English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ H ] / Humps

Humps traducir turco

170 traducción paralela
Dwarfs with humps and big heads watch you from every corner.
Kambur ve koca kafalı cüceler her köşede seni izlerler.
Please do not make the tell me about this girl, and humps me if you want fight.
Lütfen yapma. Bu kız hakkında konuşmayalım. Ben bahsedilmesini sevmiyorum.
Then they all have crooked jaws and wrinkled brows... and a dozen irons stuck in their white humps.
O zaman hepsinin yamuk yumuk çenesi ve buruşuk alnı ve beyaz sırtlarında onlarca saplanmış zıpkın var.
I'll see them on their way, getting over the humps.
Yolda onlarla buluşacağım.
He's gonna go away with the rest of these humps.
Bu öteki serserilerden ayrılıyor.
- The humps on a camel's back.
- Devenin sırtındaki kambur.
A desert animal with two humps?
İki hörgüçlü bir çöl hayvanı?
Smooth out the bumps and the humps.
- Engelleri kolayca aşman için.
Fucking humps.
S.ktimin kamburları.
But the Sphinx is only a statue beset by the sands of the Nile which accounts for the humps on the camel and the Sphinx's inscrutable smile.
Ama Sfenks, Nil'in kumlarıyla çarpılmış bir heykelden başka bir şey değildir. ... bu da devenin hörgücü ile Sfenks'in esrarlı gülümsemesini açıklıyor.
You know how camels keep food and water in their humps?
Develer hörgüçlerinde su saklarlar ya?
They said "This one likes to skin his humps."
Kurbanlarının derilerini yüzmeye bayıldığı söyleniyor.
There are three camels- - a red one with a hump... a yellow one with three humps, a black one with no hump.
Üç tane deve olsa - kırmızı ve bir hörgüçlü,... sarı ve üç hörgüçlü ve siyah hörgüçsüz.
Camels never see their humps.
- Deve kendi kamburunu görmezmiş.
I need some papers and some humps.
Biraz çarşaf... ( ESRARIN SARILDIĞI KAĞIT PARÇASI )... ve bir paket camel istiyorum.
It's very important to keep out of the worst of the chilling winds, and many plants here form small rounded humps.
Dondurucu soğukların en şiddetlilerinden kendilerini sakınmaları çok önemli. Birçok bitki burada ufak, yuvarlak tümsekler oluşturuyor.
Its colonies form conspicuous white humps on the mountainside.
Kolonileri, dağ yamaçlarında dikkat çeken beyaz tümsekler oluşturuyor.
I don't know what that means, but I know where she humps.
Bu ne demek bilmiyorum ama nerede rahatladığını biliyorum. - Tommy gidiyoruz.
Joe, give these humps another drink. It's all they're good for.
Joe, bu dallamalara bir içki daha ver.
Speaking of humps why don't we tell Mommy your nickname?
Laf kamburdan açılmışken neden anneme senin lakabını söylemiyoruz?
Bonnie's dog humps Eddie, I don't like Bonnie anymore.
Bonnie'nin köpeği Eddie'ye atladı. Artık Bonnie'yi sevmiyorum.
From that time on, every son of a bitch humps his own load.
O andan itibaren tüm o * * spu çocukları kendi kı * ından sorumlu olacak.
You know what time these humps come in for work?
Bu pisliklerin işe kaçta geldiğini biliyor musun?
I can't believe the money these humps get to do this.
Bu adamların, bunu yapmak için aldıkları paraya inanamıyorum.
Didn't show us how to do it right, just called us stupid, stinking humps and did it himself.
"Aptallar" dedi ve kendisi yaptı.
Stupid New York State humps.
Aptal New York eyaleti n'olacak!
I thought you said they gave you humps.
Hatırlıyorum da sana yük olduğunu söylemiştin.
You know how ugly you have to be for a dog to close his eyes when he humps your leg? No, pops.
Sen bir köpeğin bile seni ısırırken gözlerini kapaması için ne kadar çirkin olman gerektiğini biliyor musun?
May your humps grow straight and your hoofs grow strong.
Hörgüçlerin düzgün, ayakların güçlü olsun.
The life of the party humps everybody!
Partinin kalbi herkesi sırtında taşıyor!
I stayed on Simon's tracks, and they were weaving around over humps, and past obvious crevices and stuff.
Simon'un izlerine baktım. Tepeciklerin etrafından dolanarak, çatlakları ve üzeri karla kapanmış olan yarıkları geçiyordu
These two humps are harmonious.
Bu iki hörgüç oldukça ahenkli.
They're kind of like cows with humps... and they love melons.
Bir çeşit hörgüçlü ineğe benziyorlar... ve kavun seviyorlar.
I shipped them humps back to Burrell as fast as I could.
Onları Burrell'e anında geri yolladım.
- You sent me humps.
- Bana engel oldun.
You sent me a detail of humps, Ervin.
Bana engel olacak bir ekip kurdun Ervin.
- He humps everything.
- Her şeyi becermeye çalışıyor.
Forget the bo'humps.
Kapalı gişeyi unutsunlar.
And you are? - Traudl Humps.
- Ya siz kimsiniz?
Fräulein Humps, shall we start then?
Bayan Humps, tamam o zaman.
After jeong-eun humps the deputy police chief, then i'll think about it.
Jeong-eun Polis Şefiyle düzüştükten sonra bunu düşüneceğim.
Twenty-four jumps to plot, we're breaking our humps... calculating one jump every 33 minutes.
Belirlenecek 24 sıçrayış, omurgalarımızı kıracağız. Sıçrayışlar her 33 dakikada bir hesaplanacak.
Couple Lithuanian taxi humps.
Birkaç Litvanyalı taksici.
choose who humps me, not the other way around.
Üstümden geçeni seçerim, diğerini değil.
He still humps my leg when I watch TV.
Televizyon izlerken hâlâ bacağıma tırmanıyor.
Doctors can have humps and pot bellies
Doktorlar koca göbeğe ve kambura sahip olabilirler.
I don't know how he do it... * My love, my love, my love, my love, * * you love my lady lumps, * * my hump, my hump, my hump, my humps they got you... * * She's got me spending... *
Bunu nasıl yaptığını bilemiyorum... Ben Mark Steines, perde arkası, yılın olayına bir dikiz atarak,
Blow your horn! There are humps up ahead.
Niye benimle dalga geçiyorsunuz!
You don't blow your horn at humps!
Sen gerçekten çok komiksin!
I'm from Munich.
- Traudl Humps.
I just want to be around to watch you two humps sink this goddamn ship.
Tamam.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]