English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ I ] / I'm offering

I'm offering traducir turco

1,468 traducción paralela
I'm offering you a way to wrap up your affairs with dignity.
Size sorunlarınız için onurlu bir çözüm öneriyorum.
I'm offering your daughter a future.
Kızınız için bir istikbal.
- I'm still offering to pay you to find them.
- Sana onları bulman için teklifimi yineliyorum.
Sorry about my face... but that's not what I'm offering you, it's the pen.
Suratımın kusuruna bakma ama suratımı değil, kalemimi satıyorum.
You were offering me so much, but I didn't love myself, and I couldn't understand why in the hell you wanted me, so I couldn't love you.
Nijerya'yı azıcık tanıdın. - Umarım beğendin. - Evet, beğendim.
- I'm offering them the truth.
- Ben onlara gerçeği veriyorum.
I'm a lawyer and I'm offering to take your case.
Ben bir avukatım ve size dosyanızı almayı öneriyorum.
Why am I gonna be offering up some other homes?
Niye kardeşlerime dokunayım ki?
In the spirit of a full client-investigator disclosure, I'm not offering you this beer out of the goodness of my heart.
Müşteri ve dedektif arasındaki dürüstlük politikası gereğince bu birayı ısmarlamamın sebebinin iyi kalbim olmadığını söylemeliyim.
I'm offering to help.
Anladın mı? Yardım teklif ediyorum.
- I'm only offering advice.
Yalnızca tavsiye ediyorum.
Not that I'm offering.
Tabi ki teklif etmiyorum.
The help I'm offering doesn't come along every day.
Sana sunduğum yardım her gün yaşanmaz.
Same as what I'm offering.
Benim teklif ettiğimle aynı şey.
I'm not offering to resign.
İstifa etmiyorum.
I'm offering you a way to wipe your fucking obligation.
Sana borcunu ödemen için yol gösteriyorum.
I do need to make a change, Lynette. But the money you're offering... Yeah, it sucks.
Değişikliğe ihtiyacım var, Lynette, ama önerdiğin para...
I'm offering you the chance to get back at the person who put you here.
Sana seni buraya sokan kişiden intikam alma şansını teklif ediyorum
I'm offering you the chance to destroy Sydney Bristow.
Sana Sydney Bristow'u yok etme şansını teklif ediyorum.
Previously on "Alias" : I'm offering you the chance to destroy Sydney Bristow.
Sana Sydney Bristow'u yok etme şansını teklif ediyorum.
And I've already got a gun, but thanks for offering.
Zaten bir silahım var, ama yine de teklif için teşekkür ederim.
I'm offering...
Teklifim...
I'm talking about offering our services on your investigation.
Size sorgulamada yardımcı olma konusunda teklifte bulunuyorum.
Meg's dad offering 20 grand for the capture of Woody Goodman. Well, I'm sure someone will get him.
- Eminim, biri onu yakalar.
To make things a little more interesting, I'm offering up this sack of gold pieces to anyone who can defeat The Blind Bandit!
İşi biraz ilginçleştirmek istiyorum. İçinizden her kim Kör Haydut'u yenerse ona bir kese altın vereceğim. Ne?
What I'm offering is something intimate.
Ben çok daha samimi bir şey sunuyorum.
So I'm offering you a choice... either we work together to reach the device, or I'll start killing off members of your team.
O yüzden sana bir seçenek sunuyorum, ya aygıta ulaşmak için beraber çalışırız ya da ekibinden üyeleri öldürmeye başlarım.
Sydney, I'm offering you a chance... to walk.
Sydney, sana gitmen için bir şans tanıyorum.
Get another tech, who can offer her proper help. - I was offering...
Kendisine yardım edebilecek biriyle.
I'm offering you amnesty if you come home in the next hour.
Bir saat içinde eve gelirsen seni affedeceğim.
It's just that my lawyer told me what you're offering for spousal support, and I can't get by on that.
Avukatım aile yardımı için bir şeyler yapabileceğimi söyledi, başka bir yol bulamadım.
That's what I'm offering today.
Günün bilgisi olarak bunu veriyorum.
I'm offering a sentence of 15 years to life.
Size bunun için 15 yıl öneriyorum.
I'm offering you another choice.
- Sana başka bir seçenek sunuyorum.
- You don't know? I'm offering you a deal.
Ne demek bilmiyorum, sana harika bir öneri yaptım.
I'm offering a reward for my stolen property.
Çalınan malım için ödül koydum.
What I'm offering is communication, but because of what you've done, you've made that all but impossible.
Tek yaptığım şey iletişim kurmak, çünkü başka her şeyi imkansız hale getirdin.
No, I'm offering.
- Hayır. Ben teklif ediyorum.
Anyhow, this is my first crop, and I'm just offering free samples to all the local restaurants.
Neyse, bunlar ilk ürünlerim ve civardaki tüm lokantalara ücretsiz numune veriyorum.
I prefer to see it as I'm offering them an education that far exceeds anything they're gonna get in college.
Üniversitede ders olarak alamayacakları eğitimi onlara öneriyor olarak bakmayı tercih ederim.
I've been offering to help you all day.
Sabahtan beri yardım etmeyi öneriyorum sana.
I'm offering.
Teşekkürler.
Some ministry positions have recently opened, and I'm offering one to someone in name only.
Bazı bakanlık koltukları boşaldı ve bunları sadece belirli isimlere vereceğim.
And i'm offering you another opportunity To serve your country.
Ülkene hizmet etmen için sana başka bir fırsat teklif ediyorum.
And i'm just offering some advice in the spirit of sisterhood.
Ben de zaten kardeşlik ruhu için öneride bulunuyorum sana.
Let me tell you, some of the letters I got offering'me pussy, you wouldn't believe.
Burada kahraman sayılırım. Şöyle söyleyeyim vajina teklif edilen bazı mektuplar inanılmaz.
I'm offering you an opportunity not because I fear you, but to save myself the trouble of having to take more drastic measures in the future.
Bu fırsatı vermemin sebebi senden korkmam değil, ilerde daha köklü tedbir almak zorunda kalmak istememem.
I don't know what you plan on doing, but I'm offering my help.
Ne yapmayı planladığını bilmiyorum. Yardım teklif ediyorum.
I'm telling you we have to get this offering sorted out.
Bakın söylüyorum, bu adağı yerine getirmek lazım.
I hope this Work you're offering me Won't be too taxing.
Umarım bana teklif ettiğiniz işin vergisi çok değildir.
- Don't we have to consider what the C.I.A. Is offering?
CIA'in teklifi üzerine bir kez olsun düşünsek olmaz mı?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]