the right thing for me.
Kravat tutucu satmak bana göre bir şey değil.
I told the old man we're through with tie holders.
İhtiyara kravat tutucu işine devam etmeyeceğimizi söyledim.
Three pen holders.
Üç tane kalem sapı.
- Hey! I was looking for those pot-holders!
Fırın eldivenini arıyordum.
Corpses hand in hand with bloody first-class ticket holders... standing in lines for miles waiting for transport.
Cesetler el ele ve yanlarında da lanet bilet tutucularıyla trene binmek için uzuuun bir kuyruk oluşturmuşlar!
All ticket-holders proceed to Gate 20.
Tüm yolcular, lütfen 20 numaralı kapıya.
Tell them one Lesotho official and seven holders of United Nations passports.
Bir resmi Lesotho görevlisi ve yedi BM pasaportlu yolcu olduğunu söyle.
Couple of 5 % holders.
Birkaç % 5'lik hisse sahibi.
Herman's not just a mayor around here, he's one of our primary property holders.
Herman buranın sadece belediye başkanı değil en önemli mal sahiplerimizden biridir.
"If you've got the boulders, we've got the holders."
"Sizde minavre varsa bizde kılıf mutlaka vardır".
Oh, honey, would you get the little silver corn holders?
Tatlım, küçük gümüş mısır tutaçlarını getirir misin?
What corn holders?
Hangi mısır tutaçları?
That was taken by one of my policy holders.
Benden sigorta poliçesi alan biri çekmişti.
Of several credit-card holders, in conjunction with several companies- -
Birkaç kredi kartı firmasından...
Couple of 5 % holders.
Birkaç % 5'lik hisse sahibi. - Yaramaz.
Security wants updated list of all concert ticket holders.
Güvenlik bütün davetlilerin son listesini istiyor.
Ponytail holders?
Saç tokası mı?
I did a little creative key-punching and cross-referenced our list parameters with policy holders at Third Mutual.
Küçük bir araştırma yaptım ve diğer şirketteki poliçelerinin müşterek... -... olduğunu öğrendim.
Yeah, and one of those foam beer-can holders.
Evet, ve bir tanede köpükten bira açacağı.
Where are your cup holders?
Bardak tutacağı nerde?
You know, we'll sell Oprah T-shirts, Oprah corn holders Oprah minivan covers and, Al, my very favorite, Oprah Soap on a "Roprah."
Bilirsin, Oprah T-shirtleri, Oprah mısır tutacakları Oprah minibüs brandaları ve, Al, benim favorim, adı "Roprah" olan Oprah sabunu.
Hello, ticket holders!
Merhaba, bilet sahipleri!
" The Dalai Lama and all the revered holders of the faith
" Dalay Lama ve bütün saygın inanç sahipleri...
It would be nice if you called ticket-holders if a game is gonna be rained out.
Eğer yağmur yüzünden maç iptal edilecekse bunun bilet sahiplerine haber verilmesi güzel olur.
You have to cut these six-pack holders up otherwise fish get trapped in them
Altılı paket tutacaklarını kesmelisin, yoksa balıklar takılıyor.
One of those magnetic coin holders for your car.
Araban için mıknatıslı bozuk para kutusu.
Titanium armour, a multitasking heads-up display, and six beverage cup holders.
Titanyum zırh, çok-amaçlı göz-hizası görüntüleme, ve 6 içecek bardağı taşıyıcısı.
- Mister chairman, I move we convene a stock holders meeting next week, so this matter can be put to a vote.
- Bay Chairman haftaya hisse senedi sahipleriyle bir toplantı ayarladım böylece daha fazla oy kazanabileceğiz.
I'll notify the stock holders.
Ben hisse senedi sahiplerine haber veririm.
It's the land I want and unless I can shut Wayne up, the stock holders will never authorize the purchase.
Benim istediğim o bölge ve Wayne'i susturamazsan hisse senedi sahipleri satın alma iznini asla vermeyecek.
Come on in. We're knitting pot holders.
İçeri gel, örgü yapıyoruz.
Pen holders, plastic saints...
Plastik kalemlikler, plastik biblolar.
And seats with beverage holders,
Bardak tutacağı olan koltuklar istiyor.
We need you, Chef. Hey Chef, we're gonna run down to the office supply store and get some leather holders for our pagers, you wanna come?
- Hey Şef, ofis ekipmanları mağazasına gidip, müşteriler için deri tanıtım dosyaları alacağız, gelmek istermisin?
Ooh, look at all these clever pencil holders.
Kronk'u almak istiyorum.