English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ I ] / I'm not going to let that happen

I'm not going to let that happen traducir turco

51 traducción paralela
I'm not going to let it happen again now that I've found you.
Seni buldum, tekrar kaybetmeyeceğim.
I'm not going to let that happen, Charles.
Bunun olmasına izin vermeyeceğim Charles.
I'm not going to let that happen.
Öyle birşeye tekrar izin vermeyeceğim.
He's trying to shut me down and I'm not going to let that happen.
Beni yok etmeye çalışıyor ve buna izin vermeyeceğim.
All I know is that I'm not going to let anything happen to Mary.
Tüm bildiğim Mary'e bir şey olmasına izin vermeyeceğim.
I'm not going to let that happen and neither are any of you.
Ben buna izin vermeyeceğim ve sizler de vermeyeceksiniz.
I'm not going to let that happen.
Bunun olmasına izin vermeyeceğim.
Well, I'm not going to let that happen.
Bunun olmasına izin vermeyeceğim.
WELL, I'M NOT GOING TO LET THAT HAPPEN.
Uçkuruna sahip çık.
Maybe you're right I mean, it does seem like women want to have sex with me a few hundred times and leave and go on to something else Well, I'm not going to let that happen with Grace
Grace'e böyle olmasına izin vermeyeceğim.
And I'm not going to let that happen. You're right, Darwin.
Ve buna izin vermeyeceğim.
Now, I'm not going to let that happen... no matter what it takes.
Bunu olmasına asla izin vermeyeceğim ne pahasına olursa olsun.
I'm not going to let that happen!
Ben bunun olmasına izin vermeyeceğim!
Kim, I had to give you up once, I'm not going to let that happen again.
Kim, senden bir kez vazgeçmem gerekiyordu, bunun bir daha yaşanmasına izin vermeyeceğim.
And I decided I'm not going to let that happen again.
Ve bunun bir kez daha olmasına izin vermemeye karar verdim.
I'm not going to let that happen.
Öyle bir şeye müsaade etmeyeceğim.
I'm not going to let that happen again.
Bunun tekrarlanmasına izin vermeyeceğim.
No. I'm not going to let that happen.
Bunu yapmana izin veremem.
I don't know why he said that, but I'm not going to let that happen.
Neden böyle söylemiş bilmiyorum. Ama bunun olmasına izin vermem.
I made a promise to your brother that I'm not going to let anything happen to you.
Ağabeyine bir söz verdim ve sana bir şey olmasına izin vermeyeceğim.
I'm not going to let that happen to us.
Bunun bize de olmasına izin vermeyeceğim.
Oh, you gotta know, I'm not going to let that happen.
Bunun olmasına izin vermeyeceğimi anlamışsındır.
I'm not going to let that happen.
Bunu yapmaktan memnun değilim.
I'm not going to let that happen.
Buna izin vermeyeceğim.
I'm not going to let that happen.
Bunun olmasına izin vermem.
- I'm not going to let that happen.
- Olmasına izin vermem.
- I'm not going to let that happen.
- Bunun olmasına izin vermeyeceğim.
If I don't do something, Gwen is going to die and I'm not going to let that happen.
Bir şey yapmazsam, Gwen ölecek. Bunun olmasına göz yumamam.
Jenna, I'm not going to let that happen.
Jenna, buna izin vermem.
I'm not going to let that happen. This is murder ; the guy confessed.
Aslında bende bu yüzden buradayım.
I'm not going to let that happen again.
Bunun tekrar olmasına izin vermeyeceğim.
I'm not going to let that happen.
Ona izin vermeyeceğim.
Well, I don't know about you, but I'm not going to let that happen.
Seni bilmem ama ben bunun olmasına izin vermeyeceğim.
Yeah, well, I'm not going to let that happen.
Bunun olmasına izin vermeyeceğim.
As your sober sponsor, I'm not going to let that happen.
Senin ayık destekçin olarak bunun olmasına izin vermeyeceğim.
Okay you stay with Sam, or they're going to put you through a court appointed foster care system and I'm not going to let that happen.
Ya Sam ile kalırsın ya da bir mahkeme seni bakıcı aile yanına verir ve ben bunun olmasına izin vermeyeceğim.
I'm not going to let anything happen to you, Bo, you know that.
Sana bir şey olmasına izin vermeyeceğim Bo bunu biliyorsun.
That money is going to fund terror all over the world, and I'm not gonna let that happen for the sake of one woman.
O para tüm dünyada terörü finanse etmek için kullanılıyor ve bir kadın için bunların olmasına izin vermeyeceğim.
I'm not going to let that happen, Mr. Pollen.
Bunun olmasına izin vermem, Bay Pollen.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]