How's traducir turco
147,859 traducción paralela
Look, we are gonna make sure to let you know how she is - as soon as she's out, okay?
Ameliyattan çıkar çıkmaz gelip nasıl olduğunu bildireceğiz, tamam mı?
And now she's gonna wake up in a hospital with a tube in her throat and no idea how she got here, and surrounded by strangers and probably hurting like hell.
Şimdi ise hastanede uyanacak. Boğazında bir tüple ve nerede olduğunu bilmeden. Etrafında sadece yabancılar olacak ve büyük ihtimalle deli gibi ağrısı olacak.
So here's to doing this again in five years, when I'll be 80, my organs will be 40, and I don't know how to do orangutan years, but my penis will be eight.
Beş yıl sonra buluşmak için kadeh kaldırıyorum. Ben 80 yaşında olacağım, organlarım 40 yaşında olacaklar. Orangutan yaşını hesaplamayı bilmiyorum ama penisim sekiz yaşında olacak!
[chuckles] So, Jacqueline... how's Russ?
Peki, Jacqueline.
She doesn't know how to distract the Reverend by asking him to rank Kid Rock songs.
Rahibe Kid Rock şarkılarını sıralatarak dikkatini dağıtamaz.
How's it feel to be back, Rex?
Geri dönmek nasıl bir duygu Rex?
How's it going out there?
Orada işler nasıl gidiyor?
That's how we wound up in this trap.
Bu şekilde bu tuzağa düştük.
It's not how I'd hoped to announce it.
Beklediğim gibi bir açıklama olmadı.
That's how I make rent, okay?
- Kiramı bu şekilde ödeyebiliyorum.
Then how did Ash's blood get all over your bass?
O zaman Ash'ın kanı gitarına nasıl bulaştı?
Uh, not until you start whining about how boring the case is.
Sen bu vakanın ne kadar sıkıcı oldugunu söyleyip zırlayana kadar dönmüs sayılmayız.
How's that?
- Bu nasıl?
Well, how about proof of all the good she's done? Like this guy.
Yaptığı iyi şeylerin kanıtına ne derseniz?
I was just trying to learn how the financial part worked, Ma.
Sadece finansal kısmın nasıl işlediğini öğrenmeye çalışıyordum.
No matter how hard I work or how much he screws up.
Ne kadar sıkı çalışırsam çalışayım, ya da, o işleri ne kadar batırırsa batırsın.
Yes, but how do you know this parked van's even the same one?
Evet, ama park edilmiş minibüsün aynısı olduğunu nereden biliyorsun?
You know what it's like to be judged harshly, how it feels not to be believed.
Acımasızca yargılanmanın nasıl bir şey olduğunu biliyorsunuz, İnanılmamanın nasıl hissettirdiğini.
That's how they get to be cliches.
Böyle sıradan olurlar zaten.
Thanks to you, I know how it's happening, but it's only happening because these people, these killers live nearby.
Sayenizde, artık bunun nasıl olduğunu biliyorum. Ama bu insanlar yüzünden, yakınlarda yaşayan bu katiller yüzünden oluyor olması.
Her diorama's focused on how the crime's going to be committed.
- Kız sayesinde. Diyaromalar suçların nasıl işleceğini gösteriyordu.
How do you all know each other?
- Nereden tanışıyorsunuz?
How's the baby doing?
Bebek nasıl?
You know, it's a surprise when it happens... doesn't matter how long it's been.
Olduğu zaman sürpriz oluyor. Ne kadar sonra olursa olsun.
How's she doing? She's fine.
- Durumu nasıl?
Now's the part where you guys are supposed to tell me how awesome I am, like I do for you all the time.
Şu anda bana ne kadar muhteşem olduğumu söylemeliydiniz. Benim size söylediğim gibi.
Oh, that's how you think of me, huh?
Benim hakkımda böyle düşünüyorsun demek.
How did he get TB?
TB'ye nasıl yakalanmış?
Okay. Um, how about Diane's medical records?
Diane'in tıbbi kayıtlarına bakmaya ne dersin?
You know that's how Arizona lost her leg.
Arizona bacağını kazada kaybetti.
- How's his mental status?
- Akli dengesi ne durumda?
How's your hand?
Elin nasıl?
How's yours?
Seninki nasıl?
- How's your breathing?
- Nefes alabiliyor musun?
How's it going with your dentist friend?
Dişçi arkadaşınla işler ne durumda?
How long were you wrapping your flight attendant's arm?
Uçuş görevlisinin kolunu sarman ne kadar da uzun sürdü.
How's that sound?
- Nasıl oldu?
I love how real you are, boo-boo.
Seni olduğun gibi seviyorum tatlışım.
Your back pain... how long?
Sırtın ne zamandır ağrıyor?
Veronica, how's your breathing?
Nefes alış verişin nasıl Veronica?
At least that's how it's supposed to work.
En azından öyle olması gerekir.
Hey, Holly. How's it going in there?
Merhaba Holly, nasıl gidiyor?
Not without consent. And how do we find Wilbur's parents?
Wilbur'un ailesini nasıl bulacağız?
I know it's complicated, but I really think... yeah, uh, how long am I laid up till my spleen heals?
Karmaşık olduğunu biliyorum ama ben gerçekten- - Dalağım iyileşene kadar ne kadar yatmam gerek?
Oh, hey. How's Holly?
Merhaba, Holly nasıl?
How's your throwing arm?
- Atış yaptığın kolun nasıl?
How do we... How do we even know that it's her?
O olduğunu nereden biliyoruz?
Yeah, how's she doing?
Durumu nasıl?
Yeah, well, let's just wait and see how Megan is...
Önce bekleyip Megan'ın nasıl olduğunu görelim.
How's she doing?
- Durumu nasıl?
It's funny how that always makes people worry.
İnsanları sürekli endişelendirmesi komik.
how's your mum 19
how's your day going 43
how's it going so far 18
how's it going over there 27
how's it going 3026
how's everything 95
how's everything going 48
how's it hanging 125
how's your day 20
how's your mom doing 17
how's your day going 43
how's it going so far 18
how's it going over there 27
how's it going 3026
how's everything 95
how's everything going 48
how's it hanging 125
how's your day 20
how's your mom doing 17