I'm gonna do it traducir turco
3,426 traducción paralela
If it makes you feel any better, I was never gonna do that.
Moralini düzeltir mi bilmiyorum ama, o dansı asla yapmazdım.
I did. I was gonna do it here.
Vardı, işi burada yapacaktım.
I'm not gonna do it.
- Bunu yapmayacağım.
- I'm not gonna do it.
Bunu yapmayacağım.
I guess we're gonna do it your way after all, COB.
Sanırım artık bunu senin yönteminle yapacağız Başçavuş.
I told you, I'm not gonna do it.
- Söyledim sana, bunu yapmayacağım.
Then whatever I have to do, I'm gonna do it.
Ne yapmam gerekiyorsa yaparım.
I'm gonna change my mind and do what you say. You were gonna continue with it anyway.
- Ne olursa olsun devam edeceksin.
I'M GONNA DO IT! TRY IT!
- Hele bir dene!
Now, I can do my best, but it's gonna be hard for me to do all these things and still be able to bring donuts to our meetings every month.
Elimden geleni yapacağım. Ama tüm bu şeyleri yapmak ve her ay buluşmalarımıza donut getirmek zor olacak.
And I will do it so good and so soft that you're gonna be on the edge of coming by the time you wake up, and then I'll stop.
Bunu o kadar güzel ve yumuşakça yaparım ki uyandığın sırada boşalmanın sınırında olursun. Sonra ise dururum.
No, Peter, I haven't even decided if I'm gonna do it.
Hayır, Peter, bunu yapıp yapmayacağıma henüz karar vermiş değilim.
I'm not gonna do it now.
Götürmekten vazgeçtim.
I'm gonna do it.
Yaparım. Yaparım dedim!
I'm probably never gonna have kids so why not do it now, right?
Herhalde asla çocuk sahibi olmayacağım. Neden şimdi olmasın, değil mi?
I don't know. I guess it's hard to know what you're gonna do.
Bilemiyorum, sanırım senin ne yapacağını kestirmek biraz zor.
I'm gonna do it.
Bunu yapacağım!
I'm gonna do it for all of us.
- Hepimiz için yapacağım! - İşte böyle.
It looks like I'm gonna have to do something I swore
Sanırım yeminimi bozmam gerekiyor.
It's not like you can just skip down to Moshu market and buy some kind of nutty magic growth potion. But I'm gonna do something about it.
Ama bunu çözeceğim.
I'm sure we're gonna watch it a million times. And, um, when we do, I want Jimmy to hear this last part.
Eminim, bunu milyon kere izleyeceğiz ve izlediğimizde de Jimmy'nin bu son kısmı duymasını istiyorum.
No, I'm not gonna do it.
Hayır, bunu yapmam.
I'm not gonna do it.
Bunu yapmayacağım.
Listen, it is gonna be the first thing I do.
- Tamam. Yapacağım ilk şey olacak.
Gonna have to think what I'm gonna do about that,'cause I don't like it.
Bunun hakkında ne yapacağımı düşünmem gerek, hoşuma gitmiyor çünkü.
I've enjoyed working with you, and I'm sure we'll get to do it again sometime, and we're all gonna stay friends.
Seninle çalışmaktan haz aldım, ve eminim bir ara tekrar beraber çalışma fırsatımız olacak, hem hepimiz arkadaş kalacağız.
It's a fresh start for Claire and I, and I am gonna do it right.
Bu Claire ve benim için taze bir başlangıç ve ben bunu doğru yoldan yapacağım.
What am I gonna do with it?
Belki geri istersin. Ne yapayım ki yüzüğü?
- I'm gonna do it!
Yapacağım!
Well, I'm gonna do it the old-fashioned way :
Ben bunu eski usulde yapacağım.
Well, I'm gonna do it.
Pekala, bunu yapacağım.
You did this to my dad and now I'm gonna do it to your daughter.
Babama bunu sen yaptın ve şimdi ben de aynısını kızına yapacağım.
I don't know what I'm gonna do, but he can't get away with it!
Ne yapacağımı bilmiyorum ama bundan paçasını kurtaramayacak!
Yeah, I'm gonna do it. And so are you.
Taşınıyorum, sen de taşınıyorsun.
I'm gonna do it on my own.
Kendim yaparım.
I'm gonna do what I got to do to solve it, capiche?
Bunu çözmek için elimden geleni yapacağım, anladın mı?
How was I supposed to know it was gonna make him do that?
Ona bunu yaptıracağımı nereden bilebilirdim?
Yo, Nichols, I know you're probably not supposed to talk to me and everything, but could you do me a solid and tell Red I'm gonna make it right?
Nichols, benimle konuşmaman falan gerektiğini biliyorum. Ama bana bir iyilik yapıp Red'e işleri yoluna koyacağımı söyler misin?
I could punch it a few times, but I don't think that's gonna do it.
Birkaç yumruk atarım ama işe yarayacağını sanmıyorum.
If Shredder's not gonna do anything about it, then i will, with your help or without it.
Eğer Shredder bir şey yapmayacaksa ben yaparım. Sizinle ya da siz olmada.
And I understand that you need my help to get there... but I'm not gonna do it.
Ve bunun için bana ihtiyacın olduğunu biliyorum ama yapmayacağım.
AND I'M NOT GONNA DO IT ANYMORE!
Ve artık yapmayacağım!
I AM NOT GONNA DO IT ANYMORE.
Artık yapmayacağım.
But in the off-off chance that we do find it... I'm gonna bring my spare key.
Ama uzak ihtimal, bulursak diye yedek anahtarımı alacağım.
Do you want to cancel it? - If you're gonna stay, I'll stay.
- Siz kalacaksanız ben de kalırım.
Wendy? If I'm gonna do something with this, I need to know that it's legit.
Bu bilgilerle bir şey yapmadan önce doğru olduklarından emin olmam ve onları nereden aldığını öğrenmem gerekiyor.
That's what needs to be done, so that's what I'm gonna do... right after I take out the trash. It makes sense.
Mantıklı olan da bu.
I'm not gonna lie. It's kinda hot when you do that.
Yalan söylemeyeceğim öyle yapınca çok hoşuma gidiyor.
And if I'm gonna have to fight for her, I am gonna need to know if I'm gonna be around to do it.
Ayrıca onun için savaşmam gerekirse ömrüm buna vefa edecek mi, onu da öğrenmem gerek.
I'm gonna do you an even bigger favor, I'm not gonna give it to you.
Sana bundan daha büyük bir iyilik yapacağım numarayı sana vermeyeceğim.
Yeah, yeah, that's when I'm gonna do it.
Evet evet öyle yapacağım.
i'm gonna fuck you up 17
i'm gonna kill you 458
i'm gonna die 222
i'm gonna miss you guys 17
i'm gonna get you 199
i'm gonna miss you 302
i'm gonna go take a shower 38
i'm gonna be okay 71
i'm gonna be late 100
i'm gonna 781
i'm gonna kill you 458
i'm gonna die 222
i'm gonna miss you guys 17
i'm gonna get you 199
i'm gonna miss you 302
i'm gonna go take a shower 38
i'm gonna be okay 71
i'm gonna be late 100
i'm gonna 781