English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ I ] / I'm right about this

I'm right about this traducir turco

690 traducción paralela
Now, if you'll excuse me, I was right about this corset and my m'ladies are about to blow, so...
Şimdi, izninizle, bu korse hakkında yanılmadım ve göğüslerim patlamak üzere...
When the papers phoned me about this little ruckus in Strand I was able to calm them down all right.
Gazeteciler arayıp Strand'daki olayı haber verdiğinde onları yatıştırmayı başardım.
Now, I was right about her, Signor. And I'm right about this.
Evet, o konuda haklıydım, Senyor ve bu konuda da haklıyım.
I don't know about them but I'm going home. Right after this number. ?
Onları bilemem ama bundan sonra ben evime gidiyorum.
All right. Every year on my birthday I get sentimental and make a long speech but this year I'm going to be brief because I have more to be happy about than ever before.
Her yıl doğum günümde hem duygusal, hem de uzun bir konuşma yaparım ama bu yıl kısa keseceğim çünkü mutlu olacak daha çok şeyim var bu kez.
- I got a right to know what this is all about.
- Benim de ne olup bittiğini öğrenmeye hakkım var.
Even were you right about Wang Khan, yet would I venture this unaided.
Hakan yardım edebilir, belki de etmez. Bunun zaten hiçbir önemi yok.
I know I'm right about this.
Bu konuda haklı olduğumu biliyorum.
And right now this is the only thing I care about.
Şu anda umursadığım tek şey bu. Yeterince açık mı?
If I'm right about this, it's a far older sin than politics.
Eğer haklıysam, bu iş politikadan bile daha eski bir günah.
I'll get to him, and this time I'm not gonna waste one of his sane moments. I'm gonna ask him right out all about the murder.
Ona ulaşıp, kendinde olduğu bir anı kaçırmayacağım, ve cinayet hakkında her şeyi soracağım.
Agha, I'm not happy about this, we've no right to cut off the water.
Ağa, ben bu işi sevmiyorum. Ne hakkımız var suyu çevirmeye?
You talk about my boys like that again and I'll run you right off this ranch.
Çocuklarım hakkında tekrar konuşursan seni hemen bu çiftlikten göndereceğim.
I think that's got it in about the right angle in this gas jet, mm. BARBARA : Yes.
Bence doğru açıyla yapılması lazım.
Well, I'm sure you're probably right about this.
- Evet... Eminim bu konuda haklısınız
- Don't be concerned about this bag. - Am I right, Nick?
Haklı mıyım, Nick?
And I'm right about this simpering female.
Şu yapmacık kadın konusunda da haklıyım.
And I think, that you're right about one thing, about the fact that this enviroment bothers Ljupce.
Ve sanırım... bir konuda haklısın. Ortamın Ljupce'ı sıktığı konusunda. Bu konuda ki görüşümü değiştirdim.
Mmm-hmm. Starbuck, I'm telling you, there's something just not right about this place. Yeah.
Söylediğim gibi, burada yanlış giden bir şeyler var, Starbuck.
Starbuck, I'm telling you, there's something just not right about this place. Yeah.
Sana söylüyorum, bu yerde kesinlikle yolunda olamayan bişeyler var.
- Right now? - I warned you about this.
Sizi bu konuda uyarmıştım.
There are several things about this car that I ought to explain. That's all right. I'm a fast study.
Bir dakika, bu araba hakkında söylemem gereken bir kaç şey daha var...
I mean, it's all right if you're a teenager, you know, you've never had it before, you know, and you say, "What is this all about?" You keep drinking and getting sick and throw up. But grown people do that.
Ergenseniz ve başınıza daha önce hiç gelmediyse, kusana kadar içmeyi anlarım da, yetişkinlerin hafta sonlarını bu şekilde geçirmelerini anlamıyorum.
He said, "No, I'm not talking about that. I'm talking about this child right here."
"Ondan bahsetmiyorum, bu çocukla ilgili konuşuyorum," dedi.
I'm right about this.
Bu konuda haklıyım.
I don't know if you know anything about this but you have to call me right away!
Bu konuda bilgin var mı bilmem... ama beni hemen araman gerek!
Crockett, I sure hope you're right about this guy.
Crockett, umarım bu herif hakkında yanılmamışsındır.
I was a good cop, and I'm right about this.
Ben iyi bir polistim ve bu konuda haklıyım.
When I started in this business, about eight years ago... - Right after I got outta the army... - I got somethin'.
Bu işe, sekiz yıl kadar önce ordudan çıktığımda başladım...
I wonder if this is the right time to tell you about it.
Bunu sana anlatmak için doğru zaman mı bilmiyorum.
There'll soon be no Farpoint Station, if I'm right about this.
Eğer bu konuda haklıysam, yakında bir Farpoint İstasyonu olmayacak.
Dad said he was uncomfortable about us being here for the weekend, and I tried to explain, make him trust me, and I said it would be all right, and this...
Babam bu hafta sonu bizim burada olmamızdan çok rahatsız olduğunu söyledi. Ve ben de ona anlatmaya ve inandırmaya çalıştım. Her şeyin yolunda gideceğini söyledim, ama şimdi...
All right, so I've been playing it cool. You know, a little smile, a little wink, a little, "Hey, Bruno, look at this." You know, he's on the hook, and I'm just about to land him.
Peggy, baksana bu saç, kurabiyeden çıkıyor mu olsun, yoksa sürpriz olsun diye içinde mi kalsın?
This is probably the nicest Army-Navy store I've ever been in, and I've been in every branch of the service, so I know what I'm talkin'about, all right?
Hayır, bu şu ana kadar gördüğüm en güzel askeri eşya satan dükkan.. .. ve ben askeriyenin her biriminde bulundum yani neyden bahsettiğimi çok iyi biliyorum.
I know you can't make that move right now, and this is cool, but, Clarke, think about what I'm saying.
Bunu şu anda yapamayacağını biliyorum. Ve bu sorun değil. Ama Clarke söylediklerimi bir düşün.
So I've never recommended it, and I myself would have never, ever got it, and I'm so thankful that I was that smart, because right about now, this next 40 or so years that I'm gonna be here,
O yüzden hiç tavsiye etmedim, kendim de istemedim ve o kadar kafam çalıştığı için şükrediyorum. Çünkü artık, önümüzdeki 40 yıl falan hayatımı yaşayacağım.
I have to tell the sheriff about this right away.
Derhal şerife anlatmalıyım.
As journalists, you must appreciate that I can't talk about this right now.
Gazeteci olarak, şu an konuşamayacağımı anlayışla karşılamalısınız.
All right I don't know about the rest of you, but I'm getting really sick of this place!
Pekâlâ, sizi bilmem ama burası gerçekten midemi bulandırmaya başladı.
You better be right about this or I'll break your head so you can't think no more.
Bu sefer haklı olsan iyi olur.Yoksa kafanı kıracağım, böylece bir daha düşünemeyeceksin.
I'm all right. I'm really excited about this place.
Chicago'daki olayı burada tekrarlamamamı istedi.
I know I'm right about this.
Bunun doğru olduğunu biliyorum.
Wasn't I right about this guy?
Bu adam hakkında haklı mıymışım?
- I'm bringing it right back down to the bar. - Let's just think about this for a minute.
- İstersen bunu biraz düşünelim.
One time, about 3 : 00 a.m., I was right here lookin'down this street.
Bir keresinde, sabahın üçünde, burada durmuş caddeye bakıyordum.
Now look, Clarence, the more I hear about this Drexl fucker the more I think you did the right thing.
Bana bak, Clarence, bu amına koduğumun Drexl'ı hakkında bilgi aldıkça doğru şeyi yaptığına olan inancım tazeleniyor.
All right, now, about this one, I'm absolutely certain... we can't deduct dinner at Empire Szechuan.
Kesinlikle eminim ki bunu vergiden düşemeyiz. Empire Szechuan'da akşam yemeği.
- I hope you're right about this, Captain Hastings.
Umarım haklısındır, Yüzbaşı Hastings.
Look, I'm not gonna talk about this shit... With you now or any other time, all right?
Bu konu hakkında seninle ne şimdi ne de başka bir zaman konuşmayacağım.
I think you're gonna want to know about this right away, sir.
Sanırım bunu bilmek istersiniz, efendim.
Let's go of me right now, Nessus, or when Hercules gets home...,... I will tell him about this and the other night!
Benden uzak dur, ya da Herkül eve döndüğünde bunları ve diğer geceyi ona anlatırım!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]