I'll leave you two alone traducir turco
168 traducción paralela
- I'll leave you two alone.
- Ben sizi yalnız bırakayım.
I guess I'll leave you two alone.
Sanırım ikinizi yanlız bıraksam iyi olacak.
I'll leave you two alone so you can talk freely.
Böylelikle rahatça konuşursunuz.
I'll leave you two newlyweds alone.
Yeni evlileri yalnız bırakayım.
Well, I'll leave you two alone.
Ben sizi yalnız bırakayım.
Now that you've met, I'll leave you two alone.
Tanıştığınıza göre sizi baş başa bırakayım.
I'll leave you two alone.
Sizi baş başa bırakayım.
I'll leave you two men alone.
Siz iki erkeği baş başa bırakayım.
I'll leave you two alone.
Sizin ikinizi yalnız bırakacağım.
Don't worry, I'll leave you two alone.
Hemen gidiyorum. Özür dilerim.
I'll leave you two alone.
Sizi yalnız bırakıyorum. Uslu durmaya gayret edin.
I'll leave you two alone to eat... see you
Ben gidiyorum... sonra görüşürüz.
[Door Closes] I'll leave the two of you alone.
- Ben sizi yalnız bırakayım.
All right, I'll leave you two alone so you can talk it over.
Pekala, ikinizi yalnız bırakayım da bunun hakkında konuşun.
I'll leave you two alone.
İkinizi baş başa bırakıyorum.
I'll leave the two of you alone.
İkinizi yalnız bırakıyım.
I'll leave you two alone and go meet Albert for dinner.
Ben sizi yalnız bırakıp Albert'la yemeğe çıkacağım. - Tamam.
I think I'll leave you two pals alone.
Siz iki arkadaşı yalnız bıraksam iyi olur.
Well, I'll leave you two alone, because I can, uh...
Pekala, siz ikinizi yalnız bırakacağım. Çünkü ben...
I'll leave you two alone for a minute.
İkinizi bir dakikalığına yalnız bırakıyorum.
I'll leave you two alone.
Siz ikinizi yanlız bırakıyım.
- Okay. I'll leave you two alone.
- Tamam, sizi yalnız bırakayım.
I'll leave you two alone.
İkinizi yalnız bırakayım.
- Look, I'll leave you two alone, so you can have a chat.
Ben ikinizi yalnız bırakayım da biraz sohbet edin.
I'll leave you two alone.
- Sizi yalnız bırakayım.
I think I'll leave the two of you alone.
Sanırım ikinizi yalnız bırakmalıyım.
Now, I'll leave you two alone to enjoy your... friendship.
Şimdi, ikinizi yalnız bırakıyorum ki eğlenebilesiniz arkadaşça.
Now I'll leave you two alone.
Şimsi ikinizi yalnız bırakıyorum.
I'll leave you two alone. Ma'am.
İkinizi de yalnız bırakıyorum.
Well, then, I'll leave the two of you alone.
Peki ala öyleyse, siz ikinizi yalnız bırakayım.
Maybe I'll just leave you two alone.
Belki de seni yanlız bırakmalıyım.
Well, I'll leave you two alone, because I can...
Pekala, siz ikinizi yalnız bırakacağım.
I'll leave you two alone for a few minutes.
Sizi biraz yalnız bırakayım.
- I'll leave you two alone to get aquented.
Siz ikinizi yalnız bırakayım, tanışın.
How can there be so much water and so little life out there? I think I'll leave you two alone.
Nasıl olur da bu kadar fazla su olup, bu kadar az hayat olur?
I'll leave you two alone.
Sizi yalnız bırakayım.
I'm gonna put some sheets on the bed. And then I'll leave you two alone.
Yatak çarşaflarını geçirip sonra sizi yalnız bırakacağım.
I'll leave you two alone.
İkinizi, yalnız bırakayım.
- Oh, yeah, I'll just leave you two professionals alone to collaborate.
- Siz profesyonelleri bırakayım da iş konuşun.
I'll leave you two alone.
İkinizi yalnız bırakıyorum.
- I'll just leave you two alone.
- Sizi yalnız bırakayım.
Well, then, maybe I'll leave the two of you alone.
O zaman, belkide sizi yanlız bıraksam iyi olacak.
Hold on. I'll leave you two alone for a little while.
Sizi biraz yalnız bırakacağım.
I guess I'll leave you two alone to talk things over.
Sizi yalnız bırakayım da kararınızı konusun.
Well, I'll leave you two alone.
Sizi yalnız bırakayım.
I'll leave you two alone.
Sizi başbaşa bırakayım.
I'll leave you two lovebirds alone.
Siz muhabbet kuşlarını yalnız bırakayım.
I'll leave you two alone for a while.
Ben ikinizi yalnız bırakayım.
I'll leave you two alone, sir.
Sizi yalnız bırakayım, efendim.
I'll leave you two alone now.
Şimdi ikinizi yalnız bırakayım.
- I'll leave you two alone.
- Sizi yalnız bırakayım.