I'm gonna go with you traducir turco
539 traducción paralela
Gil Martin, I'm gonna kiss ya, so I better do it now... so's you won't go off with the taste of a widow on your mouth.
Gil Martin, seni öpeceğim, ve bunu şimdi yapmam daha iyi, böylelikle bir dulun tadıyla çekip gitmezsin.
You don't, I'm gonna sit in a cutter. You try to go out with anybody, he has to whip me before he gets to you.
Kapınızda kızakla beklememe izin vermezseniz, ve başka biri ile çıkarsanız, o kişi beni kamçılamak zorunda kalır.
You don't think I'm gonna let you go away with him, do you?
Onunla birlikte gitmene izin vereceğimi düşünmüyorsun, değil mi?
I want to go on record and I want to tell you all... the next man that gets off base with me, I'm gonna tag him out.
Kayda geçmesini ve hepinizin duymasını istiyorum. Benimle ters düşen ilk kişiyi sahanın dışına postalayacağım.
I'm gonna go back to my bed, I'm gonna put away the best part of a bottle of Scotch and under normal circumstances, you being normally what I'd call attractive, I would have invited you back to share my little bed with me and you might have come.
Yatağıma gideceğim ve bir şişe viski içeceğim. Normal koşullarda senin, çekici olduğun söylenebilir. Seni, küçük yatağımı paylaşmaya davet edebilirdim ve belki de gelebilirdin.
Daddy, I'm not gonna go back with you.
Baba, ben seninle gelmeyeceğim.
The funny thing is, the last night in your place, I was gonna propose to you but I couldn't go through with it.
Komik olan şey, evindeki son gecemizde, sana evlenme teklif edecektim ama yapamadım.
If you think I'm gonna go along with this bastardization you can have my resignation along with Max Schumacher's right now.
Eğer benim de bu programın piç edilmesinin bir parçası olacağımı düşünüyorsanız benim istifamı da Max Schumacher'inkiyle beraber kabul edebilirsiniz.
You do what I say or I's gonna go hard with you.
Dediğimi yap yoksa canını yakarım.
I'll stay with you as long as I can handle it, but when I can't, I'm gonna go.
Katlanabildiğim sürece seninle kalırım ama yapamadığım zaman giderim.
I ´ ve been a star for 50 years, and I ´ m gonna go on being a star, with or without you!
Ben 50 yıldır yıldızım ve hep öyle kalacağım, sizle veya sizsiz!
I'm gonna go to Vegas, and I'm gonna go with enough money in my hip pocket... to catch'em fine bitches, you know what I mean?
Sonra Vegas cebimde tonla para en güzel kaltaklarla yatacağım anlıyormusun?
I'm gonna go with you.
Seninle geliyorum.
ya can't spent my entire life telling me everything that's wrong with Newport and then just expect I'm gonna go back, you can't do that the new season of The O.C is coming on a new night Thursday November 4th at 8 only on Fox
Gelmek ister misin? Bir iki yumruk etkili olabilir. Caleb'i son gördüğümde bana çok kızgındı.
With what I know about Serrano, if I go to jail I'll be dead within 24 hours, so sooner or later, I'm gonna have to give you the slip.
Benim bildiğim Serrano hapse girdiğim takdirde... 24 saat içinde işimi bitirir. Dolayısıyla er geç kirişi kırmak zorundayım.
You got to go back in that woman's office, we gonna find out what's wrong with you... while I can having marriage left.
O kadının ofisine geri gitmen gerekiyor, sen de neyin yanlış olduğunu bulacağız... O zaman olanları geride bırakıp evliliğe sahip çıkarım.
I'm gonna go along with you on this... but if you fuck up and my ass ends in a sling... you and I are gonna go round and round.
Sana bu işte yardım edeceğim. Ama işi berbat eder... ve ikimiz de hapsi boylarsak, orada durmadan kapışmak zorunda kalırız.
- I'm gonna go back to Midian with you.
Midian'a seninle birlikte geri döneceğim.
I'm gonna go with you.
Seninle geleceğim.
I'M GONNA GO WITH YOU.
Senle geleceğim.
Wait until you see what we're doing... with the marina development. We're gonna clear five big ones on the first phase alone. I think I finessed Miller down at City Hall... so all we have to do to get past go... is be a little creative on our teamster deal.
marina developmentla ne yaptığımızı görene kadar bekle... yanlızca ilk aşamada beş tane büyüğü temizleyeceğiz sanıyorum ben City Hall'da ki Miller i halledeceğim onlarla anlaşabilmek için biraz yaratıcı olmabilı ve hepmizin harekete geçmeliyiz.
I'm surprised to hear you say that. 'Cause I really honestly didn't think you was gonna go with me on this power lines thing.
Bunu söylemenize şaşırdım çünkü bu enerji hatları konusunda destek olacağınızı düşünmemiştim.
You must be out your- - I'm gonna go back and work this out with Vince.
Bu işi Vince'le halledeceğim.
I'm gonna let you go with a warning this time, ma'am.
Bu kez bir uyarıyla gitmenize izin vereceğim, bayan.
Listen, I gotta go but I'm gonna leave her here with you, where she's safe. Because I can trust you.
Dinle, benim gitmem gerek ama onu güvende olacağı yerde, burada seninle bırakacağım, çünkü sana güvenebilirim.
I'm gonna go down there with you right now.
Şimdi oraya beraber gidiyoruz.
I'm gonna go with you.
Beraber gideriz.
We'll go down there, but I'm warning you if they replace this with Don Rickles again I'm gonna hold you all responsible.
Tamam, gidelim ama hepinizi uyarıyorum eğer bunun yerine yeniden Don Rickles'ın şovunu koyarlarsa hepinizi sorumlu tutarım.
Are you gonna go for it with Ross or should I throw it out?
Ross için saklayacak mısın yolksa atayım gitsin mi?
So you help us get across the border without incident, you stay with us through the night without trying anything funny, without trying to escape, and in the morning I'm gonna let you guys go, all of you.
Yani olay çıkarmadan sınırı geçmemize yardım eder aptalca bir şey yapmaya ya da kaçmaya çalışmadan geceyi bizimle geçirirseniz sabah hepinizin gitmesine izin vereceğim. Hepinizin.
I told you I was not gonna go through with it, did I not? Yes, you did.
Sana da plana uymayacağımı söylemiştim, öyle değil mi?
So why don't you just go and play with your toys from last year... and I'm gonna have a nice long talk with your Daddy... about the nature of his reality.
Neden gidip geçen seneden kalan oyuncaklarınla oynamıyorsun.. ve bende babanla onun doğasının kuralları hakkında uzun güzel bir konuşma yapacağım.
I'm gonna take you down once and for all! Even if I have to go with you!
Aynı şey benim başıma gelecekte olsa, seni sonsuza dek ortadan kaldıracağım!
Grandma, if you don't mind, I'm just gonna go with the salad.
Büyükanne, mahzuru yoksa ben salata yiyeceğim.
You... You're gonna go out with Greg and I'm supposed
Sen Greg'le gideceksin ve ben de Troy'la bir parka mı takılacağım?
'Cause, naturally, I'm gonna have to go with you.
Çünkü, doğal olarak, seninle gelmem gerekecek.
Either I'm gonna hear you say that you're in with us or I'm gonna hear a bullet come outta that gun and go into me.
Ya kabul edip bizimle olduğunu söyleyeceksin ya da elin titremeden bana bir kurşun sıkacaksın.
While you do that, I'm gonna go have a little talk with Mr. Garibaldi.
Sen bunu yaparken ben de Bay Garibaldi'yle konuşacağım.
- All right, but I'm gonna go with you.
- Ben de seninle geliyorum.
I'm gonna ask you to go out with me tomorrow night.
Yarın akşam benimle çıkmanı isteyeceğim.
You think I'm gonna cave, that I wouldn't go through with it.
Pes edeceğimi düşünüyorsun ama bu oyuna düşmeyeceğim.
I'm gonna go with whatever you say.
Ne dersen de yanında olucam.
- Well just as soon as I handle all the other crime in South Park, I'm gonna go with you to the planetarium so I can prove that nothing's wrong.
Peki, South Park'taki diğer suçları hallettikten sonra yıldız evine gidip ters bir şeyler olmadığını size göstereceğim.
- You go. I'm gonna catch a ride with Mitch.
- Sen git. Mitch ile gezintiye çıkacağım.
Well, I'm gonna go wash off. Do you wanna come with me?
Ben bir ıslanacağım Benimle gelmek ister misin?
I don't know if you're ever gonna want to go out with me again... but I've been thinking about it... and it'd be an honor to be your B-list person.
Benimle bir daha çıkmak istiyor musun bilmiyorum ama ben istiyorum ve B-listen insanı olmaktan gurur duyarım.
So I guess this means you're not gonna go out with me tonight?
Sanırım bu gece benimle çıkmayacaksın anlamına geliyor bu?
I'm serious, you discuss that with anyone, we're gonna go 10 rounds.
Ciddiyim, bunu herhangi birine anlatırsan, külahları değişiriz.
- I'm gonna go with you, c'mon!
- Seninle geleceğim.
I'm gonna... I'm gonna go out with you on Friday, all right?
Cuma gecesi seninle geleceğim, tamam mı?
I want to thank you all for your ideas, but, uh, I'm gonna recommend to the board that we go with the concept thatJosh and Sharon have been working on.
Fikirleriniz için hepinize teşekkür ederim. Ama, ben, yönetim kuruluna Josh ve Sharon'un üzerinde çalıştıkları projeyi önereceğim.