English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ I ] / I'd be honoured

I'd be honoured traducir turco

76 traducción paralela
I'd be honoured, Your Highness.
Bundan onur duyarım, Majesteleri.
I'd be honoured if you'd accept my offer to help, just to back you up.
Senden kötülerini de gördüm, benim yardımımı kabul etmelisin, arkanda olmalıyım, sheriff.
Mr. Kelly, I'd be honoured if you'd accept the hospitality of my home for the remainder of your visit.
Ziyaretinizin geri kalanında evimde misafir olursanız onur duyarım.
I'd be greatly honoured if you would dine with me.
Yemeği benimle birlikte yerseniz büyük onur duyarım.
I'd be honoured to accept.
Seve seve kabul ederim.
- I'd be honoured, Caesar.
- Onur duyarım, Caesar.
I'd be honoured.
Onur duyarım.
I'd be honoured to show you mine.
Benimkini göstermek şeref olur.
I'd be honoured if you officers would permit me to purchase a drink for you.
Siz subaylara içki ısmarlamama izin verirseniz şeref duyarım.
I'd be honoured if you officers would permit me to purchase a drink for you.
Siz subaylara içki almama izin verirseniz şeref duyacağım.
Fine, fine, I'd be honoured!
Güzel, güzel, onur duyarım!
I'd be honoured if you'd consent to be my wife.
Karım olmayı kabul etmeniz benim için şereftir, efendim.
I'd be honoured.
onur duyarım.
I'd be honoured if you would shoot some pool with me.
Benimle bilardo oynarsan beni mesut edersin.
I'd be honoured to have you join my little party.
Küçük partime katılırsanız onur duyarım.
Genie, I would be honoured if you'd join us for dinner.
Yemekte bize katılırsan onur duyarım.
- I'd be honoured.
- Onur duyarım.
Well, I'd be honoured.
Onur duyarım.
Yeah. I'd be honoured.
Olur, onur duyarım.
I'd be honoured and moved.
Şeref ve mutluluk duyarım.
- Madam, I'd be honoured.
- Hanımefendi, onur duyarım.
I'd be honoured.
Gelinin ismi ne?
Look, every guy on campus has probably asked, but if you're not going to the Winter Brunch, I'd be honoured, and we'd have fun.
Okuldaki herkes teklif etmiştir sanırım ama eğer kış brunch'ına kimseyle gitmiyorsan, büyük bir onur duyarım. Çok eğleniriz.
Before we begin, I'd like to say how honoured I am to be taking over this spot.
Başlamadan önce bu programı devraldığım için şeref duyduğumu söylemek istiyorum.
I would be honoured if you'd join us.
Bize katılırsan şeref duyarım.
Mrs Polonski, I'd be honoured.
- Hanımefendi ben, onur duyarım.
I'd be very honoured if you accepted my son as your son-in-law
Oğlumu damat olarak... kabul edersen, bundan büyük onur duyarım.
I'd be honoured if you joined us, lady.
Bize katılırsanız şeref duyarım, hanımefendi.
I'd be honoured to share a Graham cracker with you.
Küçük hanım yemek teklifinizi seve seve kabul ediyorum.
I'd be honoured.
Şeref duyarım.
I'd be honoured, Madam President.
Bundan onur duyarım Sayın Başkan.
- I'd be honoured.
Bundan onur duyarım.
I'd be honoured, my Führer.
- Bundan onur duyarım Führerim.
No, I'd be honoured.
Hayır, onur duyarım.
I'd be honoured.
Benim için şereftir.
I'd be honoured to take it.
Bunu almaktan onur duyarım.
I'd be honoured to accept your hospitality, Captain.
Kabul etmekten onur duyarım, Kaptan.
You know, if I have to spend my life as someone else - I'd be honoured to be you.
Hayatımı bir başkası olarak geçirmek zorundaysam,... sen olmaktan onur duyarım.
I'd be honoured to present it to the lady of Bursa!
Eh, Bursa'nun hatununa elmas hediye farzdur!
I... I'd be honoured.
Aslında onur duyarım.
Tim, I'd be honoured if you'd take this.
Tim, bunu kabul etmenden onur duyarım.
I'd be honoured if you'd consider joining our alliance or at the very least, giving me your e-mail address.
Eğer düşünürsen ittifakına katılmak benim için onurdur ya da en azından bana e-posta adresini verirsen.
I'd be honoured, if you'd let me be a part of your show and I promise I won't let you down.
Şovunun bir parçası olmama izin verseydin, Şereflenirdim ve söz veriyorum ki düşmene asla izin vermeyeceğim.
I'd be honoured, my lord.
Şeref duyarım, Lordum.
I'd be honoured to stand alongside you.
Savaşta yanınızda yerimi almaktan onur duyarım.
- But they told me that if I presented you with an award, you'd be deeply honoured.
Ödülü sana ben verirsem, bundan şeref duyacağını söylediler.
Of course I'd be deeply honoured. And it's you, that's great.
Tabii şeref duyarım.
- Perhaps you'd like to come. - I would be most honoured.
- Büyük onur duyarım.
- I'd be honoured to be your friend.
- Seninle arkadaş olmaktan şeref duyarım.
I'd be honoured to, Mr. de Montrouveau.
Bundan onur duyarım Bay De Montrouveau.
I'd be honoured to be with a girl like you.
Gelirsen gerçekten onur duyacağım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]