I'll go home traducir turco
1,060 traducción paralela
As soon as Susan gets back, you go on home. I'll close up.
Susan döner dönmez, eve git, Dükkanı ben kapatırım.
And if you don't tell her to go home with me, her mother, I'll have the law on you.
Eğer ona annesiyle beraber gelmesini söylemesseniz o zaman sizinle mahkemeye gitmemiz gerekecek.
We'll go home and I'll make a nice liederkranz and pumpernickel and some coffee.
Eve gideriz. Peynir ekmek yeriz. Biraz da kahve yaparım.
We'll take you home. - I can't go home.
Seni eve götürelim, tatlım.
I guess I'll go put this money in the bank and then go home and sleep it off.
Parayı bankaya koyar, sonra eve gidip üzerine bir uyku çekerim.
When I go home she'll hear me.
Eve gidince göstereceğim gününü.
I'll go home and nobody will catch me.
Ben evime gidiyorum ve hiçbir kanun benim yolumdan alıkoyamaz.
Fine, Frank, I'll go home.
Peki, Frank, giderim.
Let's end this. You go back to your billboard and I'll go home.
Sen panona geri dön, ben de evime!
Go straight home, and I'll get in touch with you.
Doğru eve git ve ben seninle irtibata geçeceğim.
No, I'll go to my friend's home.
Olmaz. Arkadaşlarla buluşacağız.
Set up a little game of stud poker in London then Junior and I'll have a stake when we go home.
Londra'da ufaktan bir poker çeviririz eve dönüşte Junior'la cebimizde para olur.
I'll sing one of them down home, go-to-meeting songs and you join in with me, all right?
Toplantı şarkısı. Bana yardım etmelisiniz. Bana eşlik edin, tamam mı?
Well, Banno-san, I'll go home and prepare the cash for tomorrow.
Şey, Banno-san, eve gidip yarın için parayı hazırlayayım.
'And, um, tonight, I'm going to go home and shampoo my hair with Happy soap,'and I'll let you know.
Bu gece eve gidip saçımı Happy sabunu ile yıkayacağım ve sonucu size bildireceğim.
Wait here, I'll go and see if my mother is home.
Burada bekle, annem evde mi bir bakayım.
I'll survive if we go home and dress the wound.
Eğer eve gidersek hayatta kalacağım ve yarayı kapatın.
If you'll stop here, I'll get out and go home.
Burada durun, inip evime gideyim.
I'll tell you what, I'll look for him, you go home and I'll bring him.
Siz evinize gidin, ben onu arar ve bulup eve getiririm.
If you leave us your weapons, I'll let you go home. I'll let you go back to your wife.
Silah ve cephanenizi bırakırsanız tek parça halinde evlerinize gitmenize izin veririm.
If anyone calls me to go home I'll shout back that I'm waiting for your dad.
Eğer birisi eve gitmem için beni çağırırsa ona, senin babanı beklediğimi yüksek sesle söyleyeceğim.
When I learn to use my wooden legs, I'll go home.
Tahta bacaklarımı kullanmayı öğrenince eve gideceğim.
- Can I go with you? - Sure, but I'll... Be home much quicker if you don't.
- Elbette, ama sen... olmazsan daha çabuk evde olurum.
That'll be all for you, Bessie. You can go home now. - But I-
- Tamam Bessie, artık evine gidebilirsin.
I'll go home and get you one.
Eve gidip sana bir tane getireyim.
Well, I'll tell Rotopkin tomorrow that you want to go back home.
Yarın Rotopkin'e yurda dönmek istediğini söylerim.
I'll go home too, someday.
Ben de bir gün eve gideceğim.
Yeah, I'll let you go home.
Evet, evine gitmene izin vereceğim.
Go home now... tomorrow I'll get you at sunrise.
Artık eve git... Seni yarın gündoğumun da alırım.
I think I'll go home. - Next time.
Ben en iyisi eve döneyim.
I am a little tired, so I think I'll go home.
Biraz yorgunum, eve gideceğim.
No, I'll go home.
Hayır, eve gideceğim.
Tell you what, you give me your word you won't go around pickin'off people anymore, and I'll take you home.
Bak ne diyeceğim, buralarda dolanıp... millete sataşmayacağına söz ver, seni evine götüreyim.
I'll go home after.
Eve sonra giderim.
If you want to go home, I'll see to it that the car's brought round.
Eve gitmek istersen arabayı getirtip yollayabilirim.
But this is the last week of Tanglewood, and then everybody will go home... and then I'll have room for you too.
Ama bu Tanglewood festivalinin son haftası, sonra herkes evine dönecek... o zaman senin için de bir odamız olacak.
Back in hospital I'd sworn to myself : as soon as I have a discharge, I'll go straight home, and not get into any mess.
Hastanede yatarken kendi kendime, taburcu olur olmaz doğru eve döneceğime ve başımı hiç belaya sokmayacağıma dair söz vermiştim.
I'll go see if he's home.
Gidip bakayım evde mi diye.
I'll just go on home.
Eve gideyim ben.
I'm paying you boys 15 cents an hour, after you've been in them mines all day so you'll have something to do besides go home and play with Mary Five Fingers.
Bütün gün madende çalışıyorsunuz, üstüne saatte 15 sent veriyorum... sırf eve gidip çavuşu tokatlamaktan başka yapacak işiniz olsun diye.
Tell him to go home, I'll come as soon as possible.
Sen ona evine gitmesini söyle, ben en kısa zamanda gelirim.
I'll be glad to give it all up to go home.
- Kendine iyi bak.
If you don't mind, I'll go home.
Eğer yanlış anlamazsanız, eve dönmeyi tercih ederim.
They'll arrest Fares and let you go home.
Onlar Farès'i bulurlar. Böylece size zarar veremez. Polismiş!
Yeah, I'd like to go home, and I'm going home, cos I'll tell you one more goddamn thing!
Eve gitmek hoşuna gidecektir, gitmek istemez misin? Eve gitmek hoşuma gider. Evet, eve gitmek hoşuma gider ve eve gidiyorum.
I really think we'll ring for a taxi and go home now.
Biz artık bir taksi çağırıp eve gitsek iyi olur.
Then I'll go home and phone Paula and say I've been to the theatre.
Sonra evi arayıp Paula'ya tiyatroda olduğumu söylerim.
Well, I don't think I'll be able to go home tonight.
Yani, aksam gelebilecegimi sanmiyorum.
I think I'll go home.
Sanırım eve döneceğim.
I'll be so glad to go home.
Eve gitmekten çok mutlu olacağım.
I think I'll just go on home.
Artık eve gitmem gerektiğini düşünüyorum.
i'll go 1832
i'll go first 231
i'll go check it out 35
i'll go by myself 33
i'll go with you 602
i'll go ahead 21
i'll go now 83
i'll go see 33
i'll go tomorrow 23
i'll go check 56
i'll go first 231
i'll go check it out 35
i'll go by myself 33
i'll go with you 602
i'll go ahead 21
i'll go now 83
i'll go see 33
i'll go tomorrow 23
i'll go check 56