I'm here to work traducir turco
949 traducción paralela
But here in America, I'm able to work and earn my food and clothing.
Fakat burada Amerika'da kendi yiyeceğimi ve giyeceğimi çalışarak kazanabiliyorum.
I'm only a free writer who has given his life to work and who will resume it tomorrow. And I am not here defending myself.
Hayatını işine adamış özgür bir yazarım sadece.
Actually, I'm here to work... on a book.
Aslında, iş için buradayım, bir kitap.
And I want you to understand if things don't work out satisfactorily that you're always welcome to come here.
Ve bilmeni isterim ki eğer sonuç tatmin edici olmazsa daima başımızın üstünde yerin var.
I'm here to work for my uncle.
Amcam için çalışmak için buradayım.
I'm immune to it, but I've seen it work on some people, some of the patients out here.
Beni etkilemez ama bazı insanları, bazı hastaları etkilediğini gördüm.
They'll be here in a minute. I'm gonna try to take them alive. But if that doesn't work, I promise you not one of them will have a chance.
- bir dakika içinde burada olacaklar - onları canlı yakalamaya calişacağım eğer bu olmazsa sana söz veriyorum hiçbirinin sansı olmayacak ne yapma mı istiyorsun?
I'm going to work here.
Burada çalışacağım.
But then a month ago my father died, so I came here to work with M. Godet, the baker, you know?
Fakat bir ay önce babam öldü. Ben de çalışmak için Bay Godet'in yanına geldim.Fırıncı, tanıyor musun?
- Oh, friend of mine - a fella I used to work with in a stock company - brought her out here a couple weeks ago... and asked if I could give her a job.
- Oh, bir arkadaşım - Şirkette birlikte çalıştığımız bir arkadaş - O'nu bir kaç hafta önce buraya getirdi... ve benden O'na iş vermemi istedi.
I am willing to work here.
Burada çalışmaya hazırım.
I'm here to ask if you'll offer me any chance of work
Bana iş verebilir misiniz diye geldim.
Look, did I come here to work, or have my leg pulled?
Bak, buraya çalışmak için mi geldim, yoksa kandırılmaya mı?
- Please, I'm here to work.
Sayın Teşrifat Amiri, ben bir iş için geldim.
I thought you were given to me in recognition of my work here.
Çalışmalarımın bir takdiri olarak gönderildiğini düşünmüştüm.
I'm not here to work on the fixtures.
Tamirat için gelmedim.
I'm here to work on you.
Seninle çalışmak için buradayım.
If I didn't work here, I'd pay to get in.
Eğer burada çalışıyor olmasaydım, gelmek için üste para verirdim.
I'm sure my work here would only bore you, so we've arranged to show you tonight's story in just a moment.
Eminim benim ürünüm sizi ancak sıkar. Bu nedenle bu gecenin öyküsünü birazdan göstermeyi amaçladık.
If I hadn't gone to work I wouldn't have come here.
İşe gitmek zorunda olmasaydım buraya gelmeyecektim.
Even if I didn't have to work at the factory, I'd want to stay here.
Fabrikada çalışmak zorunda olmasaydım bile burada kalmak isterdim.
I asked you to come up here, Scottie, knowing that you'd quit detective work but I wondered whether you'd go back on the job as a special favor to me.
Scottie, dedektiflik işini bıraktığını düşünerek seni buraya çağırdım ama bana iyilik olsun diye işe tekrar döneceğini düşündüm.
After this I'm going to spend my nights in town and work here days only.
Bundan sonra, geceyi kasabada geçireceğim. Ve sadece gündüz geleceğim.
Tomorrow... tomorrow is the last night of our revival here, but when I leave, you're going to carry on my work.
Yarın yarın burdaki uyanışımızın son gecesi, ama ben ayrılsam da sizler yaptığım işi devam ettireceksiniz.
Chief, I hope that you and the staff know me well enough to believe that the last thing I'd do would be to make your work here anymore difficult by, in any way, undermining discipline.
Şefim, umarım sen ve görevliler bir şekilde disiplinin savsaklanmasıyla sizin işlerinizi zorlaştırmanın yapmak isteyeceğim en son şey olduğunu bilecek kadar beni iyi tanıyorsunuzdur.
I'm here to tell you that tomorrow I'll go to work.
Yarın işe gideceğimizi size söylemek için geldim.
You see, I just came to work here today, and I guess I jumped to the conclusion that this was a bachelor's household.
Görüyor musunuz, daha çalışmaya bugün başladım, ve sanırım bir anda bekâr evinin sonuna geldik.
I'm glad, my son, to see you here in Rome and at work.
Seni burada, Roma'da, iş başında gördüğüme çok sevindim oğlum.
I was in the agency waiting room when they told this girl... to come here to work for you so I made up my mind to beat her here.
Ona size gelmesini söylediklerinde ajansın bekleme odasındaydım. Hemen acele edip ondan evvel buraya geldim.
- No, I stay here to oversee the work.
Paris'e gidiyoruz. Hayır, ben burada işlerin başında duracağım.
When I am absolutely too exhausted to go on I drop everything and rush over here to forget myself in this work for an hour or two.
Yorgunluktan tamamen bitip tükendiğim zaman her şeyi bırakıp buraya koşarım ve kendimi unutup bir iki saat bu iş üzerinde çalışırım.
Please take some days off at work You'll have to be in charge here I can't do that, dad I'm an engineer
Lütfen işinden izin alıp.... burada yerime bakıver baba yapamam
This is Yung Hing Clothing Factory I used to work here
Burası Yung Hing elbise fabrikası burda çalışmıştım
I'm in this place right now... because my people, my forebears were violently brought here, like this, in chains, from Africa where they were violently made to work
Şu an ben buradayım... çünkü benim insanlarım, atalarım Afrika'dan buraya şiddet yoluyla getirildi, aynen böyle zincirlerle ve yine şiddet yoluyla zorla çalıştırıldılar
I'm here to work on cars, not go to the frickin'Latin Grammys.
Ben arabalar için buradayım, kahrolası Latin Grammy ödülleri törenine gitmek için değil.
I work hard to get him behind bars then along comes a pardon and here he is.
Onu parmaklıklar ardına göndermek için o kadar uğraştım sonra bir af ve işte burada.
I had you come here because I want you to work with Rocco.
Seni buraya çağırdım çünkü Rocco'yla beraber çalışmanı istiyorum.
I'm getting out of here by Monday... because at precisely 11 : 00 Tuesday... work at every Armbruster plant in the country... will come to a stop so that 216,000 employees... can watch the services... on closed-circuit television...
Çünkü salı günü saat tam 11'de Ambruster fabrikalarında çalışan tam 216 bin kişi cenaze törenini kapalı devre televizyondan izleyecek, Hem de renkli olarak.
Nobody appreciates me around here, I have to do all the work. Clean up the crap... I do all the work and no appreciation.
Ortalığı toparlamam lazım, hiç takdir görmeden, bütün işleri yapıyorum!
Here I am, two small scenes, and I'm so worried, I'm so nervous, I was up all night trying to figure out how to make this damn thing work.
İki küçük sahnede varım, çok ürküyorum, sinirliyim, bu berbat işi nasıl yapacağımı düşünmekten bütün gece uyku tutmadı.
I have to work here in order to pay my debt.
Borcumu ödeyene kadar burada çalışacağım.
Dogmatix, come here Dogmatix, I'm teaching him to retrieve menhirs Asterix... he could be a big help in my work.
Dogmatix, buraya gel Dogmatix, Ona menhir getirmesini öğretiyorum Asterix... işime çok yararı olabilir.
I have some work to do in here, and I'll let myself out the back way.
Yapacak işlerim var. Arka kapıdan çıkarım.
I was supposed to arrive tomorrow, but I came a day early because I'm starting work in the morning and I figured I could spend the night here.
Yarın gelecektim ama bir gün erken geldim çünkü.. ... yarın işe başlıyorum ve geceyi burada geçiririm diye düşündüm. Gördün mü?
Imagine i could make this work here for a year, but then i'd have to pack it in, and i figure... figure you do, too.
Burada bir yıl daha çalışabilirim ama sonra gitmek zorunda kalırım. Aynı şey senin için de geçerli.
Here I am just starting to work for you two "beauties". And I make my first contact.
Siz, iki orospu için çalışmaya başladığımdan bu yana ilk bağlantımı kurdum.
I hope you enjoy your new work here, helping to run a hotel.
Umarım yeni işini seversin ; otel işletmeye yardımcı olma işi.
I'll work as a handyman and guard here, until I've money to redeem myself, so?
Burada hizmetçi ve koruma olarak çalışırım taki borcumu ödeyene kadar, nasıl?
I'm happy to work here.
Burada çalışacağım için mutluyum.
- I used to work near here.
- Buraya yakın bir yerde çalışırdım.
You guys wanna get outta here so I can get to work?
Çalışabilmem için dışarı çıkar mısınız baylar?
i'm here 4719
i'm here for you 373
i'm here if you need me 37
i'm here too 22
i'm here to stay 17
i'm here now 349
i'm here to help 220
i'm here to help you 212
i'm here to save you 34
i'm here on business 49
i'm here for you 373
i'm here if you need me 37
i'm here too 22
i'm here to stay 17
i'm here now 349
i'm here to help 220
i'm here to help you 212
i'm here to save you 34
i'm here on business 49
i'm here with you 65
i'm here to rescue you 19
i'm here to see you 50
i'm here because 32
i'm here to listen 16
i'm here because of you 16
i'm here to apologize 34
i'm here to tell you 22
i'm here to 41
i'm here to warn you 17
i'm here to rescue you 19
i'm here to see you 50
i'm here because 32
i'm here to listen 16
i'm here because of you 16
i'm here to apologize 34
i'm here to tell you 22
i'm here to 41
i'm here to warn you 17