I'll go talk to her traducir turco
126 traducción paralela
- I'll go talk to her.
- Gidip konuşacağım onunla.
Look, if you two are in this thing together, I don't care, it's none of my business, but I want to talk to Marion and I want her to tell me it's none of my business and then I'll go...
İkiniz bu işte birlikteyseniz beni ilgilendirmez ama bunu Marion'un söylemesini istiyorum, sonra giderim.
I guess I'll go out and talk to her.
Sanırım oraya gidip onunla konuşacağım.
Now, I'll go and have a talk with Mr. Bennett and I promise you, I'll listen to everything he says. Hmm?
Ve sana söz veriyorum, onun her dediğini dikkatle dinleyeceğim.
I'll go and talk to her.
Gidip onunla konuşacağım.
I'll go and talk to her.
Gideyim ve onunla konuşayım.
Coach, I'll go in and talk to her.
Koç, ben gider konuşurum.
I'll go upstairs and talk to her.
Onu konuşturacağım.
I'll pay you $ 20 to go talk to her.
Gidip onunla konusman için sana 20 dolar veririm.
I'll go talk to her.
Gidip onunla konuşurum.
I'll go talk to her folks.
Ben gidip ailesiyle konuşurum.
I'll go and talk to her.
Onunla konuşacağım.
She'll go driving after I talk to her.
Bahse varım, benimle konuştuktan sonra bir yerlere gidecek.
I'll go and talk to her first. Then you come in with Svendsen.
Geldiğinde önce ben konuşacağım.
- I'll go talk to her after I get off.
- İşten sonra onunla konuşurum.
- All right, I'll go talk to her.
- Peki. Ben onunla konuşurum.
I'll go back home and talk to her.
Eve gidip onunla konuşacağım.
Wait here, and I'll go talk to her.
Sen burada bekle. Ben onunla konuşur, durumu düzeltmeye çalışırım.
Anyway, I'll go talk to your debate teacher...
Her neyse, müzakere hocanla konuşmaya gideceğim.
I'll go down and talk to her for you.
Ben gidip onunla konuşurum.
- I'll go talk to her.
- Ben konuşurum.
I just need to talk to her for a second, then she'll go.
Onunla azıcık konuşacağım, sonra gidecek.
- I'll go talk to her.
Onunla konuşurum.
I'll go talk to her.
Onunla ben konuşurum.
I'll go talk to her.
Ben onunla konuşurum.
I'm gonna go talk to her right now, and it'll be fine.
Hemen onunla konuşacağım ve sorun kalmayacak.
I'll go to her house and talk it over, okay?
Ben onun evine gidip, onunla konuşacağım, tamam mı?
That's Detective Salas. You're going to go with her and get cleaned up, and I'll talk to you later.
Şimdi onunla git ve temizlen.
I'll go talk to her.
Onunla konuşmaya gidiyorum.
Okay, you go try to calm him down, and I'll see if I can talk to her.
Tamam, sen onu sakinleştir ben de onunla konuşmayı deneyeyim.
- I'll go and talk to her.
Ben gidip onunla konuşurum.
I'll go and talk to her, you get tidied up and put on the tie with polka dots.
Gidip onunla konuşacağım, .. kendine çeki düzen ver ve puanlı kravatını tak.
- I'll go talk to her.
- Ben onunla konuşurum.
I'll go talk to her.
Gidip onunla konuşayım.
( CHUCKLES ) I'll talk to her. All right, let's go.
- Ben konuşurum.
So we are going to go to my house, I made banana bread, and we'll put on a fresh pot and just talk about anything.
Bana gidiyoruz. Muzlu ekmek yaptım. Çay, kahve yapar her şeyden konuşuruz.
I'll go and talk to her.
Ben gidip onunla konuşurum.
Mm, I'll go talk to her.
Mm, gidip onunla konuşacağım.
- No, I... - I'll go talk to her.
Ben gidip onunla konuşayım.
I'll go talk to her.
İyi, tamam, O'nunla konuşurum.
I'll go talk to her.
Gidip onla konuşacağım
You go find her, tell her I want to talk to her. I'll deal with him. What if there never was a kidney?
Ya onu satmışsa ya da birine vermişse sonra da şehir efsanesini kullanıp biraz para kazanmak istediyse?
I'll go talk to her.
- Gidip konuşayım.
I'll go talk to her.
Gidip onunla konuşacağım.
I'll go talk to her.
Onunla konuşacağım.
Okay, I... I'll Go Talk To Her.
Tamam, onunla konuşacağım.
Yeah. I'll go talk to her.
evet. onunla konuşacağım.
Okay, I'll find out when we can go and talk to her.
Tamam. Gidip onunla konuştuğumuz zaman bir şeyler bulacağım.
- I'll go talk to her.
- Onunla konuşurum.
All right, I'll go talk to her.
Tamam, onunla konuşurum.
- I'll go talk to her.
- Ben gidip onunla konuşayım.