Humiliated traducir turco
1,922 traducción paralela
Who says we need to be torn down, tortured, humiliated, in order to find the greater good within ourselves?
Kendimizi geliştirmek için hırpalanmaya, işkence görmeye, aşağılanmaya ihtiyacımız olduğunu kim söyleyebilir?
If we joined the troops, it wasn't to go back humiliated.
Biz bu birliğe utanç içinde geri dönmek için katılmadık.
Like I told you, he said I humiliated him by writing that the biting was sexual.
Dediğim gibi, ısırmanın cinsel olduğunu yazarak onu aşağıladığımı söyledi.
- Sorry? You humiliated me in front of every single person that I know... and you think you could just say sorry?
Beni tüm tanıdıklarımın önünde küçük düşürdün.
You humiliated me and insulted her.
Beni küçük düşürdün ve onu da aşağıladın.
You got the girl you've humiliated me in front of all my peers.
Kızı aldın. Akranlarımın önünde beni küçük düşürdün.
Humiliated, Muntz vows to return to Paradise Falls and promises to capture the beast... alive.
Gururu kırılmış Muntz, Cennet Şelalesi'ne dönmeye and içer ve canavarı canlı yakalama sözünü verir.
They humiliated your family, to make you think that.
[Arapça] Böyle düşünmen için aileni aşağıladılar.
It wasn't mine, either, and now I'm humiliated.
Benim de yoktu ama küçük düşürülmüş oldum.
You must feel pretty humiliated.
- Epey aşağılanmış hissediyor olmalısın.
My father humiliated me every chance he got.
Babam her fırsatta beni aşağılardı.
When daniel purcell flipped on the stand, he humiliated you in open court.
Daniel Purcell mahkemede ters ifade vererek seni mahkeme önünde aşağıladı.
We humiliated her in court.
O'nu mahkemede aşağıladık.
- [Mona] I feel so humiliated.
- ( Mona ) Kendimi çok madara hissediyorum.
And I've been humiliated a lot.
Ve birçok kez aşağılandım.
Being humiliated every day.
Her gün alay ettiler seninle.
Sir Piers, having been exposed as a sexist, how does it feel to have been beaten and now publicly humiliated by a group of girls?
Bay Piers, bu kadar olaydan sonra bi kaç kız tarafından bu hale düşmeniz konusuna ne diyeceksiniz?
Well, I think "humiliated" is a bit strong.
Sanırım "aşağılanma" söz konusu
I thrashed him in front of his men, humiliated him.
Adamlarının önünde onu dövüp, küçük düşürdüm.
That I, Eliz a K. Welch, find myself humiliated in my nightgown in front of my neighbor's townhouse?
Ben Eliza K. Welch, kendimi komşularımın önünde gecelikle utanmış halde bulmak?
You were being humiliated by those punks.
O serseriler tarafından aşağılandın.
I think perhaps you've humiliated him enough, Mr Heathcliff.
Sanırım onu yeteri kadar utandırdınız, Bay Heathcliff.
Do you feel humiliated, Haneveld?
Aşağılanmış gibi hissediyor musun, Haneveld?
And I'm looking at meself, I'm looking at meself being humiliated.
Ve kendimi seyrediyordum, kendimi, küçük düşürülüşümü seyrediyordum.
And it was like being out of me body again, looking down on meself, yet again being humiliated.
Ve yine kendi bedenimden çıktığımı hissettim aşağıda duran kendime bakıyordum, küçük düşürülüşüme bakıyordum.
Liz. I am totally humiliated.
Liz, tamamen rezil oldum.
You just humiliated me in front of the whole country, and you put my husband in danger.
Az önce beni tüm ülkenin önünde küçük düşürdün ve kocamı tehlikeye soktun.
I was starting to think this whole thing was a waste of time, but at least I wasn't on stage getting humiliated.
Tüm bu olanların zaman kaybı olduğunu düşünmeye başlamıştım ama en azından sahnede rezil olmuyordum.
We're all equally humiliated is what she means.
Dedikleri hepimizin eşit muamele göreceğimizdi.
They humiliated and tormented me Until they finally broke my spirit.
Ruhumu da koparana kadar beni aşağıladılar ve işkence ettiler.
Uh, I know you're somewhere feeling humiliated.
Biliyorum biryerlerde kendini aşağılanmış hissediyorsun.
He's been humiliated. He's vulnerable.
Çok aşağılandı ve incindi.
- No, you're... you're not humiliated
Küçük düşürücü mü? - Sakin olun.
And I'm sorry that you're humiliated. But I'm not going anywhere.
Ve böyle kötü duruma düşürdüğüm için ama hiçbir yer gitmiyorum.
I do not want my wife to feel humiliated.
Kimse benim karımı aşağılayamaz.
I'm humiliated and shunned.
Aşağılandım ve uzaklaştırıldım.
Would the dead felt humiliated?
Ölü utanir mi hiç?
You see, as an audience, we are on your side already because we've seen you humiliated, for want of a better word.
Gördünüz mü, seyirci olarak kanımız size ısındı bile çünkü en iyi tabiriyle sizin rezil oluşunuzu seyrettik.
You humiliated me!
Beni rezil ettin!
I have never ever been so humiliated in all my life!
Hayatımda hiç bu kadar aşağılanmamıştım!
He didn't just betray you, he humiliated you.
Sizi aldatmakla kalmamış, küçük düşürmüştü.
-... and humiliated.
... ve küçük düşürüldüler.
You set me up and I humiliated myself. Again.
Kandırdın ve yeniden kendimi küçük düşürdüm.
You humiliated us, you have crashed us!
Bizi küçük düşürdün, yok ettin!
They humiliated us.
Bizi aşağıladılar.
I think I've been humiliated enough for one evening.
Sanırım bu gece yeterince aşağılandım.
I was so humiliated.
Kendimi çok aşağılanmış hissettim.
These people humiliated me once.
Bu insanlar beni bir kere aşağıladılar.
Because apparently, the whole thing was just a dare. I felt so humiliated.
Çok asagilanmis hissettim.
I got embarrassed and humiliated. So don't tell me about screwing things up.
bu yüzden bana işleri berbat etmekten bahsetme.
He sexually humiliated you in front of, what I don't know, half of Los angeles?
adam kaçırma, işkence yapma,... hatta daha da kötüsü cinsel aşağılamada hedef gösterdi.