How do you like that traducir turco
1,166 traducción paralela
How do you like that?
Bunu nasıl buldun?
- How do you like that thing, sir?
Yalan söylüyorsun. Sana seni tekrar asla görmek istemediğini de söyleyerek.
How do you like that coffee? Black?
Kahve sütsüz mü olacak?
How do you like that?
Ya buna ne dersiniz?
How do you like that?
- Nasıl beğendin mi?
Wow! How do you like that?
Bunu nasıl buldun?
Well, how do you like that?
Buna ne dersin?
How do you like that?
Nasıl sevinmezsin?
- Hey, Ciriola, how do you like that?
- Ciriola, bundan nasıl zevk alıyorsun?
Huh. How do you like that?
Oh, buna ne dersin?
How do you like that?
Buna ne dersin?
How do you like that girl?
Oradaki kızı nasıl buldun?
How do you like that?
Nasıl buldun?
How do you like that?
Buna ne diyorsun?
How do you like that Coleman?
- Buna ne dersin Coleman?
- How do you like that?
- Buna ne diyorsun?
How do you like that thing Lois did for me, Jack?
Lois'in benim için yaptığı şu şeyi nasıl buldun Jack?
An over rational animal "that has lost touch with its body and its instincts." How do you like that?
Vücudu ve içgüdüleriyle bağlantısı kalmamış bir hayvan.
How do you like that?
Bu hoşuna gitti mi?
How do you like that?
Nasıl buldunuz?
- How do you like that?
- Tamam mı? - Sağol.
And maybe even a couple of congressmen. - How do you like that?
... ve belki de iki parlamento üyesi.
How do you like that?
Hoşuna gitti mi?
How do you like that old house?
Eski ev ne durumda?
How do you like that?
Neden bunu düşünemedim.
How do you like that, turkey shit?
Bundan hoşlandın mı, hindi pisliği?
Now how do you like that guy?
Şu adama ne dersin?
How do you like that?
Buna ne dersiniz?
How do you like that?
- Nasıl buldunuz?
How do you like that asshole lawyer?
O alçak avukatı nerden buldun?
How do you like that, dickface?
Hoşuna gitti mi bok suratlı?
How do you like that, huh?
Buna ne elersiniz?
Hey Mike, how do you like that?
- Mike, beğendin mi?
How do you like that? Manager!
ne diyorsun müdür bey!
How many more bars of gold like this do you have in that convoy?
O konvoyda bu altın külçelerden daha kaç tane var?
How do you prove something like that?
Unut gitsin. - Bunu nasıl kanıtlayabiliriz?
Do you know how much a thing like that would cost? No.
- Bunun maliyeti nedir, biliyor musunuz?
How do you think that the people who lost sons and fathers and brothers in the massacre would feel about something like that?
Katliamda oğullarını, babalarını, kardeşlerini yitirenler nasıl hissederler sence?
How do you like that beer?
Nasıl, birayı beğendin mi?
How could you do a thing like that?
Nasıl yaparsın böyle bir şeyi?
And I'll do every goddamn thing I can to get her to leave ya. Before you get her pregnant like you did that English girl and God knows how many others :
İngiliz kızına ve tanrı bilir başka kaç tanesine yaptığın gibi Cathy'yi hamile bırakmadan önce, seni terketmesi için her lanet şeyi yapacağım.
How can you talk like that when you do it with two men... and never get enough?
Adam yokoldu. İki adamla birden "o işi" yapıp ta asla yetinmeyen birisi olarak nasıl böyle konuşursun?
How do you like that?
Bunu nasıl buldunuz?
How do you like that chick?
- Sen nasıI buluyorsun?
How can you do a thing like that?
Böyle bir şeyi nasıl yaparsın?
How do you like that, gook face?
Bunu beğendin mi güzel yüz?
How do you think a love relationship like that could be recognized?
Böyle bir aşk ilişkisinin fark edilebileceğini nerden biliyorsunuz?
How do you fill up a train like that?
Böyle bir treni nasıl dolduracaksın?
- How could you do a thing like that?
- Böyle bir şeyi nasıl yaparsın, Norm?
How can you do that with your voice, just like that?
Sırf sesini kullanarak bunu nasıl yapıyorsun?
How could you do a thing like that?
Nasıl böyle bir şey yapabilirsiniz?