How you doing in there traducir turco
77 traducción paralela
How you doing in there, Bob?
Orada ne yapıyorsun, Bob?
How you doing in there?
Orada işler nasıl gidiyor?
Hey, Eddie, how you doing in there, huh?
Hey, Eddie, nasıl gidiyor?
- How you doing in there?
- İyi misin?
How you doing in there?
Orada nasılsın?
- How you doing in there?
- Nasılsın orada? İyi misin? - Evet, çok iyiyim.
Mama Solis, how you doing in there?
Nasıl gidiyor, Solis anne?
How you doing in there?
İçeride nasılsın?
How you doing in there, Charlie?
Nasıl gidiyor orada, Charlie?
Mr. Martin, how you doing in there?
Mr. Martin, orda nasılsınız?
- How you doing in there, sport?
Nasılsın delikanlı?
- How you doing in there, Ray?
- Nasılsın Ray?
How you doing in there, pal? Ritchie :
- Orada işler nasıl, ahbap?
- How you doing in there?
- Onun içinde rahat mısın?
Cloud Jamieson, how you doing in there?
Cloud Jamieson, orada havalar nasıl?
- How you doing in there, pumpkin?
Nasıl gidiyor, ahbap?
How you doing in there?
Nasıl gidiyor?
How you doing in there?
Keyifler nasıl?
Mr. Donovan, how you doing in there?
Bay Donovan, ne durumdasınız?
How you doing in there, Son?
Ne durumdasın? Nefes alabiliyor musun?
McNally, how you doing in there?
McNally, içeride durumlar nasıl?
How you doing in there, huh?
Nasıl oldun bakalım?
How you doing in there?
Ne durumdasınız?
How are you doing in there? How are you doing in there?
Orada her şey yolunda mı?
Sergej, how are you doing in there?
Sergey, orada ne yapıyorsun?
How are you doing in there?
Nasıl oldu Manek?
You think there's anywhere we could go to just sit and talk... and not have to scream and get run over by garbage trucks? - Hey, want to throw her in? - How you doing?
Bağırmadan konuşabileceğimiz ve çöp kamyonları tarafından ezilmeyeceğimiz bir yer biliyor musun?
How are you doing in there?
Orada nasıl gidiyor?
So, how are you doing out there in Marlboro country?
Peki, ya sen Marlboro ülkesinde ne yapıyorsun?
How are you doing in there?
Nasılsın?
- How you guys doing in there?
İçeride nasılsınız?
Yeah, I'm in here with you all, talking shit about how strong I am, how strong I feel... but my disease is out there in that parking lot, doing push-ups on steroids... waiting for the chance to kick my ass up and down the street again.
Evet, sizinle birlikte buradayım, neler hissettiğim ve ne kadar güçlü olduğum hakkında konuşuyoruz. Fakat benim hastalığım, o otoparkta, o sokakta... beni mağlup etmek için bekliyor.
How you're doing in there?
Orada ne yapıyorsun?
How you doing in there?
İçeride ne durumdasın?
- How are you doing in there, Manny?
Nasıl gidiyor, Manny?
There is only a stream of goodness or well-being which you are allowing or not, and your magnificent emotions are telling you what the mix is, how you're doing in your allowing or your resisting of this connection.
Kabul ya da reddettiğiniz tek bir bolluk ve refah akımı vardır ve duygularınız size ne yapacağınızı söyler : bu akıma direnebilir ya da izin verebilirsiniz.
How are you doing in there?
Nasılsın bakalım?
- Yo, how're you doing in there?
- Orada ne yapıyorsun? - Pekala.
- How do you think he's doing in there?
- onun oradan kurtulduğunu nasıl düşündün?
We're wondering how you're doing over there in yuppie heaven.
O cennet gibi yerde ne yapıyorsunuz? . Sizi kıskanmaya başladık.
How are you doing in there, Mr. O'Brien?
Nasıl gidiyor, bay O'Brien?
How are you doing in there, Ms. Allen?
İçeride ne yapıyorsunuz, Bayan Allen?
We're doing an in-house study on how crime scene evidence, specifically photos, are archived by both the state and local police departments... if there's anything we can do to improve that system, you know, keep the bad guys in prison.
Suç mahallindeki deliller için dahili bir çalışma yapıyoruz özellikle eyalet ve yerel polis tarafından arşivlenmiş fotoğraflarla. Kötüleri hapiste tutmak için sistemi geliştirebilir miyiz diye bakacağız.
Hey, I know you told me not to violate her head. I went in there to see how she was doing and I got a hit.
Kızın kafasına tecavüz etmemi söylediğini biliyorum neler olduğunu anlamak için baktım ve bir şey yakaladım.
How are you doing in there, Detective?
Orada iyi misiniz detektif?
How are you doing in there, Detective?
Orada işler nasıl detektif?
Ma'am, how're you doing on makeup in there?
Hanımefendi, makyaj işi ne durumda?
How you doing in there?
İyi misin
Huh? How you doing in there, badass?
Orada işler nasıl sert çocuk?
How're you doing in there? Ignorance is bliss.
Sesini gayet net ve temiz duyuyorum.
How are you doing in there?
Napıyorsun orda?