I'm an animal traducir turco
485 traducción paralela
I shout like an animal when I'm fucked.
Her sokuşunda beni öttürüşünü seviyorum.
I'm an authority on animal cries.
Hayvan bağırtıları konusunda tam bir otoriteyimdir.
Now I'm not a superstitious man Mr. Holmes but I don't know of any weapon capable of inflicting such wounds except an animal's claw.
Şimdi, ben batıl inançları olan bir adam değilim Bay Holmes ama hayvan pençesi dışında böyle yaralar açabilen herhangi silah bilmiyorum.
And I said, "I'm not an animal. I'm a girl."
Ben de, "Ben hayvan değilim, bir kızım." dedim.
While I've had many patients out here with animals, I've never before had a patient with an animal that large.
Hayvanı olan birçok hastam var ama o kadar büyük bir hayvanın sahibine hiç rastlamadım.
Here, I'm less worthy than an animal.
Burada bir hayvandan bile değersizim.
Difference being only that you are an animal, and I'm human
Aramızdaki tek fark, sen bir hayvansın bense insanım.
What kind of an animal am I?
Ne tür bir hayvanım?
I'm an animal trainer A circus entertainer
Ben hayvan eğiticisiyim, sirk güldürücüsüyüm.
I think I'm just an animal to him, like Little Nell.
Sanırım ben onun için bir hayvanım, Küçük Nell gibi.
I didn't know you, you weren't human, crawling about there in the dirt... like some kind of an animal, shooting until you killed.
Seni tanımıyordum. Bir insan değildin. Pislik içinde yuvarlanan öldürene kadar saldıran bir hayvan gibiydin.
I'm not an animal.
Hayvan degilim ben.
I'm an animal in a jungle, and I got a motto :
Ben ormandaki bir hayvanım, düsturum da şu...
You mean I'm an animal?
Yani ben bir hayvan mıyım?
I'm not an animal!
Ben hayvan değilim!
- I'm not an animal.
- Ben hayvan değilim.
He tried to force me and when I wouldn't he turned on me like an animal.
Beni zorlamaya çalıştı, kabul etmeyince de bana bir hayvanmışım gibi davrandı.
I'm not an animal that has to be branded.
Ben damgalanması gereken bir hayvan değilim.
I'm afraid this mutation has an appetite for the animal itself.
Korkarım bu mutasyon hayvanlara olan iştahlarını açtı.
Worked like an animal from the first day that I could walk and carry.
Hayvan gibi çalıştım ilk günden beri taşıdım durdum.
I'm an animal without a bed and a room!
Hayvandan farksız olurum!
I do hope you have an animal to accommodate it and me.
Bana ve eyerime uygun atınız vardır umarım?
Well, me, I'm an animal.
Ama ben, bir hayvanım.
I think a trial's a waste of time with an animal like this.
Sanırım bunun gibi bir hayvana duruşma yapmak zaman kaybıdır.
I can't help it, I'm not an animal.
Yardım edemem, hayvan değilim.
And now say, " I'm an animal.
Şimdi de şöyle söyle, " Ben bir hayvanım.
I'm an animal, a thieving animal, your thieving animal.
Ben bir hayvanım, eli uzun bir hayvanım, sizin eli uzun hayvanınızım.
I'm gonna chain you like an animal until you eat out of my hand.
İtiraf edeceksin. Seni konuşturacağım.
And since I'm an animal, I enjoy the fight.
Hayvan olduğumdan bu yana da dövüşmeyi seviyorum.
I won't do it. I'm not an animal performing for its supper.
Bunu yapmayacağım. Ben et için avlanan bir hayvan değilim.
I'm an animal psychologist, that's all.
Ben bir hayvan psikoloğuyum o kadar.
As an animal psychologist, I have found no physiological defect to explain why humans are mute.
Bir hayvan fizyolojisti olarak insanların neden dilsiz olduğuna dair hiçbir sebep bulamadım.
But I'm too stubborn, too much of an animal to believe it.
Ama ben körlemesine bir inatla öleceğime inanmıyorum.
With the things I've done! I'm an animal
O nedenle herkese acımasız ve kötü davrandım şimdiye kadar!
You examine me as if I were an animal.
Beni, sanki bir hayvanmışım gibi inceliyorsun.
I'm not an animal.
Hayvan değilim.
I'm worried about Umeno, who's been possessed by an animal!
Bir hayvan tarafından ele geçirilen Umeno hakkında endişeliyim!
I'm not an animal...
Beni onla bir tutma.
I woke up the pain and sickness all over me like an animal.
Bir hayvan gibi her tarafımda acı ve mide bulantısıyla uyandım.
- Dr Hasslein, I'm an animal psychiatrist...
- Dr Hasslein, ben bir hayvan psikiyatristiyim...
So I'm imagining an animal getting through a protected area that a man or a boat couldn't penetrate.
Evet... Yani? Yunuslar, insanların ya da teknelerin giremediği bir bölgeye rahatlıkla girebilirler.
I'm not an animal.
Ben bir hayvan değilim.
I don't think I would enjoy watching a man kill an animal like that, as big and as mean as he is.
Bir adamın bu kadar büyük ve zavallı bir hayvanı bu şekilde öldürmesini izlemekten zevk alacağımı düşünemiyorum,
I've made an important discovery about animal magnetism.
Hayvan manyetizması hakkında çok önemli bir keşif yaptım.
I have made an important discovery about animal magnetism.
Hayvan manyetizması hakkında çok önemli bir keşif yaptım.
I believe it is the very stuff you used to transform Kassim into an animal.
Eminim Kasım'ı hayvana dönüştürmek için de bunu kullandın.
I know, I'm an animal.
Biliyorum, hayvanın tekiyim ben.
You can't eat and drink like an animal... and put up with this all day, I'm telling you.
Bir hayvan gibi yiyip, içip... ondan sonra bunlara katlanamazsın. Sana söylüyorum.
I'm not an animal.
Ben Hayvan değilim.
I guess we're gonna have to have an animal sacrifice.
Bir hayvan kurban etmemiz gerek sanırım.
I've got an animal head right there.
Şurada asılı duran bir hayvan başım var.
i'm an accountant 23
i'm angry 120
i'm andy 36
i'm an actor 97
i'm an alien 23
i'm an angel 23
i'm an engineer 34
i'm an only child 57
i'm an architect 38
i'm an american 72
i'm angry 120
i'm andy 36
i'm an actor 97
i'm an alien 23
i'm an angel 23
i'm an engineer 34
i'm an only child 57
i'm an architect 38
i'm an american 72