I'd like to go traducir turco
1,950 traducción paralela
I'd like to go to the bathroom.
Tuvalete gidebilir miyim?
Oh, uh, before you go, I'd like you to put this on.
Ah gitmeden, şunu giymeni istiyorum.
So when you go to work tomorrow I'd like to go with you.
O zaman yarın siz işe giderken ben de sizinle gelmek isterim.
So, I'd like to go over it with you, if that's OK.
O yüzden bunların üstünden seninle geçmek istedim, eğer senin için sorun değilse.
Usually, I'd be nice like you and go outside if I had to rip one.
Genelde, osuruğum geldiğinde, kibarlık yapıp dışarı çıkardım.
After losing Gregory Malina, I'd like to go in at... $ 350, $ 400 million.
Gregory Malina'yı kaybettikten sonra 350-400 milyon dolar uygun.
I was wondering... before I go, I'd like to spend more time with you.
Gitmeden önce, seninle biraz daha fazla vakit geçirmek isterim.
morgan, i'd like to go over some of your cases tomorrow.
Morgan, yarın senin bazı dosyalarına bakmak istiyorum.
I'd like to go out with you again, before you're 50.
Seninle tekrar çıkmak isterim 50 olmadan önce.
I'd like to but I said I'd go over to Sarah Jane's.
Çok isterdim, anne, ama Sarah Jane'e geleceğimi söyledim.
I'd like to go to my room now, please.
Odama gitmek istiyorum, müsaadenizle.
If you'd like, I'll be more than glad to go in there and explain this whole to Josh myself.
Eğer isterseniz, içeriye girip, Josh'a kendim anlatabilirim.
I sent him an offer a while ago, I sent an e-mail saying I had two bikes in perfect condition, ready to be used so I'd like him to get motivated and call me so we can go into action
Ona hatırlatmak istiyorum : İki motosikletim var harekete geçmeli ve beni aramalı. Birlikte maceralara atılmalıyız.
Well, maybe it's just manners, but I was raised to see it as a sin of pride to go on like that about yourself.
Belki sadece yetiştiriliş tarzıdır. Ama bana, sürekli kendinden bahsetmenin günah olduğunu öğrettiler.
I'd like you to go straight to hell.
Ben de senin cehenneme gitmeni istiyorum.
And I'd like a chance to set the record straight before I go.
Ölmeden önce doğruyu anlatmak için bir şans istiyorum.
I am her husband and we'd like to go now, so if you could...
Ben onun kocasıyım ve şimdi gitmek istiyoruz, yani eğer sen bize...
I'd like you... to go visit your grandniece again.
Senin tekrar yeğeninin kızını ziyarete gitmeni istiyorum.
I don't know what to believe, but I'd like to go find out.
Neye inanacağımı bilmiyorum ama öğrenmek isterim.
That's where I'd like to go.
Ben de oraya gitmek isterdim.
I'd like to go for a ride in a helicopter.
Helikopterle gezmeyi çok isterdim.
I'd like to go home, but I just don't think I can.
Eve gitmek isterim, ama gidebileceğimi sanmıyorum.
If that is all, Director, I'd like to go find out what this virus is before it kills me. And quite possibly, everyone else on this ship, too.
Başka bir şey yoksa müdire hanım, beni ve gemideki herkesi öldürmeden önce bu virüsün ne olduğunu öğrenmek istiyorum.
I don't suppose you'd like to go somewhere more private?
Sanırım daha özel bir yere gitmek istemezsin?
I'd like to go now.
Artık gitmek istiyorum.
I'd like to go through Nanna's things once more.
Nanna'nın eşyalarını kontrol etmek istiyorum. Rutin bir uygulama.
I'd like to go on record saying I don't like Pussy Hands.
Pisi Elleri sevmediğimi söylemek isterim.
I'd like you to go home and stay there.
Olay soruşturulana kadar evde kal.
- I'd like to go to the flat.
- Daireye gitmek istiyorum.
I'd like to go to the medical office
Revire gidebilir miyim?
There's somewhere I'd like to go.
gitmek istediğim bir yer var.
I'd like Prince Dae-So to take the BuYeo reinforcements and go behind the enemy.
Prens Daeso adamları alır ve onlara arkadan hücum eder.
I'd like General Wang to go and attack the western Frontier Garrisons of BuYeo.
General Wang, Puyo'nun batı hududuna hücum edin.
- I'd like to go on the Ferris wheel.
Anneciğinin resim yapmak için zamana ihtiyacı var ama. - Önce biraz dolaşabiliriz.
If the business stays as good Where I'd really like to go
İşler böyle devam ederse Nereye gitmek isterdim
Well, actually, I'd really like to go.
Aslinda, gelmek isterim
I think people like me are gonna have to get up... off their father's laps and go out there and fight for it.
Bence benim gibi insanlar artık babalarının dizlerinden kalkmalılar ve dışarı çıkıp, savaşmalılar baba.
- You know, I think I'd really just like to go to class.
Ben sadece derse gitmek istiyorum.
There's a big pie Bake-Off in Jonesville in a couple months. And I'd like to go.
Birkaç ay sonra Jonesville'de büyük bir turta yarışması var, gitmek istiyorum.
I'd like to give you a call tomorrow before you go home.
Yarın evinize dönmeden önce sizi ararım.
Your Honor, I'd like to... waive my right to preliminary hearing... and go direct to trial as soon as possible.
Sayın Yargıç, hazırlık tahkikatı hakkımdan vazgeçerek en kısa sürede doğrudan yargılamaya geçilmesini talep ediyorum.
You know, I'd really like to go there some time.
Aslında oraya gitmeyi gerçekten çok isterim bir ara.
If you guys could not laugh at anything I say, that'd really.... I'm trying to get my self-esteem to go to, like, seven percent.
Dediğim hiçbir şeye gülemiyorsanız özsaygımı yüzde yediye çıkarmaya çalışırım.
Charlie, before you go, I'd just- - I'd like to say something.
Charlie, gitmeden önce bir şey söylemek istiyorum.
If I feel like I wanna go out with my friends then I'm going to.
Arkadaşlarımla dışarı çıkmak istediğimi hissediyorum. Ve sanırım gideceğim de.
I was wondering, Would you like to go out sometime?
Merak ediyorum da, bir ara beraber dışarı çıkalım mı?
I'd like to settle up before I go.
Buradan kalkıp işleri yoluna koymalıyım.
I'd like to invite my dear, dear friend to go next.
Huzurlarınıza sevdiğim bir dostumu çağırıyorum.
I could go to town and buy a stone with Brutus'name on it, if you'd like.
Eğer istersen kasabaya inip, üzerinde Brutus'un ismi yazılı bir mezar taşı alabilirim.
But as much as I'd like to say I slap on a pair of tar pants and go out there and mix it up with the boys doing the hard work, I can't.
Ellerimdeki katranı tulumuma sürerek temizlediğimi... ya da işçilerle iç içe olup onlarla kaynaştığımı söylesem de... bu doğru olmaz.
Now I'd like you to go.
Şimdi gitmenizi istiyorum.
i'd like to go home 21
i'd like 83
i'd like a room 23
i'd like to know 101
i'd like to see you try 68
i'd like to see you 19
i'd like to say 28
i'd like to 367
i'd like to see you again 35
i'd like to talk to you 90
i'd like 83
i'd like a room 23
i'd like to know 101
i'd like to see you try 68
i'd like to see you 19
i'd like to say 28
i'd like to 367
i'd like to see you again 35
i'd like to talk to you 90