English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ I ] / I'm an fbi agent

I'm an fbi agent traducir turco

151 traducción paralela
I'm sorry, I guess I was expecting another high-powered lawyer or an ex-FBl agent with another great idea that doesn't work...
Özür dilerim. Sanırım bir başka çok güçlü bir avukat ya da işe yaramayacak harika bir fikri olan eski bir FBI ajanı bekliyordum.
There are two things that continue to trouble me and I'm speaking now not only as an agent of the Bureau, but also as a human being.
Kafamı kurcalayan iki şey var. Sadece FBI ajanı olarak değil, bir insan olarak merak ediyorum.
I am an FBI agent!
Ben FBl ajanıyım!
I'm just a lawyer with the Bureau, I'm not an agent.
Ben yalnızca FBI'ın avukatıyım, polis değil.
I'm an FBI agent.
Ben FBI ajanıyım.
But I am an FBI agent.
Ama ben bir FBI ajanıyım.
I'm an FBI agent.
- Ben bir FBI ajanıyım.
- My name is Fox Mulder. I'm an fbi agent.
- Adım Fox Mulder. FBI ajanıyım.
"I left behind a career in medicine to become an FBI agent four years ago..... because I believed in this country." "I wanted to uphold its laws, to punish the guilty and to protect the innocent."
" Dört yıl önce tıptaki kariyerime son verip, F.B.I. adına çalışmaya başladım çünkü bu ülkeye inanıyordum, çünkü yasaların uygulanıp, suçluların cezalandırılmasını ve masumların korunmasını istiyordum.
I'm an undercover agent for the fbi, Doctor.
Ben FBI'dan gizli ajan, Doktor.
I'm an agent with the F.B.I.
FBI'danım.
I'm an f. B.I. Agent.
Ben bir FBI ajanıyım.
And i'm interested in why an f.b.i. Agent would be so interested in such a thing.
Beni ilgilendiren ise neden bir FBI ajanının böyle birşeyle bu kadar ilgilendiği.
Four years ago, while working on an assignment outside the f. B.I. Mainstream, I was paired with special agent dana scully,
Dört yıl önce, FBI'ın normal akışı dışında çalışırken doğaüstü olaylar hakkında yaptığım araştırmalarımı ortaya çıkarmak ve beni gözetlemek için gönderildiğine inandığım Ajan Dana Scully ile ortak oldum.
I'll call the FBI in the morning. I'll ask for an agent Baxter.
Sabah FBI'ı arayacağım ve Baxter diye bir ajan var mı öğreneceğim.
I'm an FBI agent.
Ben bir F.B.I. ajanıyım. Evet.
Listen. I really am an FBI agent.
Ben gerçekten bir F.B.I. ajanıyım.
Father, I'm an F.B.I. Agent.
Peder, ben bir FBI ajanıyım.
- I'm an F.B.I. Agent.
Bir FBI ajaniyim.
I'm an FBI agent, and he asked that I protect against your story getting out.
Ben bir FBI ajanıyım ve oğlunuz benden hikayenizi yayılmaktan korumamı istedi.
- I'm an FBI agent.
- Ben FBI ajanıyım.
Hey, I'm an FBI agent, remember?
Hey, Ben bir FBl ajanıyım, unuttunuz mu?
I'm an FBI agent, right?
Ben FBI ajanıyım, tamam mı?
You know, I never thought I'd live to see the day... that an fbi agent would be peddling smack.
Bir FBI ajanının mal sattığını göreceğimi sanmazdım.
I'm an FBI agent.
Ben bir FBI ajanıyım.
I'm with an FBI agent who would like to ask you the exact same question. Dr. Parenti, isn't it?
Size aynı soruyu sormak isteyen... bir FBI ajanıyla beraberim Dr. Parenti, değil mi?
I don't know, I'm looking for an FBI agent Dana Scully.
Bilmiyorum, FBI ajanı Dana Scully'yi arıyorum.
You should know that I'm not just here as an FBI agent.
Buraya yalnızca FBI Ajanı olarak gelmediğimi bilmenizi istiyorum.
I'm an FBI agent. This is Agent Scully Assistant Director Skinner, our boss.
Bu Ajan Scully, Müdür Yardımcısı Skinner, Amirimiz.
Oh, I think you owe me an answer, sir... and if you don't owe it to me, you owe it to Agent Scully... on this X-File case the FBI's got.
Sanırım bana bir cevap borçlusunuz, efendim bana değilse bile FBI'ın gizli dosya davası hakkında ki bilgileri Ajan Scully'e borçlusunuz.
I'm not here as an FBI agent.
Burada FBI ajanı olarak bulunmuyorum.
I'm an fbi agent and I've been trying to reach three of my colleagues that are in your area.
Ben bir FBI ajanıyım... ve o bölgedeki... üç arkadaşıma ulaşmaya çalışıyorum.
I spent my last day as an FBI agent stealing this from the evidence room in Washington.
FBI'daki son günümde bunu Washington'daki kanıt odasından çaldım. Bu senin.
Calm down. I'm an fbi agent.
Sakin ol. Ben bir FBI ajanıyım.
I'm Kevin Copeland. I'm an fbi agent.
Denis, merhaba. Ben Kevin Copeland. Bir FBI ajanıyım.
I told you I'm an FBI agent.
Söyledim ben bir FBI ajanıyım.
And it doesn't hurt that I'm an FBI agent, does it?
Bu benim bir FBI ajanı oluşuma zarar vermeyecek, öyle mi?
Let's put aside the fact that I'm an FBI agent.
Benim bir FBI ajanı olduğumu bir kenara bırakalım.
I'd be scared, and I'm an FBI agent.
FBI ajanı olmama rağmen korkardım.
- I'm an FBI field agent.
FBI bölge ajanıyım.
I'm really an FBI agent.
Ben gerçekten bir FBI ajanıyım.
And I assume an FBI agent like you can figure out how to find my number.
Ve sanırım senin gibi bir FBI ajanı benim numaramı nasıl bulabileceğini bilir.
I am an FBI special agent.
Ben bir FBI özel ajanıyım.
I'm an american FBI agent.
Ben Amerikalı bir FBI ajanıyım.
Because I'm an FBI agent!
Çünkü ben bir FBI ajanıyım!
I won't ask why an FBI agent is on this bus with us.
Şu anda niye bir FBI ajanının bu otobüste olduğunu sormayacağım.
Until three months ago, I was an FBI agent.
Üç ay öncesine kadar bir FBI ajanıydım.
No, the Naomi Misora I knew was very strong-willed, an excellent FBI agent.
Hayır. Tanıdığım Naomi Misora çok güçlüydü ve müthiş bir FBI ajanıydı.
You know I'm an fbi agent
Biliyorsun ben bir FBI ajanıyım.
I'm John MacEnrow, an agent with the FBI.
Ben FBI ajanı John McKenro.
Now, I'm sorry that after 40 years as an agent for the FBI, you're still a little girl, but I'd like to find out who killed June Harris.
Şimdi, FBI'da ajan olarak geçirdiğin 40 yıldan sonra... hala küçük bir kız olduğun için üzülüyorum... ama June Harris'i kimin öldürdüğünü bulmak istiyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]