English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ I ] / I'm karen

I'm karen traducir turco

802 traducción paralela
He took Karen, my wife, murdered her and murdered my child.
Karımı, Karen'i elimden aldı ve öldürdü. Çocuğumu da öldürdü.
- I wouldn't know. - I felt like I looked cross-eyed.
Karen Toronto'dan döner dönmez onunla konuşacağım.
Karen, let me tell you about Eve.
Karen, sana Eve'i anlatayım.
It was Karen who first brought me to one whom I'd always idolized, one who became my benefactress and champion.
Karen, beni sonradan akıl hocam ve savunucum olacak olan.. .. putlaştırdığım kişiye ilk götüren kişiydi.
Karen, I'm no officer. I'm an enlisted man.
Karen, ben subay değilim. Ben astsubayım.
Karen, I'm not angry.
Karen, kızgın değilim.
General, I simply must get Karen off the ship.
General, Karen'ı o gemiden indirmek zorundayım.
I've asked them to help me find Karen's father. Yes, the girl.
- Karen'ın babasını bulmak için yardım istedim.
I've rented a car and I'm driving to Gan Dafna tomorrow to visit Karen.
Bir araba kiraladım yarın Karen'ı ziyaret etmek için Gan Dafna'ya gidiyorum.
Karen... You know that if I could support her in any other way, I wouldn't have her here.
Karen biliyorsun, ona başka türlü yardım edebilsem, burada kalmasına izin vermezdim.
You go, Karen. I'm tired. I have papers to correct.
Sen git Karen, ben yorgunum, düzeltmem gereken kâğıtlar da var hem.
No, of course not. I'm sorry, Karen.
Hayır, tabii ki hayır, özür dilerim Karen.
Karen... I think we should separate those girls from Mary.
Karen sanırım Mary'yi bu kızlardan ayırmalıyız.
I'm tired of running, Karen,
Kaçmaktan yoruldum, Karen.
I'll make time for you and for me, it'll be like it was, Karen.
Sana ve kendime zaman ayıracağım. Eskisi gib olacağız, Karen
I'm in love with you Karen.
Ben sana aşığım Karen.
I'd like to see a picture of Karen - nude.
Karen'in fotoğrafını görmekten hoşlanırdım, çıplak.
If you think that I'm putting pressure on Karen, you're wrong.
Eğer Karen'e baskı uygulayacağımı düşünüyorsanız, yanılıyorsunuz.
I'm Karen.
- Ben Karen.
But I'm asking you to let me decide what's best for me, okay, Karen?
Ama kendim için en iyi olanı benim seçmeme izin vermeni istiyorum. Tamam mı, Karen?
Anyway, I've gotta mail these to Karen.
Her neyse, bunları Karen'a postalamalıyım.
I'll phone Karen.
Karen'ı arayacağım.
I have not got a clean word from Karen in the last 15 minutes.
15 dakikadır Karen'dan bir tek net kelime duyamadım.
If you fellows don't mind, I'm going to borrow Karen... and give her the run-down on the Colony.
Eğer siz dostlar için sakıncası yoksa Karen'ı ödünç alacağım ve ona Koloni'yi kötüleyeceğim.
Here I am, Karen.
İşte karşındayım, Karen.
- I think her name is Karen.
- Sanırım ismi Karen.
I got a date with Karen right now.
Birazdan Karen'la buluşacağım.
Did I miss Karen and Richard?
Karen'Ie Richard'ı kaçırdım mı?
I'm gonna lock the door, Karen.
Kapıyı kilitleyeceğim, Karen.
Karen, I'm not saying this to upset you... but you ought to know they're saying that you did it.
Karen, bunu seni üzmek için söylemiyorum ama bunu senin yaptığını söylüyorlar.
I hope you enjoyed your weekend, Karen.
Umarım haftasonun güzel geçmiştir.
I got an early plane, Karen.
Sabah erkenden uçağım var Karen.
I suppose you ought to call me Karen.
Sanırım bana Karen demelisin.
I'm going crazy, Karen.
Deliriyorum Karen.
Karen, I'm going after the Governor.
Karen, ben valinin peşine gidiyorum.
Never thought I could feel this way after Karen died.
Karen öldükten sonra tekrar âşık olacağımı hiç düşünmemiştim.
Save me some soap, Karen, because I'm feeling extra dirty tonight.
Bana da sabun ayır, Karen bu gece kendimi çok pis hissediyorum.
I'm Susan Erickson, and yhis is Karen Sykes.
Ben Susan Erickson, ve bu da Karen Sykes.
I took up with Karen because she wasn't you.
Karen'la beraber olmaya başlamıştım çünkü o senin gibi değildi.
I'm gonna talk to Karen.
Karen'la konuşacağım.
I'm gonna tell her you'll go back to her... and it'll be just the way it was when you were first married... your romance, it's gonna be beautiful.
Karen'a, ona döneceğini ve her şeyin evlendiğiniz zamanki gibi olacağını söyleyeceğim. Romantik olacak, muhteşem olacak.
My plan was to start the dinner early... so Karen and I could unload the guns Jimmy didn't want... then get the package for Lois... to take to Atlanta for her trip later that night.
Yemeğe erken başlama niyetindeydim. Böylece Karen'la birlikte Jimmy'nin istemediği silahları götürüp Lois'in o gece Atlanta'ya götüreceği paketi teslim alacaktım.
So I asked my brother to watch the sauce, and Karen and I started out.
Kardeşim Michael'dan sosa bakmasını istedim ve Karen'la dışarı çıktım.
Karen finally got her mother to put her house up for my bail and I was out.
Karen sonunda annesini kefaletim için evini koymaya ikna etmişti ve çıkmıştım.
- Where's the stuff I left, Karen?
- Bıraktığım mallar nerede Karen?
- Karen, I'm a doctor.
- Karen, ben bir doktorum.
I think Karen may be pregnant.
Sanırım Karen hamile olmalı.
After what he did to Karen, I think all the rules are out the window.
Karen'a yaptıklarından sonra sanırım tüm kurallarım altüst oldu.
I'm gonna treat you like a whore, Karen!
Sana bir fahişe gibi davranacağım, Karen!
I'm here, John.
Buradayım, John. Karen!
I'll call Ned and Karen and see if they want to come.
Ned ve Karen'ı arayacağım, belki gelmek isterler.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]