English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ I ] / I'm going too

I'm going too traducir turco

1,379 traducción paralela
I was kind of going for that "George Clooney, my face is too cute to hide behind my hair" look.
Şu "saçlarımın arkasına... " saklanamayacak kadar güzelim " ayaklarına yattım.
I've eaten a pot of porridge, a pail of milk, a loaf of bread, " my mother and father, and now I'm going to eat you too!
" Bir tabak yulaf ezmesini, bir kova sütü, bir somun ekmeği, annemi ve de babamı yedim.
And I'm going to eat you too!
"Seni de yiyeceğim!"
I've eaten a pot full of porridge, a pail of milk, a loaf of bread, mother, father and now I'm going to eat you too
"Bir kase yulaf ezmesini, bir kova sütü, bir somun ekmeği, annemi ve de babamı yedim. Şimdi de seni yiyeceğim!"
A girl and her clover, a farmer and his hay... and now I'm going to eat you too! Chomp!
Bir kızı ve yoncalarını, bir çiftçiyi ve samanlarını... ve şimdi de seni yiyeceğim!
I don't know if they had an argument or if they were going too fast...
Aralarında bir tartışma mı vardı, yoksa çok mu hızlı gidiyorlardı, doğrusu bilemiyorum.
I'm going to die too!
Ben de öleceğim!
I think usted is going to be a little too formal... for this crowd.
Sanırım'usted'böyle bir kalabalık için fazla resmi olur.
I'm not too sure, but I heard Mari was going out with an American soldier.
Emin değilim ama Mari'nin bir Amerikan askeri ile çıktığını duymuştum.
I'm going in too
Ben de içeri giriyorum.
I'm going too.
Ben de gidiyorum.
No. I'm going, too.
Hayır, ben de gidiyorum.
I'm just worried that if you go through with it, it's going to be too dangerous.
Ben sadece eğer sen bu olayı gerçekleştirirsen, bunun çok tehlikeli olabileceğinden endişeleniyorum.
Not that I care. I'm not going to get too involved in your life or anything.
Umursadığım için değil. Hayatına filan çok fazla karışmıyorum.
I thought I was going too?
Ben ne yapacağım? Ben de geliyorum sanmıştım? Ben de geliyorum sanmıştım?
- Yeah, me, too. - I'm going with you.
- Ben de sizinle geliyorum.
I should probably get going, too. 'Cause i gotta go... You know, do drugs...
Çünkü gidip uyuşturucu almam ve evet, seks yapmam falan lazım.
Quite a rousing sermon, Father, but I'm afraid you're not going to find too many takers tonight.
Tam bir hareketlendirici vaaz, Peder, ama bu gece kendine pek bir dinleyici bulacağını sanmıyorum.
But they killed the last person who was in your condition and I'm afraid that they're going to try and kill you, too.
Ama senin durumundaki son insanı öldürdüler. Seni de öldürmek isteyeceklerinden korkuyorum.
I'm going to get you close, but not too close.
Yakına götüreceğim, ama çok fazla değil.
And one of these days, everyone is going to pay attention to me... because I'm going to fly too.
Ama günün birinde herkesin dikkati üzerimde toplanacak çünkü ben de uçacağım.
Oh, tell me if I'm going too fast.
Hızlı gidiyorsam söyle.
Guess I'd better be going, too.
Sanırım, ben de gitsem iyi olacak.
Yeah, I'm going to get a check, too.
Evet, o çeki ben de alacağım.
And I'm going too, and Pete's coming.
Ve ben de geleceğim, ve Pete'de gelecek.
Sorry, I'm going too fast.
Affedersiniz. Biraz hızlı gittim.
I hope I'm not going too fastforyou, Fraulein...?
Umarım çok hızlı konuşmuyorum bayan...
I'm going to get in, too.
Bende yatağa geliyorum.
So Byron... I'm going to need your help, too.
Byron senin de yardımına ihtiyaç duyacağım.
I'm sure you will too, Capitão Hastings, you're going as well.
Eminim sizin de, Yüzbaşı Hastings. Siz de gidiyorsunuz!
Am I going too fast?
Hızlı mı gidiyorum?
Then I know I'm going to have a happy New Year, too.
Böylece mutlu bir yıl geçireceğimi ben de bileyim.
I'm going to the cinema. You want to come, too?
Ben sinemaya gideceğim, gelmek ister misin?
I'm probably going to get her, too.
MUhtemelen ulaşamayacak olsam da.
- Yes. I'm going to barf, too.
- Evet. Ben de kusacağım.
Oh, and, uh, I'm going to need to take your window with me, too.
Oh, ve, ee, pencereni de yanıma almam gerekiyor.
Are you going to tell me I'm imagining things, too?
Bana da mı bir şeyleri uydurduğumu söyleyeceksin?
All right, look, if I'm going too fast, we'll make some adjustments.
Tamam. Eğer çok hızlı gidersem bazı ayarlamalar yaparız.
I'm going too.
Galiba ilk kez, ikimizde mutlu ilişkiler yaşıyoruz. - Ben de oraya gidiyorum.
Was I going a little too fast?
Biraz hızlı mı gidiyordum?
- I'm going to bed, too.
- Ben de yatacağım.
I'm going inside, too, because I have to write down... how I'm gonna torture you about that outfit.
Ben de içeri giriyorum. Çünkü bunları not alıp sana kıyafetle ilgili işkence yapmalıyım.
I'LL TAKE YOU BACK. WELL SHE'S GOING TOO.
Seni alacağım, o da geliyor.
I know we don't know each other too well yet but since we're going to be family I thought that...
Şu an birbirimizi çok iyi tanımıyoruz ama yuvamızı kurduktan sonra düşündüm ki...
Wait. Tell me if I'm going too fast, OK?
Bekle, çok hızlı gidiyorsam söyle tamam mı.
No matter how nice you fix me up, I'm still going to hell, and you know it because you're going there too.
Beni ne kadar düzeltirsen düzelt, cehenneme gideceğimi biliyorsun çünkü sen de oraya gideceksin.
Next thing I know, I'm sprawled on the pavement with this pillock in tight trousers standing over me saying, " 0h, sorry love, didn't see you, I was going too fast.
Sonrasında hatırladığım, asfaltta iki seksen uzandığım ve bana çarpan piçin dar pantolonlarıyla başımda durup "Üzgünüm tatlım, çok hızlı gidiyordum, seni göremedim." demesi oldu.
I think me and Jackie are going to go "bird-watching" too.
Sanırım ben ve Jackie de "kuş gözleme" ye gideceğiz.
I'm going abroad too!
Bende onunla gidicem!
I'm going there too.
Ben de oraya gidiyorum.
Yeah, when things start going too good I can't help myself, I got to mess'em up.
Evet, işler iyiye gitmeye başlayınca kendime yardım edemedim, herşeyi bozmalıydım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]