I'm not mad traducir turco
1,800 traducción paralela
I'm not mad.
Bebeğim, kızmadım.
I'm mad at myself for wasting our last moments together, for not telling you how I really feel.
Kendime kızgınım, seninle son anlarımızı sana karşı gerçekte neler hissettiğimi söylemediğim için.
I'm not mad at you, I'm just mad.
Sana kızgın değilim, sadece kızgınım.
- No, no. I'm not mad at you.
- Hayır, kızmadım.
- No, I'm not mad.
- Hayır kızmadım.
I'm not the one they should be mad at.
Kızmaları gereken tek kişi ben değilim.
No, I'm not mad.
Hayır, kızmadım.
Um, I want you to know that I'm not mad at you... and I realize that you seemed... a little... cross.
Sana o kadar kızmadığımı bilmeni istiyorum. Ve fark ettim ki sen biraz aksiymişsin.
I'm just mad, okay? I'm allowed to be mad. It's not exactly fair that you get everything, and I...
Kızgınım ben.. sen herşeyi alıyorsun ve ben..
I s not our policy to extend credit to patrons we do not know.
Tanımadığımız müşterilere kredi açmak prensibimiz değil.
I'm not mad. I'm concerned.
Kızgın değilim, endişeliyim.
That is exactly what I am to you, a stranger, somebody you do not know.
Kesinlikle, senin için bir yabancıyım, tanımadığın biriyim.
And in fact, the reason I'm not mad at you anymore is'cause the whole college thing worked out.
Ve gerçekte artık sana kızgın olmama nedenim de üniversite işinin hallolması.
You know, I'm not mad at you anymore.
Biliyosun, artık sana kızgın değilim.
I'm not mad, Dean.
Kızmıyorum Dean.
I'm not mad, Sam.
Kızgın değilim Sam.
I'm not mad.
Kızmadım.
I don't even know who my father is, not alone know, if he's even alive.
Babamı hiç tanımadım, hatta yaşayıp yaşamadığını bile bilmiyorum.
I'm not comfortable bringing in unknown entities into our operation.
Operasyonumuza tanımadık insanları dahil etmek istemiyorum.
I like vouchers, but I gotta say no, because I'm not into the one-on-one thing with a stranger.
Kefil insanları severim ama reddediyorum çünkü tanımadığım biriyle baş başa kalmak bana göre değil.
I'm not mad at him for going.
Gittiği için ona kızgın değilim.
I'm not mad at you.
Sana kızmadım.
I'm not mad.
Kızgın değilim.
I want you to see that we're not about stuffy suits or mad scientists.
Çılgın bilim adamları olmadığımızı görmeni istedim.
I'm here because I want you to know that I am not mad at Jenna about this.
Buradayım çünkü senin olanlarla ilgili Jenna'ya kızmadığımı bilmeni istiyorum.
She actually suggested that I order him off at gunpoint- - as a matter of fact, and anybody else who I didn't personally know who may or may not come around here tonight.
Silahla ona karşı kendimizi korumamızı önerdi. Aslında, dışarıda dolaşan tanımadığım başka insanlarda bu gece burada olabilir veya buraya gelebilir.
Well, mother being mad would require that I was surprised, which I'm not.
Demek annem kızmam gerekirken kızmamama şaşırmış.
Oh, i'm not mad at you.
Ben sana kızmadım.
Uh, I hope you're not mad that we came early.
Umarım erken geldiğimiz için bize kızmazsın.
I'm not mad at you.
Sana kızgın değilim.
I'm not surprised.
Şaşrımadım.
I'm not mad at you.
Teşekkürler, tatlım, ama sinirlenme.
I have not met my parents
Ailemi hiç tanımadım.
- I'm not mad.
- Kızgın değilim.
Y'know, I gotta say, I'm a little mad at you for not bein'more available.
Bana illaki söylettireceksin. Daha fazla müsait olmadığından ötürü sana kızıyorum.
I did not know that man.
Onu hiç tanımadım.
Well, if I see a number I don't recognize I'm not gonna answer it.
Beni ararsa numarayı tanımadığımdan açmayacağım.
That's not why I'm mad.
Benim kızdığım o değil.
And yet you would ask me to spend the rest of my life with a man 20 years my senior, one I do not even know, much less love.
Bana hayatımın geri kalanını benden 20 yaş büyük hiç tanımadığım, bilmediğim bir adamla geçirmek isteyip istemediğimi hala sormadın.
Everyone else's mad at you and I'm not.
Benim haricimde herkes sana kızgın.
And let him, for a pair of reechy kisses, or paddling in your neck with his damn'd fingers, make you to ravel all this matter out, that I essentially am not in madness, but mad in craft.
Pis kokulu bir iki öpücükle, kırılası parmaklarıyla göğsünü gıdıklayarak, söyletsin sana her şeyi. Sözler soluk, soluk da cansa, canım çıkmadan tek söz çıkmaz ağzımdan. Deli olmadığımı, mahsus öyle göründüğümü.
A friend I don't know? No, that is not possible.
Tanımadığım arkadaşı mı, hayır, bu mümkün değil.
And I'm not mad about Naomi.
Naomi konusuna kızmıyorum.
I'm not being punitive. I'm not mad.
ben kimseyi cezalandırmıyorum, tamam mı?
I'm not mad at you anymore.
Artık sana kızgın değilim.
You better not eat it all without me..... or else I'll be really mad.
Bensiz yemezsen daha iyi olur..... yoksa fena kızarım.
I hope you're not still mad at me.
Umarım bana çok kızmamışsınızdır.
I mean, not... about their hats, there are some seriously mad hats there.
Sanırım, hayır... Şapkaları hakkında, Cidden bir kaç deli şapkası var.
I'm not mad at you guys I'm disappointed with my arm and how it's trying to butt-fuck me back here.
Size kızgın değilim çocuklar sadece beni resmen arkadan parmakladığı için koluma kırgınım.
- I think I'm going to die mad. - Why her and not us?
- Bunun yanına kalmasına izin veremem.
I just want you to know I'm not mad at you.
Söylemek istediğim, sana kızgın değilim.
i'm not mad at you 139
i'm not sure 2759
i'm not 8792
i'm not perfect 83
i'm not good enough 20
i'm not gay 270
i'm not lying 421
i'm not talking to you 216
i'm not hungry 746
i'm not interested 449
i'm not sure 2759
i'm not 8792
i'm not perfect 83
i'm not good enough 20
i'm not gay 270
i'm not lying 421
i'm not talking to you 216
i'm not hungry 746
i'm not interested 449
i'm not crazy 409
i'm not gonna lie 224
i'm not ready 311
i'm not lying to you 65
i'm not stupid 389
i'm not angry 208
i'm not here 238
i'm not saying that 218
i'm not afraid anymore 37
i'm not leaving 338
i'm not gonna lie 224
i'm not ready 311
i'm not lying to you 65
i'm not stupid 389
i'm not angry 208
i'm not here 238
i'm not saying that 218
i'm not afraid anymore 37
i'm not leaving 338