I'm on the way traducir turco
3,756 traducción paralela
And I've ordered everything, you just need to pick up the chicken and I will stop and get the famous bean salad on my way home.
Her şeyi düzenledim, Bir tavuk almaya ihtiyacın olacak ve ben eve gelirken yolda durup meşhur fasulye salatası alacağım.
I was just itching to get my revenge on MI6, you see. Frank, you were absolutely marvelous the way you found The Frog.
Sadece MI-6'dan intikamımı almaya çalışıyordum işte, Frank, Kurbağa'yı buluş şeklin gerçekten harikaydı.
Er, don't take this the wrong way, but I think it's unlikely you'll be able to get into an unethical situation on a first date.
Yanlış bir yöntem olarak algılama, ama sanırım ilk buluşmada, etik olmayan bir duruma girmemen imkânsız.
I guess it depends on the way you look at it.
Sanırım ona bakışına bağlı.
I took on Scandinavia in the'70s, but after a few years I realized there was no way I was gonna get together a decent collection in one lifetime.
Ben 70'lerde İskandinavya'da toplamaya başlamıştım, fakat bir kaç yıl sonra saygın bir koleksiyonun bir ömür boyunca toplanamayacağını farkettim.
Anyway, I'II grab something from Carmines on the way home.
Neyse, eve gelirken Carmines'dan bir şeyler alırım.
I'll stop at the store on my way home.
Dönüşte markete uğrarım.
Yeah, yeah, I'm, I'm on my way to the courthouse right now.
- Evet, şu anda adliye binasına gidiyorum.
We all go the same way on a boat, I guess.
Bir gemide hepimiz aynı yöne gidiyoruz, sanırım.
I occasionally look the other way, and he doesn't harp on my fetishes.
Ara sıra olaya başka yönden bakarım ve o da saplantılarımın üzerinde çok durmaz.
Yes, though I tried to keep him, in my own way, mentally, as I masturbated on the train amongst other people.
Evet ama zihinsel olarak onu kendi yolumda tutmaya çalıştım. Metroda başka insanlara mastürbasyon yapmamın amacı buydu.
Well, I'm going to go to court, and I will swear on a stack of Bibles that these allegations bear no relation to the way I conduct my business in any shape or form.
Peki, mahkeme, gitmek için gidiyorum ve ben İncil bir yığın yemin edecek herhangi bir şekil veya form Bu iddialar benim iş yapmak yolu ile hiçbir ilişkisi ayı olduğunu.
You can still get on a plane, but the only way I'm gonna stop this is with you, if you'll help me.
Hala, şu uçağa binebilirsin. Ancak, bunu durdurmak için eğer yardımcı olursan tek şansımız sensin.
I think I saw some cones on the way in, man.
Yol üzerinde bazı koniler gördüm sanırım, adamım.
This a-way if you miss the train I'm on
# Bunca yoldan geri # # Bindiğim treni kaçırırsan eğer #
And when we consider what a Chief Justice has in the way of influence on his age and the ages after him, I think it could fairly be said that our history tells us, our Chief Justices have probably had a more profound and lasting influence
Ve bir mahkeme başkanının kendi ve kendinden sonraki... etkisini düşününce... şunu söyleyebiliriz : tarih bize gösteriyor ki... üst mahkeme başkanlarımız... ... herhalde çoğu başkana kıyasla... daha derin ve kalıcı...
I'm on the way out the door.
Kapının önüne geldim.
Polgodan I'm on the way to the police station.
Polgodan Polis Merkezine doğru yola çıktım.
Anything I could use on the way has been tried!
Elimden gelen her şeyi yaptım ben.
Before I go any further with this, there's no way a hot cup of coffee and a glass of "the show must go on" spirit will encourage you in any way, will it?
Daha ileri gitmeden önce sorayım. Seni bir fincan kahve ve bir bardak gösteri devam etmeli ruhuyla yüreklendirmemin imkanı yok, değil mi?
I got them on the way out.
- Çıkarken aldım.
I'm sure the cavalry's on their way.
Eminim süvariler yoldadır.
"L want it to be snacked on by plants and animals " the way I have snacked on plants and animals throughout my life.
"Bitkiler ve hayvanlara meze olmak istedim aynı bitkilerin ve hayvanların hayatım boyunca bana meze oldukları gibi."
It's all right, I'll explain on the way.
Sorun yok. Yolda anlatırım.
Well, besides pissing off the local cops, who I have to work with, by the way, what do you intend on accomplishing here, Mrs. Scott?
pekala, şu lanet yerel polislerin yanı sıra kiminle çalışmak zorundayım, Burada ne yapmaya çalışıyorsunuz, Bayan Scott?
I cross-referenced everything I could find on the Aster Corps mainframe with the name Jake Bohm- - and turns out, he's your son, by the way.
Aster Şirketler Grubu ana bilgisayarında, Jake Bohm adı altında bulduğum her şeyi birbiriyle karşılaştırdım ve onun oğlun olduğu sonucuna vardım.
I should be on my way to Santech for the presentation right now.
Şu anda sunum için Santech'e doğru gidiyor olmalıyım
and I talked to a judge who said that you lose two spots on his sheets because of the way you pose, you know what I mean?
Bir hakemle konuştum. Poz verme şeklinden dolayı kaybettiğini söyledi. Anladın mı?
I'll call you on the way.
Yolda tekrar ararım.
'Cause I bought a fresh pack on the way down and there's only one missing.
Gelirken yeni bir paket aldığım ve içinde bir tane sigara eksik olduğu için.
I'm going to swing by the news stand on my way home and pick up a few copies of The Times for my clip book.
Eve dönerken gazete bayisine uğrayıp kupür defterim için birkaç nüsha Times alacağım.
I've tripped the alarm. The police are on their way.
Alarmı çalıştırdım, polis yolda.
So I'm parked all the way on the other side.
Yani diğer tarafta tüm yol park ettim.
Oh, and by the way, if you're watching this, I put it on your MasterCard.
Bu arada bunu seyrediyorsan, senin MasterCard'ınla aldım.
I emailed Remy on the way home.
Eve gelirken Remy'ye e-posta yazdım.
I'm confident that my colleagues on the hill... there's only one way to create jobs.
İnanıyorum ki bölgedeki... İş yaratmanın tek bir yolu var.
I'm on my way to the big finale
Nuktuk :
And am I crazy, or was that a riding arena I saw on the way in here?
ben kafayı mı yedim, yoksa yolda gördüğüm bir atla gezinti sahası mıydı?
I'll explain on the way.
Yolda açıklarım.
I left the wire report in my office and on the way here, I decided I wanted a prop.
Yazılısını ofisimde unuttum ve yolda bir dayanağa ihtiyacım var diye düşündüm.
Slow everything down so I can writing her 800-word column for a newspaper no one's ever heard of, but I just spent my last $ 7 having a fight with my best friend, who, by the way, isn't available at 3 : 00 p.m. on a Wednesday to console me about some guy because she, too, has a job.
Biraz yavaşla da neler olduğunu hiç kimsenin duymadığı bir gazeteye 800 kelimelik bir köşe yazarak ama ben son 7 dolarımı Çarşamba günü saat 15.00'de işi olduğu için beni bir çocuk konusunda teselli edemeyen dostumla kavga ederek harcadım.
I'm gonna walk you down the aisle the right way, with all your family from Mexico present, blessing us and cheering us on.
Bize ayrılan yolda seni yürüteceğim Meksika'dan bütün ailen orada olacak, bize dua edip alkışlayacaklar.
If I lose this election tonight and I'm back on that Congressional Oversight Committee, your ass is toast because I don't like the way your boss runs things over there and you are a mighty soft target.
Eğer bu gece bu seçimi kaybedersem ve o Kongre Denetim Kurulu'na geri dönersem işin bitti çünkü patronunun orada işleri yönetme şeklinden hoşlanmıyorum ve sen de kolay hedefsin.
I laddered my tights on the way there, then I had to run back and get changed and... then I got killed by a vampire.
Oraya giderken çorabım kaçtı,... geri dönüp değiştirmek zorunda kaldım ve sonra bir vampir tarafından öldürüldüm.
I worked my way up from the kitchens and found her sitting on our bed.
Mutfaklardan yukarı çıkıp onu yatağımızda otururken buldum.
Listen, Jason, I know this is tough on all of us, and I think it's admirable that you're here helping the way you are.
Dinle, Jason, bunun hepimiz için zor olduğunu biliyorum ayrıca eskisi gibi yardım etmen de takdire değer bir şey.
I left after ten days. On the way home I went to you.
Hastanede 10 gün kaldım, çıkınca doğruca annene gittim.
So I'm on my way to the drugstore, and I have to stop to get some gas and there is this total pump malfunction.
Eczaneye gidiyordum, benzin almak için benzinciye girdim... ama benzin pompası bozukmuş.
I'm sure he is way out there on the sex continuum, but..... we all know men who have fantasised about having a woman completely under their control, or initiating a young girl into sex.
Katilin bir seks döngüsü olduğuna adım gibi eminim ama bütün erkeklerin tamamen kontrolü altındaki bir kadınla ya da genç kızlarla ilişkiye girme fantezileri olduğunu biliyoruz.
Myself, I am married with a new child on the way.
Ben ise, evliyim ve baba olma yolundayım.
I'll pick some up on the way back.
Gelirken alırım.
i'm on it 1571
i'm on my way home 39
i'm on my way 1303
i'm only human 33
i'm only joking 44
i'm on vacation 71
i'm on fire 81
i'm onto you 39
i'm on duty 83
i'm on my own 63
i'm on my way home 39
i'm on my way 1303
i'm only human 33
i'm only joking 44
i'm on vacation 71
i'm on fire 81
i'm onto you 39
i'm on duty 83
i'm on my own 63
i'm on your side 301
i'm only 129
i'm only asking 24
i'm on a diet 31
i'm on a roll 30
i'm on board 44
i'm on the phone 140
i'm one of them 48
i'm on 90
i'm on my way out 52
i'm only 129
i'm only asking 24
i'm on a diet 31
i'm on a roll 30
i'm on board 44
i'm on the phone 140
i'm one of them 48
i'm on 90
i'm on my way out 52