Huerta traducir turco
85 traducción paralela
All right, Casey, Huerta.
Pekâlâ Casey, Huerta.
Huerta pushed from the North with Pancho Villa, you, the South why, Diaz crumbled.
Huerta, Pancho Villa'nın desteği ile kuzeyden ve sen General, güneyden bastırınca - Diaz çöktü.
You know, General Huerta, there is such a thing as an honest man.
Biliyor musunuz General Huerta, dürüst olmak gibi bir kavram da var hayatta.
Huerta's forces are coming through the pass!
Huerta'nın birlikleri geçitten geçiyorlar.
Huerta has disobeyed my orders?
Huerta emirlerime karşı mı çıktı?
Huerta would not dare! Would not dare!
Huerta buna cesaret edemez, edemez!
- Huerta must have misunderstood.
- Huerta yanlış anlamış olmalı.
- Did you see Huerta?
- Huerta'yı gördün mü?
But don't worry, Huerta loves you.
Ama merak etmeyin.
He will protect you.
Huerta sizi seviyor ve koruyacak.
Is Huerta here?
Huerta burada mı?
You were seen talking to an officer of Huerta's army.
Huerta'nın subaylarından biriyle konuşurken görülmüşsün.
We planned a surprise. Huerta was ready for us!
Sürpriz hazırlamıştık ama Huerta hazırlıklıydı.
He tried to hold Huerta in check, and Huerta killed him!
Huerta'yı kontrol altında tutmak istedi ve Huerta'da onu öldürdü.
Huerta's defeated.
Huerta mağlup edildi.
- Look, look, Huerta.
- Huerta'ya bak!
We beat Huerta. He's rich in the United States.
Huerta'yı yendik, Amerika'da zengin oldu.
General Huerta is to attack Parral.
Parral'a General Huerta saldıracak.
Huerta, I think, fights for... Huerta.
Huerta, sanırım, Huerta için...
Yet, the Colorados know.. That Huerta is south.
Coloradoslar Huerta'nın güneyde olduğunu henüz bilmiyor.
Yet they send a train full of troops on a ride, not south toward Huerta, but north toward us.
Huerta'ya doğru, güneye değil kuzeye, bize doğru süvari dolu bir tren yolladılar.
- They are not afraid of Huerta.
Onlar, Huerta'dan korkmuyorlar.
My orders say don't attack Parral, leave it to Huerta.
Üstlerim bana Parral'a saldırma, onu Huerta'ya bırak diyor.
Huerta has an army in front of Parral, yet he won't make a move to take it.
Huerta'nın Parral'ın Önünde bir ordusu var. Onu almak için henüz bir hamle yapmadı.
- But, chief, with your permission, didn't General Huerta say not to attack Parral?
Ama, Şef, izninle, General Huerta Parral'a saldırmayın demedi mi?
- Do I like Huerta? No.
Huerta'dan hoşlanıyor musun?
- But, General Huerto...
Ama, General Huerta...
- I am General Huerta, of Madero's Republican army.
Ben, Madero Cumhuriyet Ordusu Generali Huerta'yım.
- Don't make me give Parral to General Huerta.
Beni, Parral'ı General Huerta'ya vermeye zorlamayın.
- Your conflict with Huerta.
Huerta'yla anlaşmazlığın.
But when Huerta finds out that you've come directly to me...
Ama Huerta doğrudan bana geldiğini öğrenirse
- Who the hell is Huerta, anyway?
Huerta da kim oluyor?
Did he win Parral? No!
Huerta'yı kazandı mı?
- General Huerta is head of the Republican army.
General Huerta Cumhuriyet Ordusu'nun başıdır.
I took Parral for you, not Huerta!
Parral'ı sizin için aldım, Huerta için değil.
- Under Huerta, one army is one too many.
Huerta'ya bağlı bir ordu bile çok fazla.
- What is it that you have against Huerta?
Bu Huerta'ya karşı olduğun anlamına mı geliyor?
- Do you personally know that General Huerta plans to overthrow the revolution?
Şahsen, General Huerta'nın devrimi yıkmaya çalıştığını mı düşünüyorsun?
How can you trust Huerta and not me?
Bana güvenmeyip Huerta'ya nasıl güvenirsiniz?
It's essential to me to have your promise that you'll obey General Huerta as you obey me.
Huerta'ya bana ettiğin gibi itaat edeceğin sözünü vermen benim içn son derece önemli.
Huerta is waiting for me to be overrun.
Huerta kaybetmemi bekliyor.
- General Huerta wants to see you at his quarters. Immediately, Colonel Villa.
General Huerta sizi karargahında acilen görmek istiyor, Albay Villa.
If you don't do something about changing Huerta's mind, I will.
Eğer Huerta'nın fikrini değiştirmesi için birşey yapmazsanız,
You made a deal with Huerta, huh?
Huerta ile bir anlaşma yaptın, değil mi?
So... Huerta cannot shoot me tomorrow.
Bu yüzden Huerto beni yarın kurşuna dizdiremez.
- Those men were traitors. And Huerta knows it very well.
O adamlar haindi.Ve Huerto bunu çok iyi biliyor.
- Colonel Fuentes?
General Huerta : Albay Fuantes?
Huerta's men are everywhere.
Heryerde Huerta'nın adamları var.
General Huerta.
General!
- This is an outrage.
General Huerta : bu bir zorbalık.
- Huerta.
Huerta.