English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ I ] / I'm in big trouble

I'm in big trouble traducir turco

222 traducción paralela
I'm warning you, you'll all be in big trouble.
Sakın uyarmadı deme, hepinizin başı büyük belâda.
Yes, well now I'm in a big trouble.
İyi. Şimdi başım büyük belada.
I expect there's some trouble... not just little trouble, like Mr. Rand gets into... when he's been drinking more than a little, but real big trouble.
Bana kalırsa bir sorun var. Bay Rand'in içkiyi fazla kaçırdığında çıkan ufak sorunlar gibi değil gerçekten büyük bir sorun var sanırım.
I'm in big trouble.
Başım büyük bir belada.
I like to help guys in big trouble, but not your kind.
Başı dertte olan insanlara yardım etmeye çalışırım. Ama senin gibilere değil.
Commissioner, excuse me... but if you don't allow me to leave, I'll be in big trouble, believe me!
Komiser, afedersiniz gitmeme müsade etmezseniz, başım büyük belaya girecek, inanın!
I'm truly sorry, my friend, but I must tell you you're in big trouble.
- Üzgünüm arkadaşım! - Ama kötü bir duruma düştün.
C'mon, I gotta find her or I'm in big trouble!
Haydi, onu bulmalıyım. Başım büyük belada.
I'll be in big trouble if anything happens
Bir şey olursa, başım derde girer.
Let's see. The bed is 6 feet long and the room is 51 / 2 feet and I'm in big trouble.
Yatak 6 feet uzunluğunda ve oda ancak beş buçuk feet, ve benim başım belada.
Do you realize I'm in big trouble already?
Başımın belada olduğunun farkında mısın?
If you're not a tailor, I'm in big trouble.
Terzi değilsen başım belada.
Like unless I get to touch something soft in the next two weeks, I'm in big trouble.
Yani önümüzdeki iki hafta boyunca yumuşak bir şeylere dokunamazsam, başım dertte demektir.
I'm in big trouble. I don't care if I live or die.
- Başım belada ve ölmek umurumda değil.
Yes, I'll be in big trouble
Doğru! en çok da benim başım derde girer
All right, listen, buster, you're in trouble... and I mean big trouble, because I'm reporting you.
Pekala, dinle, lan, başın belada... ve hem de büyük belada, çünkü seni ihbar edeceğim.
Once I took all my piled-up blocks and the books on the shelves and the big bag of marbles and the LEGOs and threw them so Annabel wouldn't be the only one getting in trouble.
- Daha iyi misin? Hadi, eve gidelim. Tatlım, nerede kaldın?
If I do, white eyes, you're gonna be in heap big trouble...'cause I'm gonna track you down and shoot an arrow straight up your ass.
Eğer bunu yaparsam, White Eyes..... başına bir yığın bela alacaksın..... çünkü senin peşine düşüp..... gördüğüm yerde oku kıçına saplayacağım!
If I am, I'm in big trouble.
Eğer öyleysem, başım büyük belada.
If I am, I'm in big trouble.
Eğer öyleysem başım büyük belada.
I'm in big trouble, Doris.
- Başım büyük dertte, Doris.
Oh, yeah. I think we're in big trouble.
Sanırım başımız büyük belada.
Why am I so sure I'm in big trouble here?
Acaba neden başımın dertte olduğundan eminim?
I am in big trouble!
Başım büyük dertte.
I'm in big trouble.
Başım büyük dertte.
I'm in big trouble.
Başım büyük belada.
I was in big trouble. If you don't come in, I'm in the Daily News the next morning.
Sen gelmeseydin, yarin Daily News gazetesinde olacaktim.
Boobala, you know I'm in big trouble with Andre.
Biliyorsun Andre ile aramda büyük bir sorun var.
- I'm in big trouble.
- Başım büyük belada.
I'm in big trouble!
Başım büyük derde girer!
Let me go. If that Zando-Zan reports back that I'm not Alex, Alex is in big trouble!
Eğer o Zando-Zan yeniden rapor verirse Alex'in başı büyük bir belaya girer.
I have to tell you, I'm in big trouble.
Sana söylemeliyim, başım büyük belada.
I know if Robin sees us together, I'm in big trouble.
Robin eğer ikimizi beraber görürse, ne olacağını biliyorum. Başım büyük belada.
I'm in big trouble, Ma.
Başım büyük belada, anne.
I'm in big trouble, Al.
- Büyük bir sorunum var, Al.
I'm in big trouble.
- Başım büyük belada.
I'm in big trouble, Pepa!
Başım büyük belada, Pepa.
- All right. Let's just say, for argument's sake, that you're right, that I am in big trouble.
Tamam, diyelim ki başım büyük dertte.
If I don't get her a good birthday present, I'm in big trouble.
Ona güzel bir doğum günü hediyesi almazsam yandım demektır
- I get in big trouble now.
Artık başım büyük belada.
I'm in big trouble here.
Başım büyük belada.
I'd be in big trouble then,'cause I'm in a spot and you're about the only guy in the world who can help me out.
O zaman başım büyük belada olurdu, çünkü bir nevi hedef oldum ve beni bu durumdan kurtarabilecek tek adam sen gibisin.
I'm gonna be in big trouble.
Çok sorun çıkacak.
I'm already in big trouble.
Başım büyük belada.
I am in big, big trouble.
Başım çok büyük dertte.
- I'm in big trouble.
- Başım çok büyük belada.
I'm in big trouble.
Başım dertte.
I'm in big fucking trouble.
Başım büyük belada resmen.
Oh, Mr. Thorne, I'm in big trouble.
Ah, Bay Thorne, başım büyük bir belada.
I think we're in big trouble.
Bence başımız büyük bir belada.
I guess it means I'm in big trouble.
Sanırım, başım büyük dertte demek oluyor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]