I'm here to help you traducir turco
1,714 traducción paralela
I'm here to help you.
Sana yardım etmek için buradayım.
But I'm here to help you, so let me tell you what I think happened.
Sana yardım için buradayım, bırak da olanları tahmin edeyim.
I'm here to help you.
Sana yardıma geldim.
But I'm here to tell you - your kids really need your help.
Ama çocuklarınız gerçekten yardıma ihtiyacı olduklarını söylemek için geldim.
Help me out here. You know, I have to say I'm in the undecided column.
Evet, bu konuda ben kararsızım.
Yeah, no, I want to help you guys, but my place is here.
Size yardm etmek isterim çocuklar ama burada kalmalıyım.
I'm sure you both drove out here just to help me dig up my sewer line.
Eminim ikiniz buraya kadar lağım kanalını kazmama yardım etmeye geldiniz.
I came here to help you put him away, not set him free.
Onu hapse atmanız için buraya size yardıma geldim, özgür bırakmanız için değil. Buraya ülkene yardım etmeye geldin, haksız mıyım?
I sent the woman you love out here to help you.
Sevdiğin kadını sana yardım etsin diye gönderdim.
You know... the old Belinda would have said... that it was divine providence that I was here to help her.
Biliyorsun... yaşlı Belinda demişti ki benim yardım için burada olmam Tanrı'nın takdiriymiş.
I came here to help you.
Buraya size yardım etmeye geldim.
So, I am here to help you.
İşte bu yüzden sana yardım etmeye geldim.
May I help you? Yes, I'm here to see Sonny Ross.
- Size nasıl yardım edebilirim?
I am here to help you, jean-Pierre.
Sana yardım etmek için buradayım, Jean-pierre.
I'm here to help you the rest of the way.
Kalan yolda sana yardım etmeye geldim.
I know why you are here, and I mean to help you.
Neden burada olduğunuzu biliyorum ve size yardım etmek istiyorum.
When I read the signs in my Iife, they say that I was sent here to help you.
Hayatımdaki işaretleri okuduğumda bana buraya sana yardım etmek için geldiğimi söylüyorlar.
I know how scared you are and I know what you've been through, but we are here to help you.
Ne kadar korktuğunuzu ve başınızdan geçenleri biliyorum ama yardım etmek için buradayız.
If there were a serious outbreak here, you'd want someone like me because I am a real doctor who chose this job to help people.
burada ciddi bir salgın olsaydı, benim gibi birini isterdin. çünkü ben insanlara yardım etmek için bu işi seçen gerçek bir doktorum.
But if he's playing games, as you say, I doubt he's here to help us.
Ama eğer sizin dediğiniz gibi oyunlar oynuyorsa buraya bize yardım etmeye geldiğinden şüpheliyim.
Is that why i'm here- - to help you figure out a motive?
Ben buraya bir sebep bulmak için mi geldim?
I'm here to help you...
Size yardım etmek için buradayım.
I'm here to help you.
Danny, adım Mike.
I'm here to help you.
Yardım etmeye geldim.
Only reason I'm here is because Zoe asked me to help you.
Burada bulunmamın tek sebebi, Zoe'nin size yardım etmemi istemesidir.
Go ahead, shoot... though I have to warn you, that you may be getting rid of the one person who could help you here.
Hadi, ateş et... Sana burada yardım edebilecek tek kişiden kurtulabileceğin konusunda seni uyarmaya mecbur olmama rağmen...
Yeah. I know you know and... I wish that there was something that I could do to help bring you the closure that you're looking for here, but...
Bunu bildiğinin farkındayım ve keşke pişmanlığını sonlandırabilmen için yapabileceğim bir şeyler olsaydı.
Erica... do you remember that I talked to you last night and I said I was coming over here to help mom with the plans?
Erica... Hani geçen akşam arayıp, anneme planlar konusunda yardım etmek için geleceğimi söylemiştim, hatırlıyor musun?
My Lord Montague I am here to help you to a better place.
Bay Montague daha iyi bir yer için size yardım etmeye geldim.
You have to help me, I'm dying here.
Bana yardım etmelisiniz. Ölüyorum burada.
You came here to help foremost those of us who are sick, those who are in need.
Buraya yardım almak için geldiniz. En çok da aramızdakilerden hasta olanlar, asıI yardıma muhtaç olanlar onlar.
I've come here to help you become king, cousin.
Buraya, kral olman için sana yardım etmeye geldim, kuzenim.
Here you go. Thought I might be able to help you guys.
Size yardım ederim diye düşündüm.
I'm here to help you.
Size yardım etmeye geldim.
Look, you're in trouble and I'm here to help.
Başının dertte olduğunu biliyorum, sana yardım etmeye geldim.
I'm trying, really trying, to help you here but we're running out of time!
Sana sahiden yardımcı olmaya çalışıyorum. Fakat zamanımız tükeniyor.
Okay, Walter, I know this is difficult for you, but, please, you have to help us understand what's going on here. Fine.
Walter bunun senin için zor olduğunu biliyorum, ama aramızda neler olduğunu anlamamamız için yardımın gerek.
I'm here to help you the rest of the way.
Yolun geri kalanında sana yardımcı olmak için buradayım.
I'm here to follow you now, so if you need Jacob to help you reunite your people, then I'll do whatever- -
Seni dinleyeceğim, eğer Jacob'ı bulmak halkını bir arada tutm...
It's OK It's OK I'm here to help you Your sister sent me Everything is fine
Bir şey yok, bir şey yok. Sana yardım etmeye geldim. Kardeşin gönderdi beni, her şey yolunda, özel dedektifim ben.
William, take a chill pill. I'm here to help you.
Sana yardım etmek için buradayım.
See, what i'm finding hard to get my head around here Is why you didn't just ask me for help.
Anlamakta zorlandığım şeyse neden benden yardım istemedin?
I'm asking you to help me here.
Senden yardımını istiyorum.
I think you and I might be able to help each other here.
Sanırım birbirimize yardım edebiliriz.
I-i- - no- - i'm trying to help you here.
- Ben... - Hayır. Sana yardım etmeye çalışıyorum.
- I'm here to help you now.
Artık sana yardım etmek için buradayım. İyi.
I need you here Sunday evening to get your things And to help us collect whatever accounts we end up taking.
Pazar akşamı gelmeni, eşyalarını toplayıp götüreceğimiz müşteriler için yardım etmeni istiyorum.
I'm just here to help you.
Sadece yardım etmeye çalışıyorum.
You have to help me out here,'cause I don't know what that means.
Bu dediğini açıklaman gerekiyor, çünkü pek anlayamadım.
What can I do to help you here?
Yardım için ne yapabilirim?
I'm here to help you.
Size yardım edeceğim.