I'm happy traducir turco
21,249 traducción paralela
I'm happy to introduce you.
Tanıştırmaktan memnun olurum.
Every door I knock on ends up closing on a happy customer holding a bottle of that bleach.
Çaldığım her kapı mutlu bir müşterinin elinde bir şie çamaşır suyuyla kapıyı kapatmasıyla sonlanıyor.
I'm so happy that you're here.
Burada olman beni öyle mutlu ediyor ki.
I'm so happy you're home.
Eve döndüğün için çok mutluyum.
So, if what you need is to spend your birthday in a bathroom, I'm happy to do it with you.
Doğum gününü tuvalette geçirmek istiyorsan memnuniyetle seninle birlikte geçiririm.
I just hope Jeremy and I are as happy as you two are.
Umarım Jeremy'le ben de sizin kadar mutlu oluruz.
I'm happy to have you.
Gelmenize sevindim.
I'm just happy to see him like this.
Özür dilerim.
Catherine, I'm more than happy to share the Vatican's gold if France needs it.
Catherine, eğer Fransa'nın ihtiyacı varsa Vatikan'ın altınını seve seve paylaşırım.
Sir, I'm thankful for the meal and happy for your success.
Abi başarından sonra bize yemek ısmarlamayı da unutmadın. Teşekkür ederim.
You're happy, and I'm getting better.
Sen mutlusun, ben iyiye gidiyorum.
I'm happy for you,'cause I think that you found peace.
Senin adına seviniyorum çünkü bence huzuru buldun.
I'm just... ( sniffles ) I'm really happy for you.
Senin adına mutluyum.
Well, I'm more than happy to test that theory.
- Bu teoriyi seve seve test edebilirim.
I'm so happy you're all right.
Hepinizin iyi olmasına çok sevindim.
- I'm not that happy.
- O kadar mutlu değilim.
The radio was stolen, but I'm happy to sing any song you request... as long as it's by the Carpenters.
Radyo çalındı ama istediğin her şarkıyı memnuniyetle söylerim. Carpenters şarkısı olduğu sürece.
I'm happy.
Mutluyum.
Next time I see the UPS guy, I'm gonna make him happy.
UPS'çi Lou'yu gördüğümde onu mutlu edeceğim.
If Dave Eggers even knows we exist, I'd be happy.
Dave Eggers varlığımızı bilse mutlu olurum.
I'm happy to do overtime.
Ben mesaiye kalmaktan memmun olurum
Did you tell him I'm happy to be back?
Döndüğüm için mutlu olduğumu söyledin mi?
- I was happy to do it.
Seve seve yaptım.
I hope it's happy news.
Umarım mutlusundur.
Listen, a little marriage advice... I would know because I'm married... a happy wife, uh, a happy life.
Küçük bir evlilik tavsiyesi benden... biliyorum çünkü evliyim... mutlu bir eş, mutlu bir hayat demek.
I'm actually really happy that you're eating breakfast, Nick.
Aslında kahvaltı yaptığın için gerçekten mutluyum, Nick.
I'm happy to.
- Memnuniyetle.
I'm very happy here.
Burada çalışmaktan mutluyum.
Are you happy I'm back?
- Döndüğüme mutlu musun?
I'm really, really happy.
Gerçekten mutluyum.
Aww, that's, uh... I mean, I was happy to do it, Norman.
Severek yaptım Norman.
I'm just really happy for you, Emma.
Sizin adınıza çok sevindim Emma.
That's when I knew how happy I was.
İşte o zaman mutlu olacağımı biliyordum.
I'm not sure I know how to be happy.
Nasıl mutlu olunduğundan emin değilim.
I know that you don't want to leave this place, that you feel valued and fulfilled here, and I'm glad about that, because, Art, I want you to be happy.
Buradan gitmek istemediğini biliyorum. Burada kendini değerli ve başarılı hissettiğini de biliyorum ve bundan memnunum çünkü Art, senin mutlu olmanı istiyorum.
I'm not happy.
Mutlu değilim.
I'm happy to make those calls.
Ben bu aramaları memnuniyetle yaparım.
I'm not happy. I want a divorce. "
"Mutlu değilim ve boşanmak istiyorum."
I guess you're not happy to see me.
Beni gördüğüne sevinmedin sanırım.
I guess she was the one that always brought the happy to the relationship?
Sanırım ilişkilerine mutluluk katan annemmiş.
Everything I do here is just so you can be happy.
Burada yaptığım her şey sırf senin mutlu olabilmen için.
Do you believe that everything I do here is just so you can be happy?
Yaptığım her şeyin senin mutluluğun için olduğuna inanıyor musun?
Then I'd go back in time to those happy moments and relive them with you.
Böylece zamanda geri gider ve o mutlu anları sizinle yeniden yaşardım.
There were times that I was happy with him, OK?
Onunla mutlu olduğum zamanlar da vardı, anladın mı?
I'm really very happy -
Çok mutlu oldum.
And... I'm happy this way.
Ve mutluyum böyle.
We-We're working on an ending, but I'm just so happy he's found closure.
Bitişi nasıl olsun diye düşünüyoruz ama kapanışı bulması iyi oldu.
Making this beautiful sloth happy is all the payment I need.
Bu miskin suratı mutlu etmek İhtiyacım olan bütün ödeme.
I'm really happy you're coming with me.
Benimle geleceğiniz için gerçekten mutluyum.
I hope you know I want you to be happy.
Mutlu olmanı isterim umarım bunu biliyorsundur.
I'm so happy!
Çok mutluyum!