I'd like to know traducir turco
4,216 traducción paralela
You know, I may never remember who you were, but... I'd like to get to know who you are.
Kim olduğunu hiçbir zaman hatırlamayabilirim ama seni tanımak isterim.
I just thought you'd like to know that.
Bunu duymak isteyeceğinizi düşündüm.
Just once in my life, I'd like to have sex with someone who looks like me, you know?
Hayatımda bir kez olsun bana benzeyen biriyle seks yapmak istiyorum.
I'd like to know the difference.
Farkını öğrenmek isterim.
You know, your dad, like, mostly, since I've known him, he seems mainly a little bit mopey to me.
Yani baban, çoğunlukla, onu tanıdığımdan beri bana karamsar görünüyordu daha çok.
And I know enough about this business to know that in a deal like this, sooner or later, you guys will squeeze me out.
Böyle bir anlaşmayı yaptıktan sonra er ya da geç beni saf dışı bırakacağınızı bilecek kadar bu işi biliyorum.
Look I know everybody's giving you a hard time but I'd just like you to know I wish you all the best of luck with being gay.
Herkesin üstüne çok geldiğini biliyorum. Fakat sana gey olmanda bol şans dilediğimi bilmeni istiyorum.
You know, if you'd like to learn how a real pro bends, I could give you some private lessons.
Pro-Bükücülük nasıl yapılır öğrenmek istersen özel ders verebilirim.
I'd like you to send everything we know to Booth end of day today.
Gün sonunda bildiğimiz her şeyi Booth'a göndermeni istiyorum.
I'd like her to know that we're making progress.
Bu iş üzerinde çalıştığımızı bilmesini isterdim.
I know what I'd like to touch.
Neye dokunmak istediğimi biliyorum.
Please, I'd like to know our options.
Mümkünse seçeneklerimiz neler öğrenmek isterim.
I'd like to know what got Enzo killed.
Bende Enzo'nun öldürülme sebebini bilmek istiyorum.
What about you? I'd like to sell one big thing, you know?
Bilmem, Hep bisiklet dükkanım olsun istemişimdir.
Sorry to just show up like this, but I thought you'd wanna know as soon as I'd heard.
Bu şekilde ortaya çıktığım için kusura bakmayın. Ama duyar duymaz bilmek istersin diye düşündüm.
Now, look, if your show gets canceled, okay, or NBC just becomes a web site that sells used office supplies, I'd like to know that I can take care of you.
Şimdi, bak, eğer olurda şovun iptal edilirse, veya NBC sadece ofis mazemeleri satan bir web sitesine dönüşürse senin geçiminle ilgilenebileceğimi bilmek isterim.
I mean, when I look at her, she seems like the same person I used to know.
Yani, ona bakınca benim tanıdığım insana benziyor.
You know, I'd really like to get her take on how things are going. Okay?
Durumunu nasıl değerlendirdiğini görmek istiyorum.
I don't know who you are, or what you did to my associate but I'd like to buy you a drink or Amy dies immediately.
Kim olduğunu ya da adamıma ne yaptığını bilmiyorum sizinle bir içki içmek isterim yoksa Amy ölür.
I thought you'd like to know Mr Barrow is feeling much better.
Bay Barrow'un çok daha iyi hissettiğini bilmek istersiniz diye düşündüm.
What I'd like to know is how you know your way in and out of here.
Ben de senin buraya nasıl girip çıktığını biliyorum.
You know, I, uh, I can also take this to the governor's office, if you'd like.
Biliyor musun, bu işi valiye de götürebilirim. Eğer istersen.
You know, I'd really like to put our past behind us and I hope you find what you're looking for.
Geçmişimizi geride bırakmak istiyorum ve umarım aradığını bulmuşsundur.
I'd like to know how it got in the pool in the first place.
Ben havuza nasıl girdi onu merak ediyorum.
So if you're saying putting these numbers in your sexton can point to a place somewhere on a map I'd really like to know where that place is.
Yani bu rakamlari sekstantinda ayarladigimizda bize haritada bir yeri gösterebiliyorsa neresi oldugunu bilmeyi çok isterim.
You know, I just turned my life upside down for you, so if you're gonna run off with someone else, then I'd like to know as soon as possible.
Biliyorsun, hayatımı senin için alt üst ettim ya. O yüzden eğer birine kaçaksan, en yakın zamanda bilmek isterim.
I'd really like to know where the bastard has gone.
O şerefsizin nereye gittiğini gerçekten merak ediyorum.
I'd like to take this opportunity to thank you for, uh, fixing things. - You know, I thought I had as you say, fixed things. - Yes, sir.
Fırsatını bulmuşken, size işleri yoluna koyduğunuz için teşekkür ederim.
First, I'd like to know if anyone can prove that Blaine was actually born in this country.
İlk olarak, Blaine'in gerçekten bu ülkede doğduğunu kanıtlayacak biri var mı?
Why you didn't support Director Yong Tae Mu, I'd like to know the reason.
Oyunuzu neden Yong Tae Moo'ya vermediğinizi bilmek istiyorum?
I thought you'd like to know that you're ovulating.
Ama yumurtlama döneminde olduğundan haberdar olmak istersin diye düşündüm.
But if Ussing has been talking to you I'd like to know.
Ama Ussing seninle konuştuysa, bunu bilmem gerek.
And I'd really like to spend more time with some of them, you know, outside the meetings,'cause I like the people in this group... some of them...
Bazılarıyla daha fazla vakit geçirmeyi gerçekten çok isterdim. Yani dışarıda görüşmeyi. Çünkü bu gruptakileri seviyorum.
No, I actually talked to my wife, and we'd really like to, you know, invest, get in on the ground floor.
Hayır, karımla da konuştum bu işi başlatanlardan olmayı yatırım yapmayı çok isteriz.
I don't know if this will replace the presents she didn't get, but I'd like to tell her she's part of my story now.
Bilmiyorum bu bir hediye olurmu, ama kendisine Artık hikayemin bir parçası Olduğunu söylemek istiyorum.
Look, I don't know why there's no sign of what happened, all right, but Jane was attacked, and you need to be acting like this guy is still out there.
- Olanları kanıtlayacak bir iz neden yok bilmiyorum. Ama Jane saldırıya uğradı ve bu adamın dışarıda bir yerlerde olduğunu bilerek hareket etmeniz gerek.
In fact, if you don't mind, I'd like to send them to some publishers I know.
Hatta, eğer sorun olmazsa birkaç yayımcıya göndermek istiyorum.
I like to get out, make the rounds, you know, talk to the young people.
Dışarı çıkıp dolaşmayı gençlerle konuşmayı severim.
- You know what, as a gesture of good will, I'd like to waive my fee.
- Biliyor musunuz iyi niyet göstergesi olarak, ücretten feragat etmek isterim.
Bex, I know you're not allowed to tell me who bought the piece, Hi. Uh, but, uh, I'd like to send them an invitation and, uh, a thank-you note.
Bex, resmi kimin aldığını söylemeye iznin olmadığını biliyorum, ama ben alan kişiye de bir davetiye ve teşekkür notu göndermek istiyorum.
Cliff's Notes version... I know about your little jail house connection, and I'd like to give you a chance to tell your side of the tale.
Demek istediğim şu ki ıslahevi bağlantınızı biliyorum ve hikayenin sana ait yönünü anlatman için sana bir şans vermek istiyorum.
Um, I'd like him to know where he comes from.
Nereden geldiğini bilmesini istiyorum.
I didn't know it'd go this far, it wasn't supposed to end like this!
Böyle olacağını bilmiyordum. Sonucunu tahmin etmemiştim.
I'd like to see other rock'n'roll singers try things like that. You know? And see if they can get away with it.
Diğer rock'n roll yıldızlarının da benim hoşlandığım böyle şeyleri denemesini görmek isterim Ve bunu becerebilecekler mi görmek isterim.
Now, you know where this is going but I'd like to know when it's done.
Şimdi, bunun nereye gideceğini biliyorsun, ama iş bittiğinde haberdar olmak isterim.
( Sighs ) You know, I should probably leave you two alone. I was starting to feel like a bit of a third wheel anyway.
İkinizi yalnız bıraksam iyi olacak, dış kapının dış mandalı gibi hissetmeye başladım bile.
I'd like to help, but I don't know how to destroy it.
Yardım etmek isterim fakat nasıl yok edeceğimi bilmiyorum.
Mr. Callen, I thought you'd like to know that the microbotic device is safely back at the Naval Tech Lab, and Mr. Demir is on a plane back to Turkey.
Bay Callen, mikrobotik aygıtın tekrar Deniz Donanma Teknoloji laboratuarına geri döndüğünü bilmenizi istedim. Ve Bay Demir uçağa bindi, Türkiye'ye geri dönüyor.
If you are ready to talk about it, I'd very much like to know, but I'm not going to ask you about it anymore.
Eğer bir gün bunu konuşmak için hazır olursan, öğrenmeyi çok isterim, ama bunun hakkında artık sana daha fazla soru sormayacağım.
Well, I know that's what you'd like to think.
Öyle düşünmek istediğini biliyorum. Hepimiz öyle isteriz.
You know that feeling you get when you wake up in the middle of the night and you're sure you're going to vomit? I'd feel like that...
Hani gecenin bir yarısı uyandığında kusacak gibi olursun ya aynen öyle hissederim.
i'd like to know why 19
i'd like 83
i'd like a room 23
i'd like to go 40
i'd like to see you try 68
i'd like to see you 19
i'd like to say 28
i'd like to 367
i'd like to see you again 35
i'd like you to meet 29
i'd like 83
i'd like a room 23
i'd like to go 40
i'd like to see you try 68
i'd like to see you 19
i'd like to say 28
i'd like to 367
i'd like to see you again 35
i'd like you to meet 29
i'd like to talk to you 90
i'd like that 615
i'd like to help 76
i'd like to speak with you 22
i'd like a word with you 31
i'd like to try 23
i'd like to ask you something 27
i'd like to go home 21
i'd like to hear it 42
i'd like to make a toast 26
i'd like that 615
i'd like to help 76
i'd like to speak with you 22
i'd like a word with you 31
i'd like to try 23
i'd like to ask you something 27
i'd like to go home 21
i'd like to hear it 42
i'd like to make a toast 26