English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ I ] / I'm at the hospital

I'm at the hospital traducir turco

763 traducción paralela
I'm on my way home after dropping Deputy Ahn off at the hospital.
Bayan Ahn'ı hastaneye götürdüm, şimdi de eve gidiyorum.
I picked it out of the trash after you threw it away at the hospital.
Bunu hastanede attığın çöpten aldım.
I'm back at the hospital.
Yine mi hastane?
I tried to get you at the hospital.
Hastanede sana ulaşmaya çalışmıştım.
If you don't get out of here, I'll scream and bring the whole hospital down on you.
Eğer buradan çıkmazsan ; çığlık atıp bütün hastaneyi başına toplarım.
I'm not lonesome, and everybody at the hospital has been very kind. "
Yalnız değilim burada. Hastanedeki herkes çok iyi davranıyor.
In view of this, I'm sure you will agree... that the patient should not be allowed to leave the hospital... at this time.
Bu durum göz önüne alındığında sizin de hastanın bu dönemde taburcu edilmesinin uygun olmadığını düşüneceğinize eminim.
I tried to call here at the hospital but I just...
Hastaneyi aramaya çalıştım, ama ben...
I'd looked forward to an evening at home, but the hospital commission is session and I am to address them.
Evde bir akşam geçirmek çok hoşuma giderdi ama hastane komisyonu toplanıyor, onlarla konuşmak lazım.
When I operated on you at the field hospital... I got it from this cut.
Sahra hastanesinde seni ameliyat ettiğim sırada onu bu kesikten kapmıştım.
I'm a nurse, and he goes with a friend of mine at the hospital.
Ben hemşireyim ve o hastaneden bir arkadaşımla çıkıyor.
I'm now a resident doctor here at the Victoria Hospital.
Şimdi burada, Victoria hastanesinde, yardımcı doktorluk yapıyorum.
I'll go get some aspirin for Doc at the new hospital they're building.
Yeni hastaneden doktor için aspirin alırım.
I kind of got used to being a commander so when I arrived at the hospital I took a look at the enlisted men's ward and then the officer's ward and I said to myself, "Let's let it ride along for a while."
Subay olmaya alışmaya başlamıştım ve hastaneye getirildiğimde önce erlerin, sonra da subayların koğuşuna bir göz attım ve kendi kendime dedim ki, "Bir süre için subay olmaktan birşey çıkmaz."
Can't do worse for myself at the hospital than I'm doing at the Fairmont.
Hastanede Fairmont'tan kötü durumda olamam.
I must be at the hospital at 3 : 00.
Saat 3 : 00'te hastanede olmalıyım.
Couldn't I help at the hospital, Reverend Mother?
Hastanede yardımcı olamaz mıyım Muhterem Rahibe?
I'm phoning the doctor at the hospital
Hastanedeki doktoru arayacağım.
Uncle Gus, yes, I remember now he was going to pick her up here at the hospital.
Gus Amca, evet şimdi hatırladım. Onu hastaneden alacaktı. Bunu unutmuşum.
I'm due at the hospital.
Hastaneye yetişmem gerek.
- I'm due at the hospital in a couple of hours.
Birkaç saat içinde hastanedeyim.
I'm Carla Hoffman Dr. Namaroff's assistant at the hospital.
Dr Namaroff'un hastanedeki asistanı, Carla Hoffman.
And, uh, I'm going to send a load of gifts to the kids at the hospital tomorrow.
Hastanedeki çocuklara da hediyelerini yarın yollayacağım.
I gotten these over at the hospital wagon.
Bunları hastane vagonunun sonundan aldım.
Well, I'll have an intern at the hospital at Versailles come along with us.
Versailles hastanesinde çalışan ve bizimle gelecek olan bir asistanım var.
- I'm at the hospital.
- Hastanedeyim.
- I'm due at the hospital, Dan.
- Ben hastaneye gidiyorum, Dan.
At the hospital, when they see I'm telling the truth, it'll be too late.
Beni yine hastaneye yatıracaklar. Doğru söylediğimi anladıklarında ise iş işten geçmiş olacak.
I guess Mara's stuck at the hospital with another case.
Sanırım Mara yeni bir vaka için hastanede kalmak zorunda kaldı.
You think it might be because I'm here and my leg is still someplace up at the prison hospital?
- Evet? Belki de ben burdayken bacağım hapishane hastanesinde bir yerlerde olduğu içindir.
At the hospital I washed the seats of the blood.
Hastanede koltuktaki kanı yıkadım.
I'm at the hospital... not scared...
Hastanedeyim... Artık korkmuyorum.
- It's the new kind I got at the hospital.
- Hastanede aldığım yeni bir tür.
If I hear any more threats against Maitland's life... or wild talk about going to headquarters and killing the General... or raping the nurses at the field hospital, I'll strangle the guy with my bare hands!
Bir daha birinin Maitland'in hayatını tehdit ettiğini veya karargaha gidip General'i öldürmeyi ya da hastanedeki hemşirelere tecavüz etmeyi planladığını duyarsam onu ellerimle boğacağım!
I'm at the hospital.
Şu anda hastanedeyim.
Dr. Hearsh, I'm sorry to drag you from your party, but there's an urgent call for you to ring the R.M.O. at St. Stephen's Hospital.
Dr. Hirsh, sizi partiden alıkoyduğum için özür dilerim ama size acil bir telefon var. St. Stephens Hastanesi'ni aramanız istendi. Hepsi bu kadar.
Sonny, I'm at the hospital.
Sonny, ben hastanedeyim.
With care, there was a guy at the hospital that I liked.
Özen gösteriyordum çünkü hastanede hoşlandığım biri vardı.
I'm due at the hospital.
Hastaneden bekliyorlar.
I was discharged from hospital at Mandalay having broken three ribs - leff absolutely stranded on the roadside.
Mandalay'de bir hastaneden taburcu olmuştum kaburgamda üç kırığım vardı ve yol kenarında terk edilmiştim resmen.
I'm picking up my wife at the hospital tonight.
Bu akşam, karımı hastaneden alacağım.
This is the guy I told you about, the one I met at the hospital.
Bu size bahsettiğim adam, hani hastanede tanıştığım.
I took the appointment for you at 10 o'clock at the hospital.
Sizin için hastaneden saat 10'a randevu aldım.
Suddenly, I remembered the theory of my friends'doctor - an observant and philosophical doctor whose work at the hospital put him in daily contact with unwed mothers, prostitutes, with all the shame and misery of women,
Aniden, arkadaşımın doktorunun tavsiyesini hatırladım - hastanede çalışan gözlemci ve felsefeci doktor.. hasta annelerle onu günlük temas içerisine sokmak, fahişeler, tüm utanç ve sefaletiyle, zavallı kadınlar, cebinde para ile..
I'll call you at the hospital.
Ben seni ararım.
I'll be at the hospital.
Ben hastahanede olacağım.
I'm an attending physician at the Peter Bent Brigham Hospital!
Ben Peter Bent Brigham Hastanesi'nde hekimlik yapıyorum!
My name is Frederick Treves and I'm the surgeon at the London Hospital.
Adım Frederick Treves, Londra Hastanesi'nde cerrahım.
I left several messages at the hospital.
Hastaneye bir kaç mesaj bıraktım.
I'm not working down at the hospital today.
Bugün hastanede çalışmıyorum.
The doctors at the hospital, you, it's always "What I'm gonna do for ya."
Hastanedeki doktorlar, siz, "Sizin için şunu yapacağım" dersiniz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]