How's it going in there traducir turco
117 traducción paralela
Like there's a fuse that's in everybody, you know... and everybody knows the limit of their fuse, or how much... how fast it's going.
Sanki içlerinde bir fitilli bir bomba vardır. Sanki hepsi bu bombanın ne zaman... nasıl patlayacağını bilir. Ama bu bomba...
Hi, there, Billy Boy. How's it going in the salt mines?
Oh, program, program, program.
- How's it going in there?
- Nasıl gidiyor?
How's it going in there?
NasıI gidiyor?
OK. And how's it going in there?
- Nasıl gidiyor
Like, there's a guy in a rowboat going "X" miles... and the current is going, like, you know, some... other miles... and, how long does it take him to get to town?
Bir sandalda "X" mil hızla giden bir adam var... ve dalganın hızı da, işte başka bir mil... ve kasabaya ulaşması ne kadar sürer?
How's it going in there?
Nasıl gidiyor?
How's it going in there?
İçeride durum nasıl?
How's it going in there?
Orada işler nasıl gidiyor?
How's it going in there?
Ne durumdasın?
- How's it going in there?
- Ne durumdasın?
- How's it going in there?
- Nasıl gidiyor? - Yaşayacağım.
You see, I've been lying there, going over the whole thing in my mind, how I screwed up my life and everything, and then it just hit me.
Burada yatmış, olan her şeyi düşünüyordum. Hayatımı nasıl ettiğimi falan. Sonra bir anda aklıma geldi.
How's it going in there?
- İçeride işler nasıl gidiyor?
So... How's it going in there?
Ee, içeride durumlar nasıl?
- How's it going in there?
- Durumu nasıl?
- How's it going in there?
- İçeride işler nasıl gidiyor?
How's it going in there?
içeride durum nasıl?
Hey, buddy, how's it going in there?
Hey, dostum, orada işler yolunda mı?
How's it going in there, fellas?
Nasıl gidiyor çocuklar?
Superman, how's it going in there? WONDER WOMAN [OVER RADIO] :
Süpermen, orda durum nasıl?
How's it going in there?
- İçeride dururn nasıl?
How's it going in there?
- Nasıl oraya gidiyor?
Superman, how's it going in there?
Superman, orda durum nasıl?
People always desire to have the best seat in the house which is the row directly behind the families but no matter how you map it out there's always going to be some seats some targets... harder to get to than others.
İnsanlar herzaman evdeki en iyi koltuğu ki direk olarak ailelerin, arkasındadır, elde etmek ister fakat nasıl haritalandırsan da, ulaşması diğerlerinden zor olan bazı koltuklar bazı hedefler... olmaya devam edecek.
How do you think it's going in there?
Nasıl gidiyor sence?
How's it going in there?
- Nasıl gidiyor?
Carter, how's it going in there?
Carter, nasıl gidiyor?
- How's it going in there?
- Orada işler nasıl?
Hey, how's it going in there?
Hey, içerde durum nasıl?
He has, he has a zest for life that keeps him going and keeps him working and he's interested in things, he's interested in what happens out there and how this will play out and how it'll turn out,
Yaşama dair hazzı, çalışmaya devam etmesini sağlıyor. Ve birçok konuya ilgi duyuyor. Dışarıda olanlarla, bunun nasıl yürüyeceği ve nasıl değiştirileceğiyle çok ilgileniyor.
how's it going in there, fellas?
Orada isler nasil gidiyor millet?
How's it going in there, kyle?
Orada işler nasıl gidiyor, Kyle?
How's It Going In There?
Nasıl gidiyor?
Mariane, how's it going in there?
Mariane, orada her şey yolunda mı?
- So how's it going in there?
- İçerisi nasıl? - Harika.
How do you think it's going in there?
Sence aşağıda işler nasıl gidiyor?
- How's it going in there?
- İçeride işler nasıl?
- How's it going in there, babe? - Great!
- Orada işler nasıl, bebeğim?
- Mike, how's it going in there?
Mike, nasıl gidiyor?
How's it going in there, Mike?
Nasıl gidiyor orada, Mike?
How's it going in there?
İçeride nasıl gitti?
Hey. How's it going in there?
İçeride işler nasıl gidiyor?
How's it going In there, kid?
Ne durumdasın?
How's it going in there?
İçeride işler nasıl gidiyor?
How's it going in there?
Nasıl gitti?
And they always go down to some poor fuckers on the coast in the middle of the storm going, Carl, how's it down there on the coast? not bad!
Ve daima fırtınanın tam göbeğinde bekleyen salaklara bağlanıp soru sorarlar bide, "Carl sahilde durumlar nasıl?" " fena değil!
How's it going in there?
Orada ne var ne yok?
- How's it going in there? - Great.
- İçeride işler nasıl gidiyor?
How's it going over there in your, uh, deserted mine shaft or whatever?
Terk edilmiş maden kuyunuzda ya da her neyse, işler nasıl gidiyor?
- How do you think it's going in there?
- Sence içerde durumlar nasıl?