I'm freaking out a little bit traducir turco
22 traducción paralela
I... I've only been with one guy and so I'm kinda freaking out a little bit, coz you're here.
Ben... sadece bir erkekle birlikte oldum ve sen şimdi burda olduğun için harika hissediyorum.
I mean, I'm sure she's freaking out a little bit, too.
Yani, eminim ki o da biraz çılgına dönmüştür.
I think Brian might be freaking out a little bit, but that's his problem.
Sanırım Brian biraz korktu ama, bu onun problemi.
Look, I'm just--I'm freaking out a little bit here.
Bak, ben sadece korkuyorum.
I'm freaking out a little bit.
Ben biraz endişeleniyorum.
Listen, I'm freaking out a little bit. I just...
Dinle, korkmaya başladım.
Well, I'm freaking out a little bit.
- Hafiften çıldırıyorum. - Sakinleş, Charlie.
I'm freaking out a little bit here, Burt.
Biraz korkmaya başladım, Burt.
- Hello? - Hey, Leonard, Wally here. Listen, I'm freaking out a little bit.
Leonard, ben Wally kafayı yemek üzereyim.
I'm freaking out a little bit.
Biraz korkuya kapıldım.
Okay, so here I am, and yeah, I'm freaking out a little bit.
Tamam, şu an buradayım ve biraz korktuğumu itiraf ediyorum.
No, but I'm a little bit freaking out here.
Hayır, ama biraz korkuyorum.
I`m just freaking out a little bit. What were we thinking? We can`t have a baby.
Biraz kızgınım da.B ebeğimiz olamaz ne yapıyoruz biz.. paramız da yok ki
I'm just freaking out a little bit.
- Biraz stresliyim.
But to be honest with you, I am freaking out a little bit, okay?
Ama dürüst olmak gerekirse, birazcık ödüm patlıyor, tamam mı?
I'm freaking out a little bit.
Ben biraz korkuyorum...
I'm freaking out a little bit.
Biraz korkmaya başladım.
- OK. I... I'm just freaking out a little bit.
Tamam, birazcık korktuğum doğrudur.
No, I've been calling him to test our system and he's not answering, and I'm freaking out a little bit.
Aramızdaki sistemi kontrol etmek için onu arıyordum. Ama telefonuna cevap vermiyor. Biraz endişelendim.
And I'm... I'm freaking out a little bit.
Biraz endişelendim.
But I'm fucking freaking out a little bit.
Fakat birazcık balatayı sıyırdım.
Julian : No, I'm kind of freaking out a little bit.
Hayır, birazcık tırsıyorum.