I'll be waiting for you traducir turco
428 traducción paralela
- I'll be waiting for you.
- Seni bekliyor olacağım.
Mina, I'll be waiting for you in the library. Oh, John!
- Mina, seni kütüphanede bekliyorum.
I'll be waiting for you in my room, 216, at midnight.
Gece yarısı, 216 numaralı odama bekliyorum.
I'll say goodbye again because we'll both be waiting for you.
Bir daha "Hoşça kal" diyorum. Çünkü ikimiz de seni bekleyeceğiz.
All right, I'll be waiting for you in the car.
Arabada bekliyorum.
I'll be waiting for you.
Seni bekliyor olacağım.
I'll be waiting for you at midnight.
Geceyarısı seni bekliyor olacağım. Miyavlayacak mısın?
When you return from your honeymoon if I'm not much mistaken there'll be a desk waiting for you at the bank.
Balayından döndüğünüzde, eğer yanılmıyorsam... bankada seni bekleyen bir masan olacak.
- I'll be waiting for you to die.
- Ölmeni dört gözle bekleyeceğim.
I'll be waiting for you.
Seni bekliyor olacagim.
I'll be waiting for you.
Seni bekleyeceğim.
I'll be waiting for you in Charleston.
Seni Charleston'da bekleyeceğim.
I'll be waiting for you at the newsreel office.
Ben de ofiste sizden haber bekleyeceğim.
Mrs. Garmo will call at midnight and take you where I'll be waiting for you.
Bayan Garmo gece yarısı çağıracak ve sizi beklediğim yere getirecek.
Well, in case you do I'll be waiting for you at the Evening News office tomorrow'til 1 o'clock.
Peki, her ihtimale karşı "Akşam Haberleri" ofisinde yarın saat 1'e kadar bekleyeceğim.
I'll be waiting for you.
Sizi bekleyeceğim.
I'll be waiting for you in my dressing room.
Sylvester, seni soyunma odamda bekliyor olacağım.
I'll be waiting for you at the depot.
Garda seni bekliyor olacağım.
- I'll be waiting for you.
- Bekliyorum.
I'll be waiting for you after supper out by the bell.
Yemekten sonra seni çanın yanında bekleyeceğim.
Meanwhile, if God's good to me and I manage to make it down there, I'll be waiting for you.
Bu arada, Tanrı yardımcım olur da... oraya varabilirsem seni bekleyeceğim.
I'll be waiting for you at the station.
Seni garda bekleyeceğim.
And if you ever head back to Coroner Creek I'll be waiting for you.
Eğer Coroner Creek'e dönecek olursan,... seni bekliyor olacağım.
When I see you waiting for Dad, I know what it'll be like.
Sen şimdi umutla babamı bekliyorsun ama ben biliyorum sonradan ne olacağını.
And I'll be waiting for you.
Sizi bekliyor olacağım.
- Yes, I'll be waiting at the mine for you.
- Evet, seni madende bekleyeceğim.
I'll be waiting for you, honey.
Seni bekleyeceğim hayatım.
- I'll be waiting for you.
- Sizi bekliyor olacağım.
I'll be waiting for you.
Sizi beklerim.
Setsuko, I'll be waiting for you.
Setsuko-san, bekleyeceğim.
I'll be waiting for you at the open pier, Myra.
- Bu, aktarmasız tren. - Seni terminalde bekliyor olacağım Myra.
And I'll be waiting right here for you.
Seni bekliyor olacağım.
You ladies tell Nini that whenever and wherever she likes, I'll be waiting for her.
Bayanlar Nini'ye söyleyin nerede ve ne zaman isterse onu bekliyor olacağım.
I'LL BE WAITING FOR YOU. BUT UNTIL YOU'RE SURE, REALLY SURE,
Ama o zamana kadar ismini duymak istemiyorum.
- I'll be waiting for you.
- Bekliyorum. - Teşekkür ederim.
I'll be waiting for you, Allison. And he won't be coming alone!
Allison senin için burdayım, Ve yalnız da beklemiyecek!
Well, if you happen to see this gentleman, tell him I'll be waiting for him at Boot Hill.
O beyi görürsen... onu Boot Hill'de bekledigimi söylersin.
A year from now, I'll be here, waiting for you, at exactly the same time and you'll love me once again.
Bir yıl sonra, ben, burada tam bu saatte, seni bekliyor olacağım ve beni bir kere daha seveceksin.
I'll be waiting for you.
Seni bekliyorum.
Every night I'll be waiting for you.
Her gece seni bekliyor olacağım.
I'm talkin'out of turn, but there'll be a surprise package waiting for you up there. Oh?
Orada sizi bir sürpriz bekliyor.
I'll be waiting for you in the morning.
Sabah senden haber bekleyeceğim.
I'll be waiting for you here!
Sizi burada bekleyeceğim!
I'll be waiting for you.
Ben seni bekliyeceğim.
I'll be waiting for you!
Seni bekliyor olacağım.
I'll be waiting for you here.
Burada işinizi bitirmenizi bekleyeceğim.
I'll be waiting for you... at the gates of hell.
Cehenneme gidiyorum... Seni orada bekleyeceğim!
I'll be waiting for you.
Sizi bekliyor olacağım.
I'll be waiting for the day when I can trust you.
Sana güvenebileceğim günün gelmesini bekliyorum.
I'll be waiting for you if you need me.
Bana ihtiyacınız olursa sizi bekleyeceğim.
I'll be waiting for you on the main road.
Seni anayolda bekliyor olacağım.