I'm not ready for this traducir turco
170 traducción paralela
I'm not sure I'm ready for this.
- Buna hazır olduğuma emin değilim.
I'm not ready for this.
- Bana bak. Hazır değilim.
- I'm not ready for this.
- Buna hazır değilim.
I'm not ready for this.
Bunun için hazır değilim.
I'm not really ready for this conversation.
Bu konuşmayı yapmaya henüz hazır değilim.
I'm not ready for this.
Buna hazır değilim.
Hey, MurieI, please, I'm not ready for this.
Hey, Muriel, lütfen, Bunun için hazır değilim.
I'm... I'm not ready for all of this! Oh, that's fine.
Ve bütün bunlar için hazır değilim!
I'm ready for your punishment but we can't assassinate Master Takechiyo now. Not here in this castle, in public.
Ama batıdaki klanlar güçlerini birleştirirse bu Edo sarayını tehlikeye düşürür.
I'm not ready for this.
Buna hazir degilim.
I'm not ready for this.
Bunun için hazir degilim.
Honey, I'd tell this boy that you're very flattered... but you're just not ready for this kind of thing.
Tatlım, ben olsam, bunun çok gurur verici olduğunu ama henüz böyle bir şey için hazır olmadığımı söylerdim.
Ralph, I think you're nice, but I'm just not ready for this kind of thing.
Ralph, bence çok tatlı birisin ama ben böyle şeyler için henüz hazır değilim.
Yes, and I'm not ready for this, okay?
- Evet, ve bunun için hazır değilim, tamam mı?
Oh, man. This was a life curve I was not ready for.
Tanrım, bu hiç de hazır olmadığım bir şeydi.
Well, it's not Ottumwa, but... I've been ready for this for a long time.
Burası Ottumwa değil ama bunun için uzun süredir hazırım.
I'm at a place in my life where I'm just not ready for this kind of commitment.
Ailemde bir yerim var ve henüz Böyle bir bağlılığa hazır değilim.
I'm not quite as ready for this as you are.
Senin kadar bu işe kendimi hazır hissetmiyorum.
I'm really not ready for this.
Bunun için gerçekten hazır değilim.
I'm just not ready for this kind of commitment.
Ben-ben sadece bu tür bir karar için hazır değilim.
I'm not ready for this, man.
Buna hazır değilim dostum.
And if I had not worked hard to be ready would you have called me now for this?
Fazladan çalışıp hazır olmasaydım bu görev için beni çağırır mıydın?
And for once, I'm gonna do the right thing and... we're not ready for this, Andie.
Ve bu sefer doğru şeyi yapacağım. Buna hazır değiliz, Andie.
- Maybe I'm just not ready for this.
- Belki de buna hazır değilim.
I'm not ready for this.
Buna hazır değilim!
I'm not that emotionally ready for commitment of a this magnitude.
Duygusal olarak kendimi hazır hissetmiyorum, bu kadar...
Well, I know- - l'm not ready for this conversation yet with anybody and especially not with you.
Evet, biliyorum. Bu konuyu kimseyle, hele de seninle konuşmaya hazır olduğumu sanmıyorum.
I'm not ready for this.
Henüz hazır degilim.
# I'm not ready for this sort of thing... #
@ Böyle birşeye hazır değilim... @
Not only am I ready, but you just answered my question... ... as to why I'm so ready for this.
Yalnızca hazır değilim aynı zamanda neden hazır olduğuma dair aklımdaki soruyu az önce cevapladın.
I'm not sure I'm ready for this.
Bunun için hazır olduğumdan emin değilim.
Lebedef, only don't make a disturbance, for goodness'sake I'm not asserting that he... I am ready to shed my last drop of blood, so to speak, at this moment.
Lebedev, yalnız ortalığı karıştırmayın. Tanrı aşkına! Elbette şeyi iddia etmiyorum, yani onun...
I'm not scared I am ready for this
Hiç korkmadım, buna hazırdım.
As a doctor I'm not ready for this.
Bir doktor olarak buna hazır değilim.
I've spent my life training for this and I'm still not ready.
Bütün hayatımı buna hazırlanmak için harcadım ama hala hazır değilim.
Look, the point is, I'm not ready for this relationship to end.
Söylemek istediğim, bu ilişkiyi bitirmeye hazır değilim.
But I'm not ready for this conversation, wherever it may lead.
Ama bu konuşmaya hazır değilim.
- I'm not ready for this. - Two minutes, Handy.
İki dakika Handy.
I'm not ready for this. [Screams]
Buna hazır değilim.
I'm not really ready for this.
Buna hazır değilim.
You're just mad because I didn't come running to you to discuss whether or not I was ready for this step.
- Bu adıma hazır olup olmadığımı sana gelip sormadığım için kızgınsın.
You're just mad because I didn't come running to you... to discuss whether or not I was ready for this step.
Bu adıma hazır olup olmadığımı sana gelip sormadığım için kızgınsın.
- I'm not ready for this.
- Ben de hazır değilim.
I'm not ready for this.
Ben buna hazır değilim.
- I'm not ready for this, Sirius.
- Bunun için hazır değilim, Sirius.
I'm not ready for this Jules.
Biz Gül, için hazır değiliz.
God, I'm not ready for this.
Tanrım, ben buna hazır değilim.
I just figured, if I can't even tell my best friend maybe I'm not ready for this.
Eğer en yakın arkadaşıma bunu söyleyemiyorsam, belki de buna hazır değilimdir, diye düşündüm.
I'm not ready for this yet.
Daha buna hazır değilim ben.
He's this guy that I've been going out with for a while, but we're not ready to move in.
Bir süredir çıktığım bir adam, ama beraber yaşamaya hazır değiliz.
You know what, I'm just not quite ready for all of this.
Ne var biliyor musun, ben sadece bunlar için hazır değilim.