I'm looking for my father traducir turco
49 traducción paralela
I'm looking for my father.
Babamı arıyorum.
My father is a minister, and it's not nice to criticize him, but I think he's just the teensiest bit too good-looking for a minister.
Babam bir rahip, ve onu eleştirmek güzel değil, fakat sanırım o bir rahip için azıcık bile yakışıklı değil.
I'm looking for my father, Tie Zhen Shan
Babamı arıyordum, Tie Zhen Shan
- I'm looking for my father, Jediah Huston.
- Babamı, Jediah Huston'ı arıyorum.
I'm looking for somebody to take me to my father's claim.
Beni babamın madenine götürebilecek birisini arıyorum.
I'm looking for my father.
Ben babamı arıyorum.
My name's Derek Bliss. I'm here looking for Father Adam Guiteau.
Buraya Peder Adam Guiteau'yu görmeye geldim.
I'm looking for my father. He was kidnapped.
Babamı arıyorum, onu kaçırdılar.
I'm looking for my father!
Babamı arıyorum!
I'm here looking for my father.
Babamı aramaya geldim buraya.
I been looking for my father all my life.
Hayatım boyunca babamı aramıştım.
I'm looking for my father!
Babamı arıyorum.
I'm looking for my father, Pran.
Babamı arıyorum, adı Pran.
I'm looking for the man who murdered my father.
Babamı öldüren adamı arıyorum.
My entire life I've been looking for my father.
Bütün hayatım boyunca babamı arayıp durdum.
('spaks Polish. ) No, I'm looking for my father.
Hayır babamı arıyorum.
I'm looking for my father, Diego Gonzalez.
Ben babamı arıyordum.
If I were you, I'd be looking at Paige's father for this murder, not my Elliot.
Sizin yerinizde olsam, cinayet zanlısı olarak Paige'in babasına yoğunlaşırdım, benim Elliot'ıma değil.
I'm looking for my father.
Ben babamı arıyordum.
I'm looking for the man who shot and killed my father, Frank Ross, in front of the Monarch Boarding House.
Babam Frank Ross'ı Monarch Pansiyonu'nun önünde vuran adamı arıyorum.
I'm sorry. I should have told you that I was looking for my father.
Sana babamı aradığımı söylemeliydim.
And I'm looking for my father.
Ben de babamı arıyorum.
Now, I'm looking for someone for my father.
Babam için birini arıyorum.
I just want to raise a child on my own, and I'm looking for a good genetic father.
Ben sadece kendi çocuğumu yetiştirmek istiyorum ve düzgün genli bir baba arıyorum.
I saw my father sneaking around the abandoned house, looking for something.
Babamı terk edilmiş evde gizlice dolanıp bir şey ararken yakaladım.
And I wasn't about to go looking for any more abusive father figures to smack me around, so I did my time on the streets instead.
Daha fazla tacizci babanın bana orda burda patlatmasını çekmek yerine şansımı sokaklarda denedim.
I'm looking for my father.
Baba mı arıyorum.
I'm looking for my real father.
Gerçek babamı arıyorum.
I'm looking for my father.
- Babamı arıyorum.
I spent my lifetime looking for a father, and I have found one in the Golden Eagle of America,
Ömür boyu bir baba aradım. Bu babayı da Amerikanın Altın Kartalı'nda buldum.
I'm looking for my father's murderer, but I do not know his face.
Yüzünü tanımasam da babamın katilini arıyorum.
I'm looking for my father.
Babama bakmıştım.
I'm looking for my father.
Babamı arıyordum.
I was looking for my father. I'm dealing with a lot of stuff right now, okay?
Babamı arıyordum, şu an bir sürü şeyle uğraşıyorum tamam mı?
I'll forget about everything I heard, stop looking into my father, his relationship with you and the E.A.D. if you let Special Agent Booth get back the career that he worked so hard for.
Özel Ajan Booth'a çok uğraştığı kariyerini geri verirsen duyduğum her şeyi unutur artık ne babamı ne de seninle ve Baş Müdür Yardımcısıyla olan ilişkisini araştırırım.
Hi, Anna Prager, and I'm looking for my father, Howard.
- Ben, Anna Prager, babamı arıyordum, Howard.
I'm looking for my father, Edward Benson. Whoa, whoa, whoa.
Bu Jack'in hastanesi.