I'd like to say a few words traducir turco
110 traducción paralela
Vow I'd like to say a few words.
Şimdi sizlere bir iki şey söylemek istiyorum.
And speaking of words, I'd like to say a few about the injustice... of keeping an innocent man locked up for three months... in such filth and heat and ill-feeding that my chief regret is I didn't try... to pull down the filthy fellow that sits on the throne.
Doğru kelime deyince, adaletsizlikle ilgili bir kaç şey söylemek isterim masum bir adamı üç ay hapis tutmak öylesine pis, soğuk bir yerde aç ve susuz bırakarak. Pişmanlığım şudur ki tahtta oturan aşağılık dostumu indirmeye çalışmamak.
Ladies and gentlemen, I'd like to say a few words to you about the proprietor Mr Ruggles.
Bayanlar baylar, işletme sahibi Bay Ruggles hakkında... size birkaç şey söylemek istiyorum.
Before we attempt to get back to work, I'd like to say a few words.
İşimize geri dönmeden önce bir kaç şey söylemek istiyorum.
But before that, I'd like to say a few words.
Ondan önce birkaç şey söylemek istiyorum.
Now I'd like to say a few words... to the boys and girls of our graduating class.
Şimdi de mezun olan sınıfımıza bir kaç şey söylemek isterim.
I'd like to say a few words to my son. Do you mind?
Müsaadenle oğluma bir kaç şey söylemek istiyorum.
I'd like to say a few words if Mr. Stark doesn't mind.
Bay Stark için sorun değilse bir kaç şey söylemek isterim.
I'd like to say a few words for the dear, dead departed.
Merhum için bir iki şey söylemek istiyorum.
If you'd like to say a few words, I most graciously give you the floor.
Bir şeyler söylemek isterseniz, sözü size bırakıyorum.
I'd like to say a few words about Bebel's speech.
Bebel'in yaptığı konuşma hakkında bir kaç kelime söylemek istiyorum.
Miss Fitzwaring, I know you'd like to say a few words.
Bayan Fitzwaring, eminim siz de birkaç şey söylemek istersiniz.
I'd like to say a few words, then I'll let you work in peace.
Birkaç şey söylemek ve ardından sizleri rahat bırakmak istiyorum.
MEJENES : I would like to say a few words about loyalty and friendship, which by your presence here this evening, Senor Talbot, as representative of the state department, confirms that these are the bonds... which link our two countries together.
Bu akşam burada, dışişleri bakanlığı temsilcisi olarak aramıza katılan sizin huzurunuzda sadakat ve dostluk hakkında birkaç söz etmek isterim Bay Talbot ki o da bunların ülkelerimizin birbirine bağlanmasının teminatını verdiğidir.
I'd just like to say a few words before the communion.
İstişareden önce bir iki kelime etmek istiyorum. Bilirsiniz.
We've got a lot of work to do, so... I'd like to say a few words if I may.
Yapmak zorunda olduğumuz çok iş var öyleyse... Eğer yapabilirsem, birkaç kelime söylemek istiyorum.
" I'd just like to say a few words :
" Yalnızca bir kaç kelime söyleyeceğim :
As best man, I'd like to say a few words...
Sağdıç olarak, birkaç kelime etmek istiyorum...
I hate to interrupt the festivities, but before I turn the floor over to our resident Klingon, I'd like to say a few words.
Eğlenceleri bölmeyi sevmem, ama kamaralarımıza dönmeden önce yerli Klingon'umuz, bir kaç şey söyleyecek.
Your Honor, I'd like to say a few words to the court, if I may.
Sayın hakim, mümkünse mahkemeye birkaç şey söylemek istiyorum.
But first, I'd like to say a few words about about habeas corpus.
Ancak önce şey hakkında bi'kaç şey söylemek istiyorum... Habious Corpus hakkında.
Now if you'll gather round, I'd like to say a few words.
Şimdi toplanırsanız bir kaç şey söylemek istiyorum.
I'd like to call on Isaac's son, Dr. Ben Sobel, who would like to say a few words.
Şimdi oğlu doktor Ben Sobol'u çağırmak istiyorum. Isaac için bir kaç şey söyleyecek.
Now I'd like to call on Isaac's son, Dr. Ben Sobel who would like to say a few words.
Şimdi lsaac'in oğlu doktor Ben Sobol'u çağırmak istiyorum, Dr. Ben Sobel Isaac için bir kaç şey söyleyecek.
With the ceremony now over, I'd like to say a few words.
Bu biten törenin ardından, birkaç şey söylemek istiyorum.
As vice chairman, I'd like to say a few words.
Planet Express'in başkan yardımcısı olarak, benim de söylemek istediklerim var.
( SCATTERED LAUGHTER ) In all seriousness, however I'd like to say a few words.
Bu arada, bütün ciddiyetimle, birkaç şey söylemek istiyorum.
Your Honour, before the jury deliberates, I'd like to say a few words in rebuttal.
Sayın Hakim, jüri karar vermeden önce aksini kanıtlamak için söz alabilir miyim?
As principal, I'd just like to say a few words about what this wonderful woman means to this school and to me.
Müdür olarak şunu söylemek istiyorum ki bu harika kadın, okul ve benim için çok büyük anlam ifade ediyor.
Now, I'd like to say a few words before we all become too befuddled by our excellent feast.
Mükemmel şölenimizle karnımızı doyurmadan önce bir kaç şey söylemek istiyorum.
I'd like to say a few words about commitment about honor about responsibility about a very special someone and admitting to her...
Birkaç şey söylemek istiyorum, bağlılık onur sorumluluk ve özel biri hakkında ve ona söylemem...
I'd like to say a few words about O.
"O" hakkında birkaç şey söylemek istiyorum.
I'd like to say a few words.
Bir şeyler söylemek istiyorum.
I'd like to say a few words about our fallen comrade, Heinz Hummer.
Kaybettiğimiz yoldaşımız Heinz Hummer hakkında birkaç söz söylemek isterim.
I'd like to say a few words.
Ben birkaç şey söylemek istiyorum.
I'd like to say a few words.
Birkaç kelime etmek istiyorum.
First of all, I'd like to say a few words to all the people who are mentioned in the recent newspaper article.
Her şeyden önce, bir kaç şey söylemek istiyorum. Gazetede yakın zamandaki makalede adı geçen insanlara söylüyorum.
Wow. I'd like to say a few words about a guy I know, a friend of mine.
Arkadaşım olan biri hakkında birkaç şey söylemek istiyorum.
So, first, I'd like to ask our chief excavator, and my field director, Mr Howard Carter, to say a few words.
Öncelikle, baş kazıcımız ve benim saha direktörüm olan Bay Howard Carter'a kısa bir konuşma yapmasını rica ediyorum.
His cask is being flown to Arlington for burial. I'd like to say a few words at the airfield. And then I'll fly back to Washington.
David'in tabutu defnedilmek üzere Arlington'a götürülüyor... ben de havaalanında tabutun yanında birkaç söz söyleyip... ondan sonra Washington'a uçmak istiyorum.
Actually, I'd like to say a few words.
Şey, ben de birkaç şey demek istiyorum.
I'd also like to say a few words if that's okay.
Bir kaç şey söylemek istiyorum eğer sakıncası yoksa.
If I could, I'd also like to say a few words about my girlfriend of the past 3 years.
Üç yıllık kız arkadaşım için ben de bir şeyler söylemek istiyorum.
Um, Ulla, I think there's some people who'd really like to say a few words.
Um, Ulla, sanırım, insanlar sana bir kaç şey söylemek istiyor.
I'd like to apologise on behalf of the family for all of the distractions... and that everyone is ready to continue with the service... and Daniel would like to say a few words about his father.
Aile adına yaşanan tüm bu aksilikler için özür dilerim. ... Şimdi herkes tören için hazır olsun. ... Ve Daniel babası hakkında konuşma yapacak.
I'd like to call on Charles Saint-Denis, who has agreed to say a few words.
Birkaç kelime sarf etmeye söz veren Charles Saint-Denis'i buraya davet ediyorum.
Excuse me. Uh... I'd like to say a few words before we fold up the dining-room table and commence the square dancing.
Afedersiniz, masadan kalkıp, dansa başlamadan ben de birkaç şey söylemek istiyorum.
In all seriousness, however, I'd like to say a few words.
Bütün ciddiyetimle birkaç söz söylemek isterim.
I'd like to say a few words.
Birkaç şey söylemek istiyorum.
Mr. Mayor, I assume that you'd like to say a few final words?
Sayın başkan, sanırım son olarak birkaç şey söylemek istersiniz?
You know what? I'd actually like to just say a few words...
Aslında birkaç söz söylemek istiyorum...