How's it going up there traducir turco
41 traducción paralela
- How's it going with the rafters up there?
- Oradaki kirişler ne alemde?
Otherwise, well, there it is - that's how we're all going to end up.
Aksi taktirde nasıl sonlanacağını biliyoruz.
- How's it going up there? - Lousy.
• Demek, bu şey ile oraya kadar uçacağız ha, • Çok berbat!
How's it, uh, going up there?
- İş nasıl gidiyor?
How's it going up there?
Orada nasıl gidiyor?
How's it going up there?
Durum nasıl?
How's it going up there?
Bulabildin mi?
How's it going up there?
İşler nasıl gidiyor orada?
- How's it going up there, General?
- Nasıl gidiyor General? - Canımıza okuyorlar.
You see, I've been lying there, going over the whole thing in my mind, how I screwed up my life and everything, and then it just hit me.
Burada yatmış, olan her şeyi düşünüyordum. Hayatımı nasıl ettiğimi falan. Sonra bir anda aklıma geldi.
How's it going up there?
Orada durum nasıl?
How's it going up there?
Yukarıda işler nasıl?
How's it going up there?
Orada işler nasıl?
How's it going up there?
Yukarıda işler nasıl gidiyor?
How's it going up there?
Orada işler nasıl gidiyor?
- How's it going up there?
- Orada işler nasıl gidiyor
How's it going up there?
Orada durumlar nasıl?
How's it going up there?
Nasıl gidiyor?
Hey, kev. Just calling to see how it's going up there.
- Nasıl gidiyor diye sormak için aradım.
Hey, how's it going up there?
Hey, Nasıl gidiyor?
- Hey, how's it going up there?
- Hey, nasıl gidiyor?
How's it going up there?
Senin tarafta işler nasıl?
How's it going up there, Bucky?
Orada durumlar nasıl, Bucky?
How's it going up there, rut?
Orası nasıl, Rut?
I might not know about what's going on up there, but I do know what he's doing down here, like how he killed J.T. just for sport of it.
Frankfort'da neler oluyor bilmiyor olabilirim ama senin burada yaptıklarını biliyorum... -... mesela J.T.'yi spor olsun diye öldürdüğünü.
How's it going up there at the well?
- Kuyuda işler nasıl?
Hey, buddy, how's it going up there?
Ne var ne yok yukarıda?
How's it going up there?
İşler nasıl gidiyor?
Hey, how's it going up there?
Hey, yukarıda neler oluyor?
Hey, Harry, how's it going up there?
Harry, işler nasıl gidiyor?
Hey, Rut, how's it going up there?
Hey Rut orada durum nasıl?
- How's it going up there? - Oh, uh, pretty good.
- Nasıl gidiyor yukarıda?
I was gonna give up being the Black Canary, but I realized I didn't know how I could because going out there and fighting alongside you guys, it's what makes me feel alive inside... And I love you guys so much.
Black Canary olmaktan vazgeçecektim ama nasıl yapacağımı bilmiyordum çünkü sizinle beraber dövüşmek beni canlı hissettiriyor ve sizi çok seviyorum.