English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ H ] / How'd you get in

How'd you get in traducir turco

592 traducción paralela
Well, how'd you get in the house?
Eve nasıl girdin?
How'd you get in here?
İçeri nasıl girdiniz?
How'd you get in here anyway?
Buraya nasıl girdiniz ki?
How'd you get in here?
Nasıl girdin içeri?
Swede, how'd you get glamour dust in your eyes?
Gözüne ne zaman cazibe tozu kactï?
- How'd you get in?
- İçeri nasıl girdin?
Good. If anybody on the field or off the field tries to engage you in conversation as to why you're here, no matter how innocently, I want you to get his name and give it to me and I'll turn it over to the FBI.
Birisi sizinle üste veya üs dışında niye burada olduğunuz hakkında konuşmaya çalışırsa ne kadar masum görünürse görünsün hiçbir önemi yok derhal adını bana vereceksiniz ve ben de derhal FBI'a havale edeceğim.
How'd you get in here?
Buraya nasıl girdin?
- How'd you get in such a jam?
- Nasıl böyle oldun birden?
- How'd you get in?
- Nasıl girdiniz içeri?
- How'd you get in this mess?
- Bu belaya nasıl bulaştın?
Sakini, if you could get the people in the village to work together how long do you think it'd take them to rebuild the teahouse?
Sakini, köydekileri birlikte çalıştırabilirsek, çay evi ne kadar sürede biter sence?
How'd you like to come over here and sort of get acquainted early in the morning?
Sabahın bu saatinde, yanıma gelip birbirimizi daha yakından tanımaya ne dersin?
How'd you get mixed up in the first place?
Nasıl yapabildiniz bu işi?
How'd you get in such great shape in four days?
Dört gün içinde nasıl bu kadar fit hâle geldin ki?
Oh, Eddie, I'm going out tonight. How will you get in?
Eddie, ben bu gece dışarı çıkıyorum. içeri nasıl gireceksin?
- How'd you get in here?
- Sen buraya nasıl girdin?
HOW'D YOU GET IN HERE?
- İçeri nasıl girdin?
How'd I get in the wrong? Did you call about the icebox or not?
Neden yanlış anladın7 Buzdolabı için aradın mı, aramadın mı?
Suppose you were a Dalek locked up in this room, how would you get out?
Sen bir Dalek olsan ve bu odada kilitli kalsan, nasıl dışarı çıkardın?
How'd you get in here?
İçeri nasıl girdin?
How'd you like to get us down in this wagon?
Şu arabanın içinde aşağı inmemize ne dersin?
- How'd you get in here?
- Buraya nasıl girdin?
Hey, how'd you get in here?
Buraya nasıl girdin?
I hate to change bulbs outside my house because no matter how tight I get that up in the lamp, you see, they attract a lot of dirt and guck, and they're full of dead bugs, and I just don't even like to go up there and touch'em.
... ne kadar seyrek de olsa dışarıdaki ampülü değiştirmekten nefret ederim... malum orası hep kirlidir ve bir sürü ölü böçek vardır bu yüzden sadece ona dokunmayı bile sevmem.
What? How'd you meet, fall in love, get married?
- Nasıl karşılaştınız, aşık oldunuz, evlendiniz?
How'd you get in, sir?
İçeri nasıl girdiniz, efendim?
How come you'd ever get in trouble?
Daha önce belaya nasıl bulaştın?
Mr. Roberts. How'd you get in here?
- Bay Roberts, nasıl gelebildiniz?
How'd you get in?
İçeri nasıl girdiniz?
How'd you get in?
Nasıl girdin içeri?
- How'd you get in here?
- Nasıl Buraya?
Show me how you'd get in and out of this place.
Bana, oraya nasıl girip çıkabileceğimizi göster.
How'd you get in?
- İçeri nasıl girdin?
Marty, how'd you get involved with Falcon Enterprises in the first place?
Marty, ilk önce Falcon Girişim'e nasıl bulaştığını söyle.
How'd you get in here anyway?
İçeri nasıl girdin?
LING : How'd you get in?
- İçeri nasıl girdiniz?
Lady, I don't know how you got in there, but I'm going to get you out of me right now!
Bayan, oraya nasıl girdiğini bilmiyorum ama, seni hemen oradan dışarıya çıkaracağım.
How'd you get involved in all this?
Bu işlere nasıl bulaştın?
How'd you get in?
Nasıl girdin?
How can we get her not to play? Well, that's where you come in, Bud.
Onu nasıl dışlayabiliriz ki?
Max! How'd you get in here?
Buraya nasıl girdin?
How'd you get this in here?
- O buraya nasıl geldi?
How'd you get in here?
Nasıl girdin buraya?
How'd you get in here?
Nası girdin buraya?
How'd you get on in there?
Nasıl geçti?
No wonder I got a fumigation alert. How'd you get in here?
Tevekkeli ilaçlama ihbarı yapılmış.
How'd you get tied up with him in the first place?
Onu nereden buldun allah aşkına?
Hey, buster, how'd you get in here?
Hey ahbap, nasıl girdin içeri?
How'd you get that punch in the stomach, Roy?
Karnına nasıl yumruk yedin Roy?
That's how you get in trouble... thinking how nice it'd be to be happy more.
Evet ama, başın işte böyle belaya girer, daha mutlu olsam ne hoş olur diye takarsın.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]