Hose traducir turco
1,778 traducción paralela
No way I'm cutting that hose. No way I'm letting you in the room when that thing comes out of me.
O şey içimden çıkarken, odaya girmene asla izin vermem.
April said that the medical center was running low on gasoline for the generator and it occurred to me that if we had a length of hose and a funnel, we could siphon gas out of our cars.
April kliniğin jeneratörünün gazının azaldığını ve bir huni ve hortumumuz varsa arabalardaki benzinleri boşaltabileceğimizi söyledi.
With you and the kid around I won't have to hose down the washing machine so often.
Sen öldüğünde olacaklarla ilgili. Tamam. Araban kime kalacak?
Hose them out of the building.
Onları binadan çıkarın.
Use the hose on the other side of the house.
Evin diğer tarafındaki hortumu kullan.
Open that, stick the hose in.
Şunu açıp hortumu takıyorsun.
You might as well spray me down with a fire hose. It just sounds so hateful coming from you!
Sen söyleyince çok nefret dolu oldu!
I'm going to need a hose.
Bir ata ihtiyacım olacak.
That round, black hose thing.
Şu yuvarlak, siyah hortum.
Don't make me take out my hose.
Hortumumu çıkarttırma.
You could hose bird feces off the building exterior with a pressure washer.
Biranın dışındaki kuş pisliklerini tazyikli su hortumuyla temizleyebilirsiniz.
Thing's like a garden hose.
O tüp hortumdan farksız.
OK, Dad, time to turn on the money hose.
Tamam baba. Kesenin ağzını açma zamanı.
What's with the hose? Hang on.
- Hortumla ne yapacaksın?
You can't just blast people with a hose in a bar.
Bardaki insanları öylece ıslatamazsın.
She's gonna be doing something or other. And then we're gonna blast her with water from a hose.
Bize şovunu sunacak ve ardından onu hortumla ıslatacağız.
"Please hose down all items you have forn-I-cated on."
"Lütfen üzerinde düz-üş-tüğünüz her şeyi temizleyin."
Hose it down anyway.
Yine de temizle.
To get your tools all this hose is kind of a mess, though you might wanna..
düzgün bir şekilde dizdim. Hortum biraz karışmış.
We could run a fire hose from a hydrant into the teachers lounge, turn it on.
Yangın hortumunu öğretmenler odasında sokabiliriz.
We go along with the prank, but then, when no one's around, we double back, pull the hose through the window before it does any damage.
Şaka planına uyalım, ama sonra millet gidince hemen geri döner, onlar suyu açmadan hortumu çıkartırız.
You guys run the hose.
Siz hortumu götürün.
Get the hose out!
Çabuk. Hortumu çıkart!
You know, you guys are sure happy to call me when you need me to bail you out of a jam, but the moment I want to go public, you break out the fire hose?
Sizleri karışıklıktan kurtarmam gerektiğinde beni aramayı ihmal etmiyorsunuz, ama halka açılmak istediğim anda, kıyameti koparıyorsunuz.
The hose was punctured with something.
Hortumu bir aletle delinmiş.
For an astronomer, it's like looking down a fire hose.
Bir gökbilimci için bu, itfaiye hortumunun içine bakmak gibi.
Hose jockeys want to set an airbag.
İtfaiye hava yastığı açmak istiyor.
Is this a hose job where you're hosing me down?
Beni hortumlamaya mı çalışıyorsunuz?
I may have accidentally aimed the chem hose at him.
Hortumun ucunu kazara ona döndürmüş olabilirim. - Kazara.
Looks like he's working on this thick, yellow hose.
Bu sarı, kalın hortum üstünde çalışıyor gibi görünüyor.
Well, let's follow the yellow, thick hose.
O zaman sarı, kalın hortumu takip edelim.
Follow the yellow, thick hose.
Sarı, kalın hortumu takip et.
We're following the yellow, thick hose.
Sarı, kalın hortumu takip ediyoruz.
But what he found in his stead was a mysterious yellow, thick hose, which he quickly realized was part of a plot to blow up Napoleon Lenez's car.
Onun yerine gizemli bir sarı, kalın hortum bulmuştu ama. Bunun Napoleon LeNez'e ait arabayı havaya uçurma planının bir parçası olduğunu hemen anlamıştı.
i finally got to step up to the plate, and i was swinging a garden hose.
Son basamağı atlayıp, bahçeye çıktım, ama çeşmeyi açıp hortumu sallayamadım.
Don't mess with the pie hose.
Turta Yosmaları'na bulaşmayın.
I'll get a hose.
- Hortumu getireyim.
You can't just hose off the blades and give her back.
Sadece yıkayıp geri veresin.
Anybody kno hose board this is?
Bu kimin tahtası?
What we got is a cold storage unit that a buddy of mine let me flood with a garden hose.
Elimizdeki tek şey bir arkadaşımın bahçe hortumuyla sulamama izin verdiği soğuk hava deposu.
Get Hendrickje to bring some hot water, and Geertje to iron the long hose.
Hendrickje de biraz sıcak su getirsin ve Geertje de uzun demir su hortumunu.
My grandson wants a fire engine for his birthday, with a ladder that goes up and a hose that squirts water.
Torunum, doğum günü için bir itfaiye arabası istiyor. Merdivenleri tepeye doğru çıkan ve hortumu su fışkırtan bir tane.
Oh... A water hose.
Hortum.
All he was missing was the amused owner chasing his little water hose.
Eğlence sahibi onun küçük su hortumuna... takıldığından hiç gözükmüyordu.
- Hmm. There isn't a hose cold enough to break that up.
Bunun arasına girecek kadar soğuk olan bir hortum yok.
I have my hose emptying.
Ejderhayı boşaltmalıyım.
Come on, rookie. My grandmother can lay hose straighter than that.
Anneannem bile hortumu daha düzgün tutabilir.
Sheriff, he had some sort of thing on him, like a oxygen tank for emphysema or something and a hose that run down his sleeve.
Şerif, adamın yanında bir şey vardı anfizemliler için oksijen tankı gibi bir şeye benziyor. Ağzına takılı bir de hortumu var.
While we drain the blood out through this hose right here.
O sırada biz bu deliklerden kanı çekeriz... buraya
If you take a one-dimensional example of the Universe here, here is a hypothetical Universe where I've got these ping pong balls, which are the galaxies, on this rubber hose.
Eğer tek boyutlu olarak düşünürseniz, Evren tam burası
I can expand that hose, and all the galaxies move away from the others.
Burası varsayımsal bir evren bu pinpon topları da, galaksileri temsil ediyor, bu lastik ipi bu şekilde genişletebilirim, ve bütün galaksiler birbirinden uzaklaşıyor.