English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ I ] / I'm fed up with it

I'm fed up with it traducir turco

59 traducción paralela
Well it's the truth, I'm fed up with you!
Ama doğrusu bu, bıktım senden!
Anyway, I'm fed up with it here.
Zaten buradan bıktım.
I'm fed up with it
Bundan artık gına geldi.
I'm fed up with it.
Ama ben sıkıldım artık.
I'm fed up to the teeth with it!
Ağzımdan burnumdan geldi artık!
I'm fed up with it!
Ben bıktım!
- Oh, I'm fed up with it.
- Ondan sıkıldım.
I'm fed up with it in the middle of the room.
Böylece odanın ortasını genişletiyorum.
I'm fed up with it.
Burada yaşamaktan bıktım.
No, really! I'm absolutely fed up with it!
- Canıma tak etti!
- I'm fed up with her, damn it!
- Gına geldi artık ondan, kahretsin ya.
God damn it, I'm fed up to the teeth with this clowning.
Tanrım lanet olsun, Bu palyaçoluktan bıktım.
I'm fed up with it.
Bıktım artık. - Tamam.
Like it or not, I belong to this honorable family and I'm fed up with your insinuations.
Beğen ya da beğenme, ben de bu onurlu ailenin bir üyesiyim ve senin bu imalarından bıktım artık.
I'm fed up with it.
Bıktım artık.
That's it, I'm fed up with this endless lying. When Rudy comes here tomorrow, I'm going to tell him.
Yeter artık, bu sonu gelmeyen yalanlardan bıktım.
Just let somebody say something. I'm fed up with it.
İnsanlar ne söylerse söylesinler.
I don't want to go home, I'm fed up with it
Eve gitmeyeceğim, Bıktım oradan
I mean, it's Gus this and Gus that, and I'm fed up with it.
Yok Gus şöyle, yok Gus böyle, bundan bıktım.
I'm wondering if it's true that you are fed up with the way the embassy's been handling this... and that you're planning your own investigation?
Sorunu elçiliğin ele alış şeklinden bıktığınızdan eminim ve kendi araştırmanızı yapmayı planlıyorsunuz.
Something's wrong here and I'm fed up with it.
Burada ters bir şey var. Bıktım artık.
I'm slowly getting fed up with it.
Bundan yavaş yavaş bıkmaya başladım.
- I am fed up with it.
- Daha fazla dayanamayacağım.
I'm fed up with it.
Bundan sıkıldım artık.
I had to live there during the war and I got awfully fed up with it.
Savaş sırasında orada yaşamak zorundaydım ve çok sıkıldım.
I'm fed up with it.
" Bu şiddet dolu filmler yapan yapımcılardan bıktım.
- I'm fed up with it.
Artık onu giymek içimden gelmiyor.
I was so fed up with it that I decided to end it all
Öylesine bıkkındım ki her şeye son vermeye, karar verdim.
But I ´ m fed up with it.
Ama artık bu canıma yetti.
- After five burglaries I got fed up with it.
Beş hırsızlıktan sonra bunu yaptım.
- I'm fed up with it!
- Bu tartışmadan yoryuldum artık!
No, it's just... I'm fed up with being alone but I don't want a man.
Hayır, sadece... yalnız yaşamaktan bıktım, ama erkek istemiyorum.
I am fed up with it.
Bıktım bundan.
I am fed up with it.
Bıktım artık.
I tell you, I'm fed up with it.
Bu işi sen çözeceksin.
! - I'm fed up with it, eh.
- Artık bıktım.
I'm so fed up with this stereotype of me as the man who does it with everyone and passes around sexual diseases.
Herkesle yatıp etrafa hastalık saçan adam imajıdan bıktım artık.
I'm fed up with it.
Bundan bıktım artık.
I'm fed up with it!
bıktım.
I got it and I'm goddamn fuckin'fed up with you.
Anlıyorum, sizden usandım artık.
I'm fed up with it, to be honest, Tom.
Dürüst olmak gerekirse ben de bunaldım, Tom.
On this side, there's the fear of turning up and on the other, there's humiliation by Christians... I'm fed up with it.
Bu taraf, aşağılacak diye kork bu taraf ta, Hristiyanlar aşağılasın seni. Yeter.
That's what gets me up in the morning because I am Frankie Heck and I can do it all. I get my family dressed and fed send my kid off with his science-fair volcano and I find the missing car keys, then I get the stain out of the jersey.
Ailemi giydirip yediririm çocuklarımı okula gönderirim arabamın anahtarlarını bulurum futbol formasından kek lekesini çıkarırım işe gelirim.
It was obvious Derek was using her for the money, but I guess he got fed up with her and kicked her to the curb.
Derek'in onunla parası için olduğu belliydi. Ama sanırım yeterince yedi ve hatunu bir kenara atıverdi.
- I'm fed up with it.
Artık gına geldi.
Well, I'm fed up with it.
Ben bezdim artık bu işten.
Now Jennica's gonna get her car keyed, because I am fed up with co-workers who always have canker sore outbreaks when it's their turn.
Jennica'nın arabasını çizmeyen insan değil! Sıraları gelince ağzımda pamukçuk çıkmış yalanına sarılan insanlardan bıktım usandım!
I'm fed up with it.
Bıktım.
- Honestly, I'm getting fed up with it.
- Yetti artık.
I am the person that knows what's going on here and I'm fed up with it.
Burada olup bitenleri bilen benim ve artık bıktım usandım.
I saw you the night that you went through town with your tits and stuff and it just... it blew my mind, and every time, I just get fed up with this place,
Sizi gece vakti, kasabada öyle göğüsleri açık, çıplak kaçarken görmüştüm. Aklımı başımdan almıştı... Ve her zaman bana buralardan bıkkınlık getirdi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]