I'd like to talk to him traducir turco
158 traducción paralela
- I'd like to have a talk with him.
- Onunla konuşmak isterdim.
- Well, I'd like to talk this over with him.
- Bu konuyu onunla konuşmak istiyorum.
Few things I'd like to talk over with him.
Onunla görüşmek istediğim birkaç şey var.
I'd like to talk to him if he'll talk to me.
Onunla konuşmak istiyorum. O da benimle konuşmak isterse.
- I'd like to talk to him.
- Onunla da konuşmak isterim.
Oh, well, when he calls again, I'd like to talk to him.
Bir daha ararsa, onunla konuşmak isterim.
All the same, sir, I'd like to talk to him before you do anything drastic.
Gene de zecri bir tedbire baş vurmadan onunla konuşmalıyım.
I'd like to talk to him first, sir, if I may.
Onunla ilk olarak ben konuşmak isterim efendim. İzin verirseniz.
I'd like to talk to him alone, Jim.
Onunla yalnız konuşmak istiyorum, Jim.
I'd like to talk to him and his friend Lee.
- Lee'yle beraber konuşmak için.
I'd like to talk to him in a day or so.
- Olur. Ona bir bakayım.
- I'd like to talk to him.
- Onunla konuşmak istiyorum.
I'd like to talk to him.
Onunla konuşmak istiyorum.
If that Frenchman's up and around, I'd like to talk to him.
Fransız oradaysa onunla konuşmak istiyorum.
I'd like to talk to him about a friend of mine.
Bir arkadaşım hakkında onunla görüşmek istiyorum.
I'd like to look at his rap sheet before I talk to him.
Onla görüşmeden önce sabıka kaydına bakayım.
I'd like someone to talk about me like you talk about him.
Onun hakkında konuştuğun gibi hakkımda konuşacak birini istiyorum.
If Mr. Evans is about, I'd like to talk to him about them.
Eğer Bay Evans buralarda ise, bu konuyu onunla konuşmak isterdim.
I'd like to stay now, try to talk to him.
Kalıp onunla konuşmak istiyorum.
Would you tell Mr. Willowby I'd like to talk to him?
Bay Willowby'a onunla konuşmak istediğimi söylermisin?
I'd like to talk with him.
Onunla konuşmak istiyorum.
I'd like to talk to him.
Onunla gorussem iyi olur.
- I'd like to talk to him.
- Onunla görüsmek istiyorum.
I'd like to talk to him.
Bende onunla konuşmak isterim.
I'd really like to talk to him.
Onunla konuşmak istiyordum.
- I'd like you to talk to him.
- Onunla konuşmanı istedim.
I'm very sorry, and I'd like the chance to talk to him and see if there's something that I couldn't do.
Gerçekten çok üzgünüm ve onunla konuşup elimden gelen yardımı yapmak istiyorum.
I'd like to talk to him.
- Onunla konuşmak istiyorum.
You wanna tell Shriker I'd like to talk to him?
Shriker'a onunla konuşmak istediğimi söyler misin?
If you do, tell him I'd like to have a little talk with him.
Onunla konuşmak istediğimi söylersin değil mi?
I'd like to talk to you about him.
Sizinle onun hakkında konuşmak istedim.
- Don't know. But I'd like to talk to him.
- bilmiyorum ama onunla konuşmam gerek.
I'd like to talk to him about this... dragon.
Onunla şu şey hakkında konuşmak istiyorum... Ejderha.
- I'd really like to talk to him.
- Gerçekten iyi. - O'nunla konuşmak isterdim.
You talk so much about him. I'd like to meet him too.
onun hakkinda çok konustun.Ben de onu karsilamak istiyorum.
I'd like you to talk to him about your own fascination with humanity.
Onunla insanlığa nasıl tutkun olduğun hakkında konuşmanı istiyorum.
But I wanted him to know that even without his patronage... we'd still be the talk of the town here in Beijing. You shouldn't exert yourself like that.
Ama onun patronluğu olmadan da, hâlâ Pekin'de kasabanın konusu olduğumuzu bilmesini istedim.
I'd like to talk to him.
Onunla konuşmak isterim.
- Sure, I'd like to talk to him.
- Tabi, onunla da konuşmayı isterim.
I'd like to talk with him when he wakes up.
Her halükarda, uyandığı zaman onunla konuşmak istiyorum.
If you'd like, I can talk to him see if he has an opening for a Lieutenant Commander.
İstersen onunla konuşabilirim bakalım bir binbaşıya görev yeri var mı.
Well, me too. I'd like to talk to him sometime.
Bir gün onunla görüşmek isterim.
I'd like to talk to him.
Onunla konusmak isterim.
Tim, I'd like to talk to him alone for just a moment.
Belki biraz delikte zaman geçirmen gerekiyordur. Tim, biraz yalnız konuşabilir miyiz lütfen.
Listen, you find this joker, I'd like a chance to talk to him myself.
Dedektif, o alçağı bulursanız onunla kendim konuşmak istiyorum.
I'd really like to talk to him today.
-... onunla hemen konuşmam gerekiyor da. - Tabii.
I'd like to talk with him, because I don't want this going on any longer, and I can't seem to get any kind of straight answer from you.
Onunla konuşmak istiyorum, çünkü bunun daha fazla uzamasını istemiyorum... -... ve senden düzgün bir cevap alabilecek gibi görünmüyorum.
OK, so I got a fare in the back, I got a job to do... but if we don't talk, I feel like I'm only doing half the job. You know, if we don't talk, if I don't talk to him. - Yeah, right...
Dışarıda bir yarış var, ama ben burada olduğum için işimi yarım yapıyorum.
You know, he's unconscious, but if you'd like to talk to him I'm pretty sure he'll be able to hear you.
Baygın, ama konuşmak isterseniz sizi duyabileceğine eminim.
- I'd like to talk to him.
- Onunla konuşmak isterdim.
'Cause... I'd really like to talk to him about something.
Çünkü onunla konuşmam gereken şeyler var.