English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ I ] / I'm paul

I'm paul traducir turco

1,848 traducción paralela
I am Malcolm, and this is my friend and colleague Paul.
Ben Malcolm ve bu da arkadaşım ve iş ortağım Paul.
I'm of the old paul newman school.
Biz Münir Özkul'un öğrencileriyiz.
I'm telling you, Paul, you have to break out.
Paul, beni dinle. Biraz ara vermen gerek.
I took a shine to you, Paul.
Sana çok ısındım, Paul.
I'm not so sure about that, Paul.
Bundan emin değilim, Paul.
Paul, I was thinking about it, and I actually did some preliminary sketches.
Paul, biraz düşündüm sonra da birkaç eskiz yaptım.
Paul, I'm home...
Paul, ben geldim...
I'm calling about our son, our Paul...
Seni oğlumuz Paul için arıyorum...
- I had Paul Kinsey make up a list.
- Paul Kinsey'ye bir liste yaptırdım.
I got it, Paul. Knock it off.
Anladım Paul, kes şunu artık.
I don't know if I'm able to talk today, Paul.
Bugün konuşabilecek miyim, bilmiyorum Paul.
I'm sorry, Paul.
Üzgünüm, Paul.
- I'm lost, Paul.
- Kaçırdım, Paul
Here's what I think, Paul, and you can accept this or tell me I'm interfering again, but
Benim düşündüğüm şu Paul ;
I'm not threatened by Paul.
- Görmüyorum.
- Because I'm the one in therapy here, Paul.
- Çünkü su anda terapide olan benim.
- Oh, one more "it's interesting", Paul, and I swear to God, I'm gonna fucking deck you, okay?
- Ne ilginçtir ki... - Bir kez daha "ilginç" dersen Paul, yemin ederim seni yere serecegim.
Paul, I'm so sorry.
Paul, özür dilerim.
- You make me sound like I'm so terrible, Paul.
- Sanki çok berbat biriymisim gibi söylüyorsun Paul.
I'm describing a feeling.
Bir duyguyu tarif ediyorum, Paul.
Hi, I'm Paul.
Selam, Ben Paul.
Paul... do you really think Kate and I need an interpreter?
Paul, sence Kate ve benim bir çevirmene ihtiyacımız var mı?
- that we've brought to you? - I'm not saying you're a monster, Paul.
Senin bir canavar olduğunu söylemedim.
I'm not asking you to decide, Paul.
Senden karar vermeni istemiyorum Paul.
I was thirteen, Paul.
On üç yaşındaydım Paul.
I must've closed my eyes, Paul, for no more than ten seconds.
10 saniyeden fazla değil gözlerimi kapatmış olmalıyım.
What's surprising me, Paul, is... and maybe I'm just in shock - - is that I don't feel jealous.
Beni asıl şaşırtan şey Paul belki şoktandır... kıskançlık hissetmiyorum.
She asked if, uh, Paul and I were fighting, and, uh...
Paul ve benim kavgalı olup olmadığımızı sordu ve ben de şu meşhur klişe konuşmayı yapmaya başladım...
Paul, I'm trying to get a dialogue started.
Paul, bir konuşma başlatmaya çalışıyorum.
I'm not sure, Paul.
Emin değilim Paul.
Paul, look - - hey, cut the crap! I need this.
Paul, dinle, kes şu saçmalığı, buna ihtiyacım var.
I'm Paul Weston.
Ben Paul Weston.
Hi, I'm Paul.
Merhaba ben Paul.
Oh, I'm, uh, I'm Paul Weston.
Ben, ben Paul Weston.
I'm Paul Weston, I was a friend of Alex's.
Ben Paul Weston. Alex'in arkadaşıydım.
It's me, I'm at Paul's.
Benim, Paul'ün oradayım.
Because I couldn't remember how we used to make up before we came to Paul.
Paul'e gelmeden önce nasıl barıştığımızı bile hatırlayamadığım için.
You know, Paul, I'm, I'm generally open to your interpretations, but right now, it just seems like you're trying to be a bit of a...
Paul bilirsin ki genellikle senin yorumlarına açığımdır ama, bu kez sanki biraz şey yapmaya çalışıyorsun gibi...
I'm telling you, Paul, we never discussed this.
Paul Tanrı seni inandırsın, asla konuşmadık bunu.
We're, we're talking about reality, Paul, which is that I'm, I'm in love with you.
Biliyorsun, biz burada sana aşık olmam gerçeği üzerine konuşuyoruz.
I think what Amy's trying to say, Paul, is that this is gonna be our last session.
Bence Amy bunun son seansımız olduğunu söylemeye çalışıyor.
No, because you're off in your own little world, but I'm the one left dealing with this house, and if I've raised your children till now, Paul...
Sen kendi küçük dünyana kapanmışsın ve bu evle uğraşan tek kişi benim. Hayır! Ve eğer, şimdiye kadar senin çocuklarını yetiştirdiysem- -
I hope that's not too complicated for you to understand, Paul.
Umarım senin için fazla karmaşık olmamıştır, Paul.
Justin, while I have grown to enjoy watching Small Paul struggle with these predicaments, today I will have to pass.
Justin, Küçük Paul'u izlemek çok hoşuma giderdi ama bugün pas geçmek zorundayım.
SO I GUESS WE KNOW WHY PAUL EASTMAN WAS HAUNTING HIM.
Sanırım Paul Eastman'ın neden onun peşini bırakmadığı belli.
I'M CURIOUS, WHAT DO YOU REMEMBER ABOUT THAT NIGHT, THE NIGHT PAUL EASTMAN CAME HERE?
Merak ediyorum, Paul Eastman'ın buraya geldiği geceyle ilgili ne hatırlıyorsun?
YOU CAN'T JUST SHOW UP HERE AND - Paul Eastman : WHAT'D YOU THINK I'D DO, MAKE AN APPOINTMENT?
N'apsaydım, randevu mu alsaydım?
WHEN THEY TOLD ME THAT PAUL KILLED THAT GUY INSTEAD... HE HAD MORE ON THE BALL THAN I THOUGHT HE DID.
Ama Paul'un o adamı öldürdüğünü söylediklerinde yaptığını sandığım şeyden daha fazlasına sahipti.
- All right, I will. I'll ask my friend Paul.
- Tamam, Paul'a soracağım.
I got you now, pioneer paul.
Seni şimdi hakladım, öncü Paul.
I got a pretty good timeline on Paul Bonfilio.
Paula Bonfilio'nun son anlarının mükemmel bir zaman çizgisini çıkardım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]