English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ I ] / I'm getting it

I'm getting it traducir turco

3,254 traducción paralela
I think it's for gang tattoos, stuff that stops them getting jobs.
Sanırım bu, çete dövmeleri gibi iş bulmalarını zorlaştıran şeyler için.
say it's good to put them in writing. 'm getting married this year They say it's good to write them down. I'm getting married this year'm getting married this year and hang around.
Hedeflerini kağıda yazıp etrafına asmanın iyi fikir olduğunu duymuştum.
- It's super-frustrating to come so close to being the winner, and not getting it, because, you know, lea Michele, she's someone I've looked up to since she was on Broadway, and to have had those few moments alone with her
- Kazanmaya bu denli yaklaşıp kaybetmek, cidden çok sinir bozucu. Çünkü Lea Michele gibi, hayatı Broadway'de geçmiş biriyle zaman geçirmek hayatımda hiç unutamayacağım derecede inanılmaz bir şey olabilirdi.
Well, it's good news for me cos I'm getting out of here.
Buradan çıkacağımdan ötürü benim içi iyi haber.
It's gonna be really tough getting details on a case I'm not even supposed to know about.
Haberimin bile olmaması gereken bir dava hakkında bilgi toplamak hiç kolay olmayacak.
Uh, I guess somebody's parents, they thought that Raines was, you know, getting in the middle of some of their family business. They didn't like it.
Sanırım bazı aileler Raines'in ailevi sorunlarına karıştığını düşünüyordu.
It's been 45 minutes ; I need to know if I'm getting extra space.
Daha fazla alan alacak mıyım bilmem gerek.
I planned on getting out early, but a shift opened up, and I had to take it.
Erkenden çıkmayı planlıyordum, ama mesai uzadı, ve kabul etmek zorunda kaldım.
Far as I'm concerned, it's just about getting the dishes done, which does seem to be working.
Bana göre bu sadece bulaşıkların yıkanmasını sağlamak içindi. O da gayet iyi gidiyora benziyor.
I was up for three nights getting it right, and you didn't even let me finish.
Doğru söyleyebilmek için 3 gece uyumadım ve bitirmeme bile izin vermediniz.
If there's a message I'm not getting it.
Vermek istediği bir mesaj varsa, o mesajı almıyorum.
I figure if my dirty laundry's getting aired anyway, it might as well be you.
Eğer kirli çamaşırlarım bir şekilde ortaya çıkacaksa bunu senin yapmanı tercih ederim.
Because today, I'm getting it autographed.
Çünkü bugün gidip aldığım şeyi imzalatacağım.
Well, I guess it's a good thing we're getting divorced.
Sanırım boşanmamız iyi bir şeymiş.
If this is about keeping quiet pending an investigation into Jamie getting a commendation, then I'll write it up myself.
Eğer bu Jamie'ye verilecek takdirname incelemesi sonuçlanana kadar sesiz kalmakla alakalı bir şeyse....... o zaman ben kendikimi yazarım.
Chris and I were friends, all right? We were always getting into it.
Chris ve ben arkadaştık, tamam mı?
Enjoy it. I don't think I'm gonna be getting any more.
Zevkini çıkar, bir daha alabileceğimi sanmıyorum.
No! It's more like mad that someone else is getting her attention and wishing that I was him.
Dikkatini çekenin başkası olmasına kızgınım ve onun yerinde olmak isterdim gibi.
I'm glad you're getting over it so fast.
Beni böyle çabuk unutman ne iyi.
Sybil or no, I'm getting my goddamn money back, even if I got to steal it.
Sybil yada hayır, Ben lanet paramı geri alıyorum, onu çalmam gerekse de.
Look, I like this job, but I need to know what it is I'm getting paid to do.
Bak, bu işi seviyorum,... ama ne için bana para ödendiğini bilmem gerekiyor.
I'm getting an award for it.
Bu yüzden de ödül alacağım.
Sheldon, I'm listening, but you're not getting it.
- Sheldon, dinliyorum ben ama anlamıyorsun.
I told you, it's what I'm getting with my first...
Sana söylemiştim aldığım ilk ikram -
I was working on getting him a temporary stay permit, but it's a long process that usually involves house arrest.
Onun için geçici bir oturma izni almaya çalıştım, ama bu biraz zaman alıcı bir durum, ve işlemler süresince ev hapsini içeriyor.
I'm getting whacked, aren't I? Yeah, this is it.
- Yorulmaya başladım.
We don't have to say it out loud like a couple of gays getting married in jean shorts in Provincetown while I'm just trying to enjoy an ice cream on the pier!
Provincetown'da kot şortla evlenen gay çift gibi yüksek sesle söylemek zorunda değiliz, sadece iskelenin üzerinde dondurmamın tadını çıkarmaya çalışıyordum.
Well, hey, if I'm getting some kind of outside help, That's cheating and, um, I don't cheat. I don't want it ;
Eğer dışarıdan yardım alıyorsam istemiyorum.
I mean, I think we can all agree that it's weird Whitney's getting married before me, but I'm good.
Whitney'in benden önce evleniyor olmasının garip olduğunu hepimiz kabul ediyoruz sanırım ama ben iyiyim.
It's just that Naomi's getting married and I've been helping PJ organize this big engagement party, which is happening today and I haven't even gotten her a gift yet.
Naomi evleniyor ve bende PJ'e nişan partisini organize etmede yardım ediyorum. Ki o da bu gün olacak. Hediye bile almadım daha.
No, it's okay, I'm just getting married.
Hayır, sorun değil. Sadece evleniyordum.
I'm getting to it.
- Oraya geliyorum.
We're living together, I'm excited about it, and I'm getting rid of my mugs.
Birlikte yaşıyoruz ve buna çok seviniyorum. Bu yüzden de kupalarımı atıyorum.
You know, weirdly, I think I'm kind of getting used to it.
Alışmaya başladım sanırım.
Yeah, well, I think it just means that we might... be getting the hang of it.
Bence bu alışmaya başladığımızı gösteriyor.
- Yeah, I'm getting it.
- Tamam, veriyorum.
I'm just getting a little tired of it.
Biraz yorulmaya başlıyorum.
♪ And when the bad folks all get together at night... ♪ Hey, I think I'm getting it.
Alışıyorum galiba.
I am getting married in three weeks, and I'm gonna fit in that freaking wedding dress if it kills us all!
Sen az önce söylediklerimi duymadın mı? 3 hafta sonra evleniyorum, ve o lanet olsaı elbisenin içine gireceğim hepimizi öldürecek olsa bile!
I'm not getting it.
Olmuyor.
I put my ring on my thumb, and I'm having trouble getting it off.
Başparmağıma yüzük takmıştım ama çıkartamıyorum.
I will happily loan you my ears if it means getting Mariana Castillo back alive and well.
Eğer Mariana Castillo'yu canlı ve sağlıklı bir şekilde geri getireceksen, kulaklarımı sana seve seve kiralarım.
And I'm not saying I'm prejudiced. It's just like it's a little bit like the wolf getting into a sheep's clothing...
Ön yargılı yaklaşmıyorum ama bir kurdun, koyun postu giymesi gibi bir şey bu.
I'm not getting it.
Hayır, ben almıyorum.
And I've decided to give it to the only relative who hasn't broken my heart by getting a divorce :
Ve ben de bu evi, evlenip boşanarak kalbimi kırmayan tek akrabama bıraktım :
And then your mom... died, and, uh, you've been under a lot of pressure because of the leak in your division, and I guess while we're getting the bad news out, we might as well get it all out.
Ve sonra annen, öldü. Ve bölümündeki sızıntı nedeniyle çok baskı altındaydın..... sanırım kötü haberler alırken, aynı zamanda hepsinden de kurtulabiliriz.
I wasn't getting it at the time.
O anda bunu anlamamıştım.
Every time someone says that we're getting a baby, I get my hopes up. And then - And then, when it all falls apart, I -
Biri, bebek sahibi olacağımızı her söylediğinde umutlanıyorum ama sonra her şey bozulduğunda ben- -
It's just you look so beautiful and I can't believe my little girl's getting married.
O kadar güzel görünüyordu ki dayanamadım. Küçük kızım evleniyor.
Look, I have very little chance of getting it in there.
Bak, orada bunu almak için çok az bir şansım var.
Getting as many of my thoughts down on paper will, I hope, stop that feverish mental pursuit and put it all into what is my perspective.
Düşündüklerimin birçoğunu vasiyetime geçiriyorum, umarım hararetli aklî kovalamayı keserim ve hepsini kendi görüşüme çeviririm.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]