Housewife traducir turco
876 traducción paralela
- I'm a housewife.
- Evhanımıyım.
A sweet and lively housewife.
Tatlı ve hayat dolu bir evkadını.
A steady flood of pennies, nickels and dimes drained from the purses of the homeowner, the laborer and the housewife.
Düzenli bozuk para akışı, ev sahipleri, işçiler ve ev kadınlarının cüzdanlarından.
I get to stay here with an old housewife while you go out and have all the fun.
Ben burada yaşlı bir ev kadını ile oturayım bu arada siz gidip bütün eğlenceyi tadın.
The great and the humble, the rich man and the working man the housewife and the shopgirl all take their daily flier in the market and no one seems to lose.
Yüceler ve hakirler, zenginler ve orta kesimler ev kadını ve tezgahtar kız kazançlarını borsaya yatırıp asla kaybetmiyordu.
Is it the old legendary monster of my father's time... or am I supposed to have whipped one up... as a housewife whips up an omelette?
Bu canavar babamın zamanından kalma bir efsane mi... yoksa omlet çırpan bir ev kadınının... dile dolamaları mı olduğunu varsaymalıyım?
Be a faithful housewife with a crowd of screaming children!
Bağıran çocuklarınla beraber sadık bir evhanımı ol!
- Housewife.
- Ev hanımı.
Housewife.
Ev hanımı.
- But she's not a housewife.
Ama o bir ev kadını değil ki.
If you were an innocent housewife with nothing to hide but the iceman, you'd never let me in here.
Saklayacak yanlış bir şeyi olmayan masum bir ev hanımı olsaydın içeri girmeme hayatta izin vermezdin.
- Happy little housewife.
- Mutlu cici evkadını.
I thought you'd be a housewife in a house like that.
Öyle bir evde ev kadını olacağını düşündüm.
- Alone. Housewife.
- Yalnızım, evkadınıyım.
What'll it cost the housewife for groceries?
Bir ev kadını için market giderlerine ne kadar yansıyacak?
And when this poor, brave, pathetic little housewife... gets through with that jury -
ve bu zavallı, cesur, üzgün küçük kadın... o jüri tarafından yargılanacak -
- Me? I'm a busy housewife.
Meşgul bir ev kadınıyım.
To make a lady of me, a housewife? Whatever suits them.
Bir hanım, bir ev kadını yapmak istiyor beni?
Why, it's a housewife's dream.
Ev kadınının rüyası.
I was told you were a perfect little housewife.
İyi bir ev hanımı olduğunu söylediler.
You, not as an Emperor, and I, not as an Empress. Just a perfect little housewife, right?
Sen İmparator, ben de İmparatoriçe olmayacağız.
A housewife?
Karınız?
A young, rich, handsome prince... captivated by a not-so-young and extremely ordinary housewife.
Genç, zengin, yakışıklı prens hiç de güzel olmayan ve son derece sıradan bir ev hanımı tarafından cezbediliyor.
It was in precisely this way... that a housewife carrying an armload of vegetables... invented the tossed salad.
Kucak dolusu sebze taşıyan bir ev kadını tam olarak böyle salatayı buldu.
Like I said, I've had it with the housewife business.
Dediğim gibi, evkadınlığından bıktım.
Only a saint could understand the burdens of a housewife like you do. "
Sadece bir aziz, ev kadınlarının yükünü senin anladığın gibi anlar. "
Well, this is a true story... about a sweet, rather baffled young housewife... who, in 1951, in her hometown in Georgia... suddenly frightened her husband by behaving very unlike herself.
Evet, bu gerçek bir öyküdür tatlı, kafası çok karışık bir ev kadını hakkında 1951'de Georgia'daki evinde birdenbire her zamankinden farklı davranarak kocasını korkutan kadın hakkında.
If you were a housewife, you'd see it right away.
Ev kadınıysanız faydasını hemen görürsünüz.
Until this is over, you're going to be a meek little housewife with horn-rimmed spectacles.
Bu iş bitene kadar, kemik çerçeveli gözlüklü... uslu bir ev kadını olacaksın.
Housewife.
Ev kadınıydım.
Otherwise, there's no difference between a housewife and a housekeeper.
Yoksa evin hizmetçisi olmaktan bir farkım kalmayacak.
A dancer, a queen, a housewife, a churchgoer.
Dansçı, kraliçe, ev kadını, dini bütün biri.
I wish you wouldn't call yourself a housewife.
Keşke kendini ev kadını olarak görmesen.
So is every other housewife.
Her ev kadını gibi.
Housewife Hacks Hubby with Hatchet?
Hayır. Ön sayfaya haber bile olmuştu.
A TECHNICALITY. ANYWAY, YOU'RE GONNA BE A HOUSEWIFE.
Her zaman tam vaktinde mi gelmek zorundasın?
There we have our Occhiofino, always neat and attentive, like a good housewife
Occhiofino'muz gelmiş. Her zaman düzenli ve zarif, iyi bir ev kadını gibi.
My store caters to the homespun desires of the Galveston housewife.
Benim işim ev yapımı yiyeceklere rağbet eden Galvestonlu ev kadınlarına bunu... sağlamak.
I'm a housewife.
Ev kadınıyım.
My name is Beverly Boyer, and I'm a housewife.
Benim adım Beverly Boyer, ben bir ev kadınıyım.
Um, hello, um, my name is Beverly Boyer and I'm a housewife.
Merhaba,... benim adım Beverly Boyer, bir ev kadınıyım.
Can't have a nervous, overwrought, unhappy housewife... telling America about Happy soap.
Amerika'ya Happy sabunu anlatırken sinirli, aşırı gergin ve mutsuz bir ev kadını olamazsın. Kendine bak.
Here you see the average, normal suburban housewife in one of her daily routine tasks ; preparing breakfast for her husband.
Burada varoşta yaşayan normal bir ev hanımı görüyorsunuz günlük rutin işlerini yapıyor ; kocası için kahvaltı hazırlıyor.
With a modern kitchen and all conveniences at her disposal the capable housewife moves efficiently through her tasks.
Modern bir mutfak ve herşeyin çok uygun olması becerikli ev hanımının görevlerini verimli olarak yapmasını sağlıyor.
But that's no problem for the average, normal suburban housewife if she happens to be a witch.
Fakat bu problemler varoşta yaşayan normal bir ev hanımı için sorun değildir eğer bu hanım bir cadıysa.
Just because you married a human, Samantha that's no reason to overdo this grubby little housewife role.
Bir ölümlüyle evlendin Samantha kirli, küçük ev hanımı rolünü abartmana gerek yok.
You're going to have to learn to be a suburban housewife.
Demek istediğim normal bir ev kadını gibi davranmayı öğrenmelisin.
Even a housewife...
Affedersiniz.
So, the Housewife was Mom
O kadın benim annemdi işte.
Housewife?
Ev kadını.
Make like a housewife!
Ev kadını gibi ol!