I'll do whatever it takes traducir turco
259 traducción paralela
I'll do whatever it takes!
Neye mal olursa olsun döneceğim!
I'll do whatever it takes.
Ne gerekiyorsa yaparım.
I'll do whatever it takes
Onun için herşeyi yaparım!
I'll do whatever it takes.
Her ne gerekiyorsa yaparım.
I'll do whatever I can, whatever it takes.
Elimden geleni yaparım.
I know what's going on. I'll do whatever it takes to succeed.
Başarılı olmak için ne gerekirse yapmaya hazırım.
And I'll do whatever it takes.
Ne gerekirse veririm.
Whatever it takes to prove this technology, I'll do.
Bu projeyi kanıtlamak için ne gerekiyorsa yapacağım.
I'll do whatever it takes.
Chiren, artık beni ilgilendirmediğini biliyorum ama eski ortağın olarak şu sözüme inan :
I'll do whatever it takes to ship this rice
Ne pahasına olursa olsun bu pirincin sevkiyatını yapacağım!
I'll do whatever it takes.
Her şeyi yaparım.
I'll do whatever it takes to convince him, but I will never hurt him.
Onu ikna etmek için elimden geleni yaparım ama onu incitmem.
And I'll do whatever it takes to accomplish that. Okay?
Bunun için de elimden ne gelirse yapacağım.
Whatever it takes to make him a good hunting dog and keep him from running off, I'll do it.
Onu iyi bir av köpeği yapmak ve kaçmasını engellemek için ne yapmak gerekiyorsa yaparım.
Otherwise I'll do whatever it takes to keep those kids from getting hurt.
Aksi takdirde, bu çocukların zarar görmekten uzak tutmak için ne gerekiyorsa yapacağım.
And you can bet I'll do whatever it takes.
Ve bahse girebilirsin... bunun için ne gerekiyorsa yapacağım.
I told you I'd do whatever it takes, and if that means killing him later...,... I'll do it.
Sana her neye mal oursa olsun yapacağımı söylemiştim ve... eğer bu daha sonra onu öldürmek demekse... bunu yapacağım.
I'll do whatever it takes to get you back.
Seni geri almak için ne gerekirse yapacağım.
I'll do whatever it takes to make sure that his sacrifice was not in vain.
Onun fedakârlığının boşa gitmediğinden emin olmak için ne gerekiyorsa yapacağım
Of course, but I suspect that with the fall of Betazed they'll be ready to do whatever it takes to bring the Romulans into the war.
Elbette, ancak Betazed'in düşüşünden sonra Romulanları savaşa çekmek için her şeye razı olacaklardır.
I'll do whatever it takes to get away from here.
Burdan gitmek için ne gerekiyorsa yapacağım.
I'll do whatever it takes, Dr. Ross, just so I can keep him at home.
Onu evde tutmak için ne gerekiyorsa yaparım Dr. Ross.
I'll do whatever it takes to make myself worthy in their eyes.
Onlara layık olmak için ne gerekirse yaparım.
I'll do whatever it takes to replace it.
Telafisi için ne gerekiyorsa yaparım.
Yeah, Lois, sorry I took your show away from you but I'll do whatever it takes to make sure you get your chance next year.
Evet, Lois. Tiyatronu elinden aldığım için üzgünüm. Ama sana bir fırsat vermeleri için elimden geleni yapacağım.
I'll do whatever it takes.
Ne gerekirse yaparım.
Jackie, I do love you, and I'll do whatever it takes to make you happy with me.
Jackie, seni çok seviyorum ve benimleyken mutlu olman için ne gerekirse yapacağım.
Oh I know, you'll do whatever it takes to get the job done.
Nasıl bir iş aldığını biliyorum.
You're a part of your family... and I'll do anything... whatever it takes, to get them to accept me.
Ailenin bir parçasısın. Her şeyi yaparım. Beni kabul etmeleri için her şeyi.
- I'll do everything if we get out before you You know the address? Whatever it takes, I get you out of here!
- Her şeyi yaparım sizden daha erken buradan çıkarsak, tabii ki de neye mal olursa olsun, seni buradan çıkaracağım!
I'll do whatever it takes to help her. You got a problem, you leave right now.
Bak, ne olursa olsun ona yardım edeceğim bunla alakalı sorunun varsa gidebilirsin.
I'll do whatever it takes to bring these people down, Major.
Bu insanları indirmek için ne gerekiyorsa yapacağım, Binbaşı.
I'll do whatever it takes to get you that audition.
Seçmelere katılabilmen için elimden geleni yapacağım.
I mean, we know that we got to be prospects for a while, but whatever it takes to become Biker Boyz, we'll do it. - Whatever it takes?
Yani, isterseniz bir süre çaylaklık yapabiliriz, ama ne olursa olsun birgün biz de Biker Boyz olacağız.
I'll do whatever it takes to get down to bugs'level so I can understand why some bugs become so big and others turn so bad on world's Biggest and Baddest Bugs.
Böceklerin seviyesine inmek için, elimden gelen her şeyi yapacağım ; böylelikle, "Dünyanın En İri ve En Zararlı Böcekleri" nde, bazı böceklerin neden böylesine iri, bazılarının da neden böylesine zararlı olduklarını anlayabileceğim.
No, no, I'll do whatever it takes.
Hayır, hayır, her ne olduysa düzelteceğim.
- I'll do whatever it takes, Jake.
- elimden geleni yapacağım jack.
I'll do whatever it takes.
Ne gerekiyorsa yapacağım.
I swear to God, I will do anything, I'll do whatever it takes.
Ne gerekiyorsa yaparım.
And so long as I'm here, I'll do whatever it takes, come what may, to protect them.
Burada olduğum sürece onları korumak için elimden ne geliyorsa yapacağım.
I'll do whatever it takes for my son to go to SNU
Oğlumun Seul üniversitesi'ne gitmesi için ne gerekiyorsa yapacağım.
Sir, I'll do whatever it takes to stay in school.
Efendim, okulda kalmak için ne gerekli ise yaparım.
I'll do whatever it takes to keep you safe.
Seni güvende tutmak için ne gerekiyorsa yapacağım.
As long as Lana has The Talented Mr. Ripley living above her... I'll do whatever it takes to make sure he's not dangerous.
Lana'nın üstünde Yetenekli Bay Ripley yaşadığı sürece onun tehlike yaratmadığını görmek için elimden geleni yapacağım.
I'll do whatever it takes to best protect this nation.
Ben bu ulusu korumak için ne gerekiyorsa yaparım.
I'll do whatever it takes.
Ne gerekirse yapacağım.
Look, I'll take a poly, do whatever it takes.
Yemin eder, her şeyi yaparım.
But listen, for whatever it's worth, I'll do whatever it takes to help you meet another woman.
Ama dinle, değeri var mı bilmiyorum başka kadınlarla tanışmana yardım edeceğim.
Whatever it takes to get you back, I'll do it.
Seni geri getirmek için ne gerekiyorsa yapacağım.
I'll do whatever it takes to get it back.
Eski halime dönmek için ne gerekiyorsa yapacağım.
I'll do whatever it takes to find her and bring her back.
Onu geri almak için herşeyi yapacağım.