English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ I ] / I'm lucky

I'm lucky traducir turco

5,914 traducción paralela
I was lucky when I came back home.
Geri döndüğümde şanslıydım.
It's lucky for some I know how to keep my mouth shut.
Çok şükür ki ağzımı nasıl kapalı tutacağımı biliyorum.
- Yes, I'm lucky,
Evet, şanslı sayılırım.
Now, lucky for you all, I did my homework, and all I need right now is the vault combo.
Şansınız var ki dersime çalışıp geldim. İhtiyacım olan tek şey kasanın şifresi.
Uh, hopefully your new chef if I'm lucky.
Şansım yaver giderse yeni şefinizim.
10 years ago, I was lucky enough to get out of the Soviet Union.
On yıl önce şansım yaver giymişti ve Sovyetler Birliği'nden kaçabilmiştim.
Well, I'm like an intruder. I'm lucky I have half a sock drawer.
İzinsiz girmiş gibiyim, çekmecenin yarısını alsam kendimi şanslı sayıyorum.
You're lucky I'm feeling super guilty about all this,'cause you're being a real handful right now.
Şanslısın, tüm bunlarla ilgili kendimi çok suçlu hissediyorum. ... çünkü şu an ele avuca sığmayan biri oldun.
You should just be counting your stars lucky that I'm even helping you, all right?
Sana yardım ettiğim için, kendini şanslı bile saymalısın. Anladın mı?
You're lucky I'm saving my strength for that witch.
- Şanslısın ki gücümü şu cadıya saklıyorum.
These wounds would be been worthless! I'm lucky.
Yoksa bu yaralarının hiç bir önemi kalmaz şanslıyım
- Oh, yeah, I'm lucky. You almost kill the kid, but I'm lucky.
Çocuk az kalsın ölecekti ama ben çok şanslıydım.
You're lucky I have no time to argue.
Şansına tartışmak için zamanım yok.
But lately I've been lucky to get a glimpse of my family these days.
Ama son zamanlarda ailemi göz ucuyla görsem şanslıyım.
I'm just lucky he didn't shoot me.
Beni vurmadığı için şanslıyım.
Well, lucky for you, I'm very fond of fondue.
Güzel, ne büyük şans Eritme peynire bayılırım.
I guess I didn't realize how lucky I was to have Dylan back in my life until I lost him all over again.
Sanırım Dylan'ı geri kazanarak ne kadar şanslı biri olduğumu onu kaybedene dek anlayamadım.
I just want to say you're incredible, and I'm so lucky to have you in my life.
Şunu söyleyeyim : Harika birisin ve hayatımda olduğun için çok şanslıyım.
I guess I was lucky.
Ben şanslıydım sanırım.
But lucky for you, I'm not.
Neyse ki ben bunun için para almıyorum.
Lots of people ain't lucky like me. I'm lucky.
Benim kadar mutlu olamayan insanlar için üzülürüm çünkü.
I'm really lucky. I've got...
Pek çok insan benim kadar şanslı değil.
How lucky I am to have such steadfast support.
Bu kadar sabit desteğim olduğu için ne kadar da şanslıyım.
I guess I'm just lucky.
- Galiba şanslıyım.
I know, and I'm so lucky.
Biliyorum ve çok şanslıyım.
I just feel so lucky to have met you both.
- Her ikinizle de tanıştığım için çok şanslıyım.
I'll let you know if we get lucky.
Eğer şansımız yaver giderse haber veririm.
I've been lucky, not only for the work, but my crew has made this a good place to go every day. "
Şanslıyım, sadece çalıştığım için değil ekibimin burayı her gün daha iyi bir yer haline getirdiği için.
Boy, did I get lucky.
Çok şanslıyım be.
Lucky, I guess.
Şanslıydık sanırım.
Lucky for you, I need an empty stomach for what I'm about to do.
Şansına, yapacağım iş için boş bir mideye ihtiyacım var.
Oh my God, I'm so lucky.
Tanrım, çok şanslıyım.
Then lucky for me I'm careful.
O halde dikkatli davrandığım için çok şanslıyım.
If I'm lucky, they'll send someone over here tomorrow then they'll take him to you and you'll print him and send out bulletins, whatever.
Şansım varsa yarın buraya birilerini gönderirler. Sonra onlar adamı sana getirirler. Ve sen de adamın fotoğrafını basıp her yere dağıtırsın.
Unless you get lucky and meet a guy who actually makes you feel good, and then you think, "All right, I'm back!"
Şansınız dönmedikçe ve sizi iyi hissettirecek birisiyle tanışmadıkça tabii ki. Sonra "tamam, geri döndüm!" diye düşünürsünüz.
I'm sorry I ruined your chances of getting lucky.
Şanslı olma ihtimalini mahvettiğim için üzgünüm.
I said, "Frankie, do you realize how lucky you are? " You had a phone.
" Frankie, şanslısın, farkında mısın?
So I tell Frankie, "Do you realize how lucky you are?" And then he rolls his eyes.
Frankie'ye "Ne kadar şanslısın farkında mısın?" dedim.
I hope you're this lucky when it's your turn.
Umarım ki öldürülürken daha şanslı çıkarsın.
I admire your work, and feel really lucky to have you as a part of this production.
Yaptıklarını çok takdir ettiğimi ve bu yapımın bir parçası olduğun için çok şanslı olduğumuzu söylemek istedim.
Well, lucky for you, - I'm moving out.
Şansınıza ben de taşınıyordum.
I was lucky.
- Ben şanslıydım.
Actually, I was lucky enough to score two tickets to the Taste of the Congo at Griffith Park.
Aslında, Griffith Park'taki Congo kermesine iki bilet bulabilecek kadar şanslıydım.
I'm lucky enough to work with some of the best, bravest firefighters in the world.
Ben kendimi dünyanın en iyi ve cesur itfaiyecilerinden bazıları ile çalıştığım için yeterince şanslı olarak görüyorum.
I'm a lucky man to have you in my life, and I want to make sure that we're together forever.
Sen hayatımda olduğun için çok şanslı bir adamım ve daima beraber olacağımızdan emin olmak istiyorum.
If I'm lucky enough to pass the test and I do wind up here at Austin, I hope I'll change your mind.
Eğer sınavı geçecek kadar şanslıysam ve rüzgar beni buraya Austin'e atarsa, umarım fikrinizi değiştiririm.
I'm feeling lucky tonight.
Bu gece şanslı hissediyorum.
And what she taught me, and some day if I'm lucky, I'll pass it on to somebody else.
Ve onun bana öğrettiğini bir gün şanslıysam başkasına aktaracağım.
I mean, to help a wonderful boy connect with his father, who he barely sees twice a year if he's lucky.
Şanslıysa yılda hemen hemen iki kere babasını görebilen harika bir çocuğa onunla bağ kurması için yardım etmeni kastetmiştim.
What do I do, Lucky?
Ne yapacağım, Lucky?
I WANTED MY 17TH TIME TO BE WITH SOMEONE SPECIAL, BECAUSE THAT'S- - THAT'S MY LUCKY NUMBER.
17. seferimin özel biriyle olmasını istemiştim çünkü bu- - bu benim şanslı sayım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]